Narenciyede sıkıntının sebebi yönetim kabızlığı!
Güzelyurt bölgesinde ayakta kalan üç adet narenciye paketleme tesisinden ikisini özel sektöre kiraladılar...
Devrettiler...
Veya peşkeş çektiler...
-*-*-
Bir tanesi hala Cypfruvex’te...
Yani devlette...
-*-*-
Devletin tek paketleme tesisinin paketleme kapasitesi, bir gemiyi bir haftada dolduracak büyüklükte değil!
Gemi bir haftadan fazla beklerse, narenciyede bozulma olabileceği gibi, masrafları da büyüyor!
Örneğin navlun ücreti ödenemez ya d astarı yüzünden pahalı hale geliyor!
-*-*-
Peki öteki iki özel paketleme tesisi?
Onlar da fiyatın düşmesini, üreticinin ezilmesini bekliyor!
Şimdilik çalışmıyor, gemiyi doldurmaya bir katkısı olmuyor!
-*-*-
Ve sonuç: Narenciye çöp!
-*-*-
Peki bu sonucu yaratan kim?
Aciz, zavallı, yönetim kabızı hükümet ve onlara açık destek vermeye devam eden Anavatanınız!
-*-*-
Haaa narenciye ucuzlarsa da çok karlı bir şekilde alan yine Anavatan!
Yani ambargo var mıydı yok muydu bir yana...
Durum bu!
Bir bir daha iki!
Çok yaşa Anavatan!
Bullying ve mobbing!
Bazı işler vardır, iş yerinde yapmak zorundasınız...
Bazı işler vardır, mesele benimkisi gibi; sabah stüdyodasınız, daha sonra dilediğiniz yerde...
-*-*-
İster deniz kenarında, ister dağda!
İster evde, odada, ister kahvehanede, ister restoranda, ister bir otel lobisinde...
-*-*-
KKTC’de Binboğa diye bir “Kooperatif”imiz var...
Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası’na bağlı bir iş yeri...
-*-*-
Karma Hayvan Yemi Harup Ürünü Ve LPG Üretim Pazarlama Kooperatifi...
-*-*-
Maddi durumuna baktığınız zaman çok iyi yönetildiğini söylemek kolay değil...
-*-*-
Yöneticisi şuydu, buydu, koalisyon ortaklığında şu partinin sorumluluğundaydı gibi tartışmaya girmeye de gerek yok...
-*-*-
Bu iş yerinde yaklaşık 20 yıldır emek veren bir kişi var...
Bu kişiye yönetimden “işe geç geliyorsun, erken ayrılıyorsun, hatta bazen keyfi olarak hiç gelmiyorsun” benzeri bir suçlama ile soruşturma açıldı...
-*-*-
Ve Yönetim Kurulu oturdu, yaklaşık 20 yıllık çalışanın maaşını düşürmeye karar verdi...
Ceza bu!
Çalışana uygun görülen ceza, maaşını işe yeni başlamış gibi saptamak!
-*-*-
Yasaldı, değildi, işçi haklarıydı, toplu sözlemeydi falan onları da geçiyorum...
Bu, hukukun işi!
Eminim çalışan bir avukat tutup hakkını arayacaktır!
-*-*-
Ayrıca işe geç gelen veya işten erken ayrılan birini savunacak da değilim...
-*-*-
Ama dört çocuk babası – tek maaşla aile geçindirmeye çalışan bir kişiye bu cezanın verilmiş olması; aklıma “bullying ve akabinde ortaya çıkan mobbing” durumunu getirdi...
Çünkü iddialar o yönü işaret ediyor...
-*-*-
Dediğim gibi, bu iş yerinin yöneticileri tanıdığımdır, ahbabımdır, kardeşimdir...
Fark etmez...
İyi insandır, kötü insandır tartışmasına da gerek yok!
-*-*-
Sadece bir ya da bir kaç işçiye “maaşını düşürdük” diye yaklaşarak, Binboğa’yı bataktan kurtarmanın mümkün olmadığı inancındayım...
Memleket ya da balık taaaa baştan kokmuştur; “sadece dokunabileceklerinize” değil, her konuya “temiz elle” saldırın; bu yaptığınızın da doğru olduğunu söyleyip, ayakta alkışlayayım!
-*-*-
Ama bir ya da bir kaç kişiyi hedefe koyup, koskoca orduyu görmezden gelmeniz; kısacası şu anda yaptığınız, bullying ve mobbingden başka bir şey değildir!
Yazıktır ve günahtır!
İnsaf edin...
-*-*-
Haaaa uyardıydık, sözlü belirttiydik, yazılı söylediydik...
Haklı olabilirsiniz...
Ama dediğim gibi, tek bir kişiyi ya da iki üç kişiyi bu şekilde cezalandırarak ne Binboğa’yı, ne Kooperatif’i ne de ülkeyi kurtarabilirsiniz!
Sadece bullying ve mobbing yapmış duruma düşersiniz!
-*-*-
Veya şöyle söyleyeyim; bir Türkiye bankasında adeta “rehin” tutulan Kooperatif üyelerine ait milyarlarca liralık mevduatı alıp çiftçiye – köylüye ucuz kredi olarak dağıtmayı deneseniz keşke!
Gücünüz yeterse!
İyi niyetin önemi
Daha önce müzakere heyetlerinde görev yapmış sevgili İpek Borman dün sabah Sim Tv’de konuğumdu...
Borman, “iyi niyetle yaklaşılırsa...” diye başlayan cümleler kurdu ve “Kıbrıs sorununu çözülebileceğini” veya daha özelde “daha çok geçiş kapısının açılabileceğini” vurguladı...
-*-*-
İyi niyetle yaklaşmak nedir?
İyi niyetle yaklaşmak, çözümü istemektir!
İyi niyetle yaklaşmamak yani olaya kötü gözle bakmak veya kötü niyetle değerlendirmek ise açıkçası çözümü reddetmektir!
-*-*-
Mesela mı?
Mesela bugün iki tarafın müzakerecileri saat 11’de yeni geçiiş kapıları konusu başta olmak üzere, neler yapılabileceğini konuşmak üzere bir araya gelecekler...
-*-*-
Bizim taleplerimiz belli...
Haspolat ve Akıncılar’dan iki yeni kapı önerimiz var...
-*-*-
Rum tarafı bunlara “hayır” demedi!
Rum lider “sekiz maddelik bir liste” sundu ve “ya hepsini birden kabul edersiniz ya da reddedersiniz” gibi salakça bir şart koştu...
-*-*-
Umarım iyi niyet ağır basar!
Çünkü Rum liderin önerisi ne kadar salakça ise bizim tarafın Erenköy ve Piroi’den “transit” geçişleri reddetmesi de o seviyede salakçadır...
-*-*-
(Fotoğraf, 1963’ten beri Rumlara ait araçların geçişinin mümkün olmadığı Ereneköy... Türk tarafı, Rumların Erenköy’den geçiş talebini nedense “çılgın bir talep ya da doğrudan toprak iadesi” olarak niteliyor!)
Fotoğraf: Cyprus Mail