1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Müzik Okullarına Öğrenci Seçerken Uygulanan Kriterler Neler Olmalıdır?
Müzik Okullarına Öğrenci Seçerken Uygulanan Kriterler Neler Olmalıdır?

Müzik Okullarına Öğrenci Seçerken Uygulanan Kriterler Neler Olmalıdır?

Geçmişten günümüze müzik eğitimi veren okullara öğrenci seçilirken uygulanan kriterler hemen hemen aynıdır ve temel yapı değişmemiştir. Asıl olan seçilecek öğrencinin müzik kulağı yeteneğinin uygun seviyede olmasıdır. Peki nedir bu uygun seviye?

A+A-

    Geçmişten günümüze müzik eğitimi veren okullara öğrenci seçilirken uygulanan kriterler hemen hemen aynıdır ve temel yapı değişmemiştir. Asıl olan seçilecek öğrencinin müzik kulağı yeteneğinin uygun seviyede olmasıdır. Peki nedir bu uygun seviye? İşte bu soru, esas amacın doğru yönde gelişmesi için katılacak öğrenci tarafından ve ailesi tarafından bilinmeli ya da bu kişilere bunun özü iyice anlatılmalıdır. Çok basit bir tarifi vardır aslında. Müzik kulağı denince, belli aralıklarda (özellikle piyano) ile verilecek seslerin aynısının tekrarı, bunun yanında ise, çalınacak veyahut vurularak verilecek ritimsel tınıların ya da ezgilerin aynısının tekrarı, bunun yanında herhangi bir şarkının tonundan söylenmesi ve bu şarkıyı farklı tonlara adapte edebilme. Bu tarifler en basit anlatımıyla herkesin anlayacağı şekilde böyledir yani. Peki sadece bu kriterler yeterli mi? Sorusu ise, mutlaka sorulmalıdır. Seçilecek öğrencinin fiziksel özellikleri de önemlidir. Özellikle konservatuarlarda, parmakların özellikleri; Uzunluğu, kalınlığı, dudak yapısının özellikleri seçilecek ve çalınacak enstrumanlar için önemlidir. Bazen fiziksel özellikler o kadar önemsenir ki,  (küçük parmağın yüzük parmağının ikinci boğumundan uzun olması) seçilecek öğrenci için çok önemli bir avantaj olabilir. Sadece öğrenci için değil bu avantaj öğretmen için bile çok büyük bir kolaylık sağlar. Özellikle nüfusu az olan küçük bölgelerde,  katılımcı öğrenci sayısının kısıtlı ve az sayıda olması büyük bir dezavantajdır. Böyle şanşsız müzik okullarının öğrenci seçerken çok daha seçici olacakları yerde,  sadece öğrenci sayılarını çoğaltma düşünceleri sayısal açıdan doğru bir politika olmasına rağmen, müzik okulları seçme kriterleri açısından ise kötü sonuçlara yol açabilmektedir. Yoğun katılımcıları olan müzik okullarının avantajları da yüksektir. Böyle olunca da kriterlerin tam anlamıyla uygulanması söz konusudur bu da okulun başarısını katlayarak artırır. Mezun olan öğrencilerin yerlerini doldurmak için küçük sınıflara belli sayıda öğrenci almak zaten ilk amaç olmakla birlikte, okulun öğrenci sayısı, enstruman öğretmenlerinin yoğunluğu ve tamamlayıcı derslerin programlarının, müzik okulunun esas amacını saptırmayacak şekilde düzenlenmesi çok önemlidir. Küçük müzik okullarında; Öğretmen sayısı, enstrumanların dağıtılması, okulun ihtiyacı, okul orkestrasının yapısı, toplumun ihtiyacı ve ülkenin ihtiyacı düşünülerek, müzik okuluna alınacak öğrenci sayısı çok akıllıca belirlenmeli ve programlanmalıdır. Ülkelerin müzik öğretmeni eksiği, veya orkestraların eksiklerinin tamamlanması bir program dahilinde belirlenmeli öğretmen ya da sanatçı eksikliği gözardı edilmemelidir. Benim bu konudaki düşüncem, ülkemiz gibi küçük toplumlarda küçük müzik okullarına öğrenci seçilirken sınavda uygulanacak kriterler yanında müzik enstrumanlarına göre sınav kriterlerinin belirlenmesidir. Bu konuyu biraz açalım; Müzik okulunda dersi verilen enstrumanlar hangileriyse, sınav duyurusu verilirken (4 tane keman öğrencisi, 6 tane viyola öğrencisi, 3 tane çello öğrencisi, 4 tane saksafon öğrencisi, 2 tane vurmalı çalgılar öğrencisi gibi) şeklinde olması hem okul, hem öğretmenler, kısaca herkes için çok büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Böylece ihtiyaca göre öğrenci alımı çok kolaylaşacak ve okul programları da çok kolay yürütülebilecektir. Örneğin müzik okullarına kontrasbas öğrencisi seçmek çok ayrıntılı saptamalar gerektirir. Müzik okulunda,  (mesela en küçük boy kontrabas ) yoksa en küçük sınıfa alınacak ve seçilecek öğrencinin bu enstrumana seçilmesi, öğrencinin bu enstrumandan hatta müzikten soğuması çok büyük olasılıktır. Enstruman seçiminde yapılacak yanlışlıklar, düşünülmeden ve yanlış saptamalarla yapılacak seçimler, çok kötü sonuçlar doğuracaktır. Yetenek sınavından sonra yapılacak seçimler özellikle küçük müzik okullarında büyük bir enstruman uygunluğu ve enstruman seçimi karmaşasına yol açmaktadır. Bunu düzeltmenin tek yolu, en baştan (yetenek sınavıyla birlikte) uygun olan öğrencinin, uygun olan enstrumana da seçilmesiyle olmalıdır. Gerçekte hani derler ya (Amerika’yı yeniden keşfetmek) işte, dünyadaki birçok müzik okulu örneğinden yola çıkarsak, onların tecrubelerinden de yararlanırsak ortaya çıkacak sonuç açık ve ortadadır. Kuzey Kıbrıs’ta da müzik okullarına öğrenci seçerken içinde bulunduğumuz durumu da hesaba katarsak, böyle bir seçim kriteri dosyası oluşturmak zorunludur ve en acil ihtiyaçtır. Ülkemizde müzik eğitimi almak isteyen yetenekli öğrencilere sunulan enstruman seçenekleri son derece sınırlıdır. Oysa, birçok farklı branşı öğretebilecek konservatuar mezunu gençler vardır ve bu eğitimi vermek, farklı enstrumanları halk arasında yaygınlaştırmak için can atmaktadırlar. Farklı branşların yaygınlaşması için yapılacak olan en mantıklı hareket, ülkemizdeki müzik okullarında farklı enstruman dallarının açılmasıdır. Kıbrıs’ın Kuzeyi’nde müzik sanatı üzülerek belirtmek isterim ama hiç de planlı ve çağdaş bir uygulamayla yürütülmemektedir. Şu anda ise gelecek nesillere sunacağımız bir müzik sanatımız yok gibidir. Bu yüzden de müzik sanatında yetişen gençler aldıkları eğitimden sonra ülkelerine dönmek istememektedirler. Kısaca göç dalgası en başta sanatçıları etkisi altına almıştır. Çözüm ise, inanın çok karmaşıktır.


HAFTANIN ALBÜMÜ:

DAVID GUETTA – NOTHING BUT THE BEAT

 

Tüm dünyada dinlenen hitlerin yaratıcısı DJ David Guetta dünyayı sallamaya yepyeni albümü “Nothing But The Beat” ile devam ediyor! Flo-Rida, Nicki Minaj, Taio Cruz, Ludacris, will.i.am, Usher, Snoop Dogg, Akon, Jennifer Hudson, Sia, Timbaland gibi birbirinden başarılı ve ünlü isimlerle tam kadro bir gösteri gibi sunulan albümün ilk single’ı 800.00’den fazla sattı ve en az 15 ülkede Top 10 listelerinde birinciliğe yükseldi. Bundan iki yıl önce, elektronik dans müziği ile şehir yaşamını birleştirmek isteyen DJ, bu albüm ile bu hayalini gerçekleştirdi ve çağdaş pop dünyasının liderlerinden biri olarak bir tarafı elektronik bir tarafı vokal bir albüme imza attı.

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 2128 defa okunmuştur