Müzakerelerde ‘toprak’ en kolayı
Garanti ve ittifak konusunda Türkiye’nin yeni açılımları varmış. Rum basını sağ olsun, oradan okuduk.
Cumhurbaşkanlığımız öyle uygun gördü. Biz ya Türkiye ya da Rum medyasından ‘ikinci elden’ bilgi almaya mahkumuz, Kıbrıs Türk basını ve dolayısıyla Kıbrıs Türk Toplumu olarak…
Canları sağ olsun.
Müzakerelerde bir sonuca varsınlar da, bizim medya imza atıldığını varsın bir gün sonra, Güney’de çıkan gazetelerden öğrenip, 24 saat gecikmeyle yazar.
Keşke o gün gelse…
Çözüme ulaşılsa…
***
Cumhurbaşkanı Akıncı parti liderlerini toplayıp bilgi verdi. İyi etti.
Eğer ‘kritik aşama’ya girilir, New York’ta ‘beşli konferans’ yapılacak aşamaya gelinirse, parti liderlerini de orada görmek istediğini iletti Başkan…
Bu da iyi…
Şimdi ‘yoğunlaştırılmış müzakereler’in yeni bir aşamasına girildi. Görüşmelerde ‘hassas’ denilen konuların konuşulacağı söyleniyor.
Mülkiyet, toprak, garantiler…
Akıncı’nın özellikle ‘toprak’ başlığını Kıbrıs’taki görüşmelerde değil, yurt dışında ‘kapalı devre’ toplantılarda ele almak istediği yönünde bilgiler var.
Yoğurdu üfleyerek yemekten yana Akıncı… Haksız da değil. Zira toprak konusu en fazla speküle edilmeye müsait mevzu…
Zorlu Töregiller elde yalan haritalar yine yola düşecekler. Kuzeydekiler de, Güneydeki muadilleri de…
***
Türkiye ve Yunanistan ‘garantiler’ konusunda konuşup uzlaştıysa, Birleşik Krallık da buna onay verdiyse ve daha büyük güçlerin de itirazı yoksa, BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi 5 ülke de “Tamam” derse, bu başlıkta sorun çıkmayabilir. Durum bu kadar parlak mıdır, emin değilim. Zira bölgenin hali parlak değil!
Ama diyelim ki garantiler konusu tamam…
Velev ki mülkiyet başlığını da hallettik. Kriterler konusunda iyi mesafe katedilmişti zira…
O zaman Kıbrıs’ta çözüm oldu demektir!
Zira geriye ‘toprak’ kalır ki, o işin en kolay tarafı…
Bakmayın siz ‘ultra milliyetçi’ takımına… Hatta onların sözcülüğüne soyunan Özgürgün’ün “Güzeyurt’u vermeyiz” demesine de kanmayın.
Kıbrıs Türk tarafının elinde verecek çok toprak var.
***
Her gün dinamit yerleştirip patlattığımız dağlar mesela… Birinci kalem, derhal masada Rumlara verelim!..
Lefkoşa Sanayi Bölgesi ‘ilk verilecekler’ listesinde zaten… Savaştan kalmış görüntüsü, bombalanmışa benzeyen yolları, ilgisizlikten pis ve bakımsızlığa terk edilmiş bu bölgeyi değil masada, telefon açarak “Size bırakıyoruz” desin Akıncı…
Yaz bitmek üzere ama henüz ‘yangın helikopteri’ konusunu halledememiş, piknik alanlarını çöplere ve yılanlara teslim etmiş bir toplum olarak, orman arazilerini de Federal Kıbrıs’ın Rum kanadına bırakalım!
Ve özellikle sahilleri… her koyuna, her körfezine birer kumarhane inşa ettiğimiz, insanların maviliklerle irtibatını kestiğimiz kıyıları… Derhal, behemehal, hemen Rum Yönetimi’ne devredelim!
Biz koruyamadık, belki onlar sahip çıkar.
‘Toprak’ kolay. Çok kolay!..