Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Müzevir

A+A-

Bir adım geriden yürüyoruz.
Türkiye adanın kuzeyinde “ev sahipliğini” ilan etmiştir.
Seversiniz, sevmezsiniz…
Artık hiçbir “kritik karar”da kurumlarımız ya da söz hakkımız yoktur; “karar verici” değil, alınan kararların “vesilesi” olmaktır yerimiz.
Kıbrıslılar ya da KKTC yurttaşları, adanın kuzeyinde “yönetime ortak” değildir.
“Anavatanına layık olmak” üzerinden bir siyasi iklim gelişmiştir.
İrademizi askıya alan her adım son seçim sonuçları üzerinden meşrulaştırılmak isteniyor.
Öyle yüzde kırk sekize falan aldıran da yoktur.

***

Öylesine ağır bir “güç gösterisi” var ki, direnenlerin sesi fazla duyulmuyor.
En önemlisi de “içten” yitiyor bu yurt!
Kendini yiyor, kendini tüketiyor.
En tepeye yerleştirilen “lider”, kendi halkını, kurumlarını, memurlarını şikayet ediyor, hedef gösteriyor.
“Hiçliğimizi” ilan ediyor adeta…
Başkan değil müzevir.

***

Ne olacak büyük sarayların olsa şimdi…
İçinde kendi iraden yoksa eğer…
En güzel hastanelerde senin doktorların yoksa…
Müteahhitlerin yoksa hayatın içinde…
Yoksa işçin, emekçin…
İnsanın yoksa insanın…
Yerin yurdun yoksa…
Ne olacak?

***

Konya’ya gider gibi geldi Erdoğan adaya…
Kayseri’ye…
Antep’e…
Trabzon’a gider gibi…
KKTC ilçesi”ni pek bir sevdi.
Tatar da Konya Belediyesi Başkanı’ndan farklı değildi zaten…
İlk sözü aldı, başkanını övdü, sevdi, selamladı.
Son sözü asıl Başkan söyledi.
Ne zaman, ne olacağını anlattı.

***

Toplumsal kimliğimizle, irademizle, demokrasimizle, eşitliğimizle bir ‘gelecek’ önerilmiyor.
Süslü püslü bir ‘sığıntılık’ halidir yaşadığımız.
Bir gencimiz Türkiye adına dünyaya açılırsa eğer sevineceğiz.
Bir siyasimiz Türkiye’den aferin alırsa, gururlanacağız.
Maaşlar ödeniyorsa mutlu olacağız.
Sular akıyor ve yeni yeni açılışlarda kurdeleler kesiliyorsa kalkınacağız.
Aç değil, açıkta değilsek özetle…
Yurt yerine yurtsuzluk olsa da…
KKTC ilçesi’ huzurda demektir (!)
Geriye de besmele çekmek kalır.

Bu yazı toplam 2075 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar