Narenciyede sorun maliyet
Güzelyurt’ta bulunan narenciye sektör temsilcileri ve üreticiler, bu yılın yağışlardan dolayı verimli geçtiğini, ancak mali sıkıntıların olduğunu söyledi.
Güzelyurt’ta bulunan narenciye sektör temsilcileri ve üreticiler, bu yılın yağışlardan dolayı verimli geçtiğini, ancak mali sıkıntıların olduğunu söyledi. Temsilciler, “devletten destek gelmediğini”, üreticiler ise “üretim maliyetlerinin pahalılığını” anlattı.
Dila ŞİMŞEK
Narenciye sektör temsilcileri ve üreticileri, bu sene yaşadıkları sorunları dile getirdi, sektör temsilcileri en büyük sorunun maddi sıkıntılar olduğunu kaydetti. Cypfruvex Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Olgu, 2018’e kadar birikmiş olan borçların, geçtiğimiz seneyi maddi açıdan kötü etkilediğini anlattı. Bu borcun 4.5 Milyon TL olduğunu ve 2018 sonunda tamamen bitirildiğini söyledi. Olgu bunun yanı sıra, fabrikada satılmayan ürünlerin de zarara sebep olduğunu dile getirdi. Üreticiler ise hem maliyetten, hem de su sorunundan dert yandı. Üreticiler, enflasyonla artan elektrik, su, mazot, gübre ve ilaç maliyetine dikkat çekerek, indirim yapılmasını istedi. Tuzlu suyun ise yıllardır büyük bir sıkıntı olduğunu ifade eden üreticiler, su sorununa sürdürülebilir bir çözüm talep etti, yağmur sularına güvenmenin riskli olduğunu vurguladı.
Cypfruvex Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Olgu, bu senenin yağışlardan dolayı verimli geçmiş gibi görünse de, aslında her geçen sene üretimde bir kayıp yaşandığını ifade etti. Olgu, “Devletten herhangi bir maddi destek almadan işlerimizi yürütüyoruz. Bu sebeple birçok maddi sorun yaşadık” şeklinde konuştu. Olgu, Bir sene önce Yönetim Kurulu Başkanı olduğunda fabrikanın borçlarının olduğunu, ancak stoklardaki tüm ürünlerin satılması ve sıkı çalışmayla bunun sıfırlandığını kaydetti.
Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın, Türkiye’de hava şartlarının kötü olması ve don olayı yaşanmasının üretimlerini etkilediğini, bu yüzden de narenciyeyi Kıbrıs’ın kuzeyinden ihraç ettiğini söyledi. Akçın, Kıbrıslı Türk üreticilerin talepten dolayı en çok mandora, yani King ürettiğini, diğer ürünleri çok az yetiştirdiğini anlattı. Akçın, “Bir ürüne yüklenip, diğer ürünleri yetiştirmeyi bırakmak ticari açıdan yanlış bir karar” diye konuştu.
Üreticiler ise, yaşadıkları mali sıkıntılardan dert yandı. Devletin 2018’de ödemesi gereken doğrudan gelir desteği ücretlerini hâlâ ödemediğine işaret ederek, düzensiz ödenmenin verdiği sorunları dile getirdi. Üreticiler, elektrik, mazot, gübre ve ilaç maliyetlerinde indirim yapılmasını talep ederek, “Üretici sayısı her geçen yıl azalıyor ve üretim bundan olumsuz etkileniyor, maliyetlerimize indirim yapılmalı” şeklinde konuştu. Üreticiler, su sorununun yıllardır sürdüğünü, tuzlu suyun bahçelerini kuruttuğunu, ürüne verilen az suyun ise kaliteyi etkilediğini anlattı. Bu sene yoğun yağışlar sayesinde üretimin verimli geçtiğine işaret eden üreticiler, sürdürülebilir bir çözüm istedi.
Cypfruvex Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Olgu “Mali sıkıntılar yaşadık”
“Bu sene yağışların artmasıyla verimli geçmiş gibi görünse de, aslında her geçen yıl üretim sayısı azalıyor. Cypfruvex olarak, devlete bağlı olduğumuz için tüccarlardan kalan ürünü almak durumunda kalıyoruz. Aldığımız bu mal eğer satılmaz ve kalırsa, mali kaybı da fabrikamız yaşamış oluyor. Devletten herhangi bir maddi yardım almadan bu işi sürdürüyoruz. Bu sene mandora (halk adıyla King) konsantresinde bir sorun yaşar olduk. Bu sebeple de elimizde kalmaması için değerinin yarısına satış yaptık. Mali durumlarda sorunlar yaşayabiliyoruz. 2009’dan önce fabrikanın her türlü maliyeti ödenirken bunda değişiklik yapıldı ve devletten herhangi bir ödeme alınmadan işlere devam edildi. Ben 2018’in Mart ayında Yönetim Kurulu Başkanı olduğumda, fabrikanın Ziraat Bankası’na 4.5 trilyon borcu vardı. Devletten ihracat teşvik kredisi alarak ve stokta ürün bırakmayarak borçları kapatmaya çalıştık. Sıkı çalışıp stoklarda ürün bırakmayıp, pazarlayarak tüm borçları kapattık ve bu seneye sıfırdan başlamış olduk. Mali sıkıntılar dışında ise bir sorun yaşamadık.”
Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın “Tek tip ürün satılır oldu”
“Türkiye’de bu sene hava şartlarının çok kötü olması, üretimlerini felakete sürükletti. Ürünlerde don olayı yaşayan Türkiye, narenciyeyi bizlerden ihraç etti. Bu sebeple normalden daha iyi satış yaptık, özellikle de mandora, yani king ürününde. King, Avrupa’da tercih edilen bir ürün olmadığı için oraya satış yapamıyoruz. Kıbrıs’ın güneyi, King’i Rusya’ya ihraç ediyor. Eğer Türkiye’deki üretimde sorun yaşanmasaydı, bu sene yine önceki seneler gibi daha verimsiz bir sene geçirebilirdik. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin bir anda mandora talep etmesi sebebiyle, bizim üreticilerimiz, daha çok para kazanabilmek için bahçelerine limon, greyfut, valensiya yerine mandora aşıladı, bu ürünü yetiştirdi. Ancak ticari açıdan baktığımızda bu doğru bir karar değil, çünkü narenciye çeşitliliğinin olması, pazarda her zaman daha çok ilgi çeker. Şimdi ise mandora her yerde bulunur, diğer ürünler bulunmaz oldu. Narenciye üretimimiz her geçen yıl azalmakta. Yaşanan mali sıkıntılar, üretici sayısını da azaltmış oldu. Güzelyurt bölgesine yıllarca ‘Güneye verilinebilir’ düşüncesiyle yatırım yapılmadı, bölge halkı ise göç etti. Örneğin su ve mali sıkıntılar Mağusa’da da sorun yaratarak üretimi bitirdi, ancak orada büyük bir üniversitenin olması, farklı sektörlerde para akışı sağlamış oldu, arsalar değerlendi. Güzelyurt ise yatırım ve gelişimden uzak kaldı.”
Narenciye Üreticisi Gökhan Saraç “2018 yılında ödenmesi gereken ikinci destek ücretini hâlâ alamadık”
“Bu sene yağışlar, üretime çok faydalı oldu. Biz üreticilerin yıllardır en büyük sıkıntısı su sorunuydu. Yağışlarla, yeraltı suları da dolarak, gelecek seneye umut oldu. Eğer yağmur olmasaydı, rekolte çok daha düşük gelecekti. Şu anki en büyük sorunumuz maddiyattır. Tarım Bakanlığı’nın biz üreticilere yılda iki kere ödediği doğrudan teşvik ücreti var. Ancak 2018 yılında ödenmesi gereken ikinci destek ücretini hâlâ alamadık. Elektrik, su, gübre, ilaç ve mazot maliyetlerimiz zaten yüksekken, destek ücretini alamamak bizleri çok kötü etkiledi. Ayrıca üreticilerin kullandığı elektrik ve ihtiyaçlarında bir indirim yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu şartlar altında üretici işini düzgün yerine getiremiyor. Sürdürülebilir bir tarım politikası geliştirilmeli. Şu anda piyasadaki ürün fiyatlarının tavan yapması, üreticilerin yaşadığı maddi zorluklardan kaynaklanıyor. Hayat pahalılığı sebebiyle memurların maaşına zam, asgari ücrete ise artış geldi. Ancak üreticilere ise hiçbir destek ve katkı olmadı. Yetkililer, yükümlülüklerini yerine getirmeli.”
Narenciye Üreticisi İsmet Yüksel “Doğrudan gelir desteğini kendisine harcayan üreticiler var”
“Yıllardır bu işi yapıyorum, şimdi ise işimi oğluma öğretiyorum. Geçtiğimiz senelere kıyasla hem üreticide hem de ürün sayısında çok büyük kayıplar yaşadık. Bunun da en büyük sebebi yıllardır çektiğimiz su sorunudur. Tuzlu su bahçelerimizi kurutuyor, emeklerimiz yok oluyor. Narenciyeyi az suyla yetiştirmek ise, boyutlarının normalden daha küçük olmasına sebep oluyor. Bu yüzden de tüccarlar küçük ürünleri beğenmeyerek, satın almıyor. Bu sene yağışlar olmasaydı, çok büyük sorunlar yaşardık. Aslında bahçelerimizin çok büyük yatırımlara ihtiyacı var ancak üreticinin imkanı olmadığı için bunu yapamıyor. Maliyetlerimize indirim yapılmalı. Eğer maddi sorunlarımız bu boyutta olmasaydı, çok daha kaliteli ürün yetiştirebilirdik. Ama gereken ilgiyi ve sorumlulukları yerine getiremiyoruz. 2018’de ödenmesi gereken doğrudan gelir desteğinin ikinci ücretini hâlâ alamadık. Doğrudan gelir desteği, üreticinin tüm imkanlarını bahçesine harcayarak daha kaliteli ürün yetiştirmesi için ödeniyor. Fakat öyle üreticiler var ki, daha az maliyet harcayarak ürünü bir şekilde yetiştirip, kendisine bu destekten pay elde etmek istiyor. Bu da kaliteyi etkiliyor.”
Narenciye Üreticisi Düğrü Çoban “Senelerdir su sıkıntısı yaşıyoruz”
“Senelerdir su sıkıntısı yaşıyoruz, bu yıl yağmur bol yağdığı için daha verimli rekolte ve ürün elde ettik. Ancak bu sürdürülebilir değil, seneye ne olur bilinmez. Bu sebeple tedbir alınarak, su sorununu çözmek için adımlar atılmalı. Bunun yanı sıra enflasyonla birlikte maliyetlerimiz çok daha pahalandı. 2018 yılının ikinci teşvik ücretini de hâlâ alamadık. Doğrudan gelir desteği ücreti, her senenin başlarında ve sonlarında iki aşama olarak üreticiye ödeniyor. 2019’un ilk desteğini alacağımız zamanlarda, biz hâlâ geçen senenin ücretini bekliyoruz. Bu durum tabii ki bizi olumsuz etkiliyor, üretimi azaltıyor. Yıllar önce tırlarla ihraç yapardık, artık bunda da çok büyük düşüş yaşandı. Şimdilerde tüccarlar kendi tırı ile gelip, seçtiği üreticiden ürün alıp dönüyor.”