Narenciyeye Türkiye ambargosu meselesi (3)!
“Türkiye bize ambargo uygulamıyor”…
Bir çok kişi öyle dedi!
Bir çok kişi de, “Türkiye size ambargo uygulamıyor” diye mesaj gönderdi…
-*-*-
Elyeli narenciye üreticisinin “HAKLI” isyanını iki gündür yazıyorum, aldığım tepkiler iki çeşit!
Biri “uygulamıyorlar”, ikincisi ise “uygulamıyoruz”…
-*-*-
Ama her iki grup da gayet açık farkındadır ki, evet uyguluyorsunuz!
Narenciye ve patatesimizi isteseniz alırsınız ve uyduruktan kıytırıktan mazeret uydurmazsınız!
-*-*-
Lokumumuzu, çikolatımızı, alkollü içeceklerimizi de isteseniz alırsınız!
-*-*-
Hatta isteseniz, ya da şöyle diyeyim, “… söyledikleriniz ve dinci hamasetiniz, külliyeniz kadar gerçek olmuş olsaydı”, göğsünüzü gere gere Fenerbahçe’yi de Galatasaray’ı da bu ülkeye getirir, tüm Dünya’ya “çatlayın ve de patlayın” diyerek, BM genel kurullarında “iki eşit egemen devlet olacak” diye salladığınız hikayeyi ya da masalı gerçeğe çevirirdiniz!
-*-*-
Tepkiye hiç gerek yok!
Hava Kuzey Kıbrıs sahasından kazandığınız da ortadadır!
Kıbrıs Türk toplumunun hakkı üzerinden bölgede doğal gazla alakalı hak iddia ediyor oluşunuz da!
-*-*-
Hatta hiç çekinmeden Nikos Hristodulidis ve Yunanistan ile doğrudan pazarlık yaptığınız da bilinmektedir!
-*-*-
Kusura bakmayın, Kıbrıslı Türk toplumu diye bir toplumu zerre umursamadığınız yoktur…
-*-*-
Kıbrıslı Türklerin kültürüyle, geleneğiyle, göreneğiyle, yemeğiyle, inancıyla tükeniyor olmasından da eminim haz alıyorsunuz!
Ve bu “sömürgen” siyasetinizi Ersin Tatar gibi desteklememizi de bekliyorsunuz!
Çok beklersiniz!
Ne Ersin’iz ne de Tatar!
Sorry!
-*-*-
Haaa ne mi yapalım?
Oturalım konuşalım…
Tartışalım…
-*-*-
Biz Türkiye’yi sizden daha çok sevdiğimiz ve düşündüğümüz iddiasındayız…
Hatta bundan eminiz…
Ve Kıbrıs sorunu bizim talep ettiğimiz şekliyle çözüldüğü anda, üç beş hırsızınızın ekmeği kesiliyor olabilir ama Türkiye de kazanacaktır biz de yok olmaktan kurtulacağız!
-*-*-
Kısacası, önce kendi aramızda müzakere edelim; sonra Rumlarla da Yunanistan’la da İngilizlerle de masaya otururuz!
Oturduğumuzda da daha rahat oluruz!
Elimiz daha güçlü olur!
Bundan emin olunuz!
Aydınlık ve umut kazansın!
Geçenlerde internette bir hikayeye rastladım…
Artık kitap da okumuyoruz, videolar seyretmekten bir hal olduk ama olsun!
Hikaye çok hoştu!
-*-*-
Kadın, adama soruyor:
“Sürekli kavga eden iki kurt var… Biri karanlık ve çaresizlik; öteki aydınlık ve umut! Hangisi kazanmalı?”
-*-*-
Adam yanıt verir:
“Hangisini daha iyi beslersen!”
-*-*-
Önümüzde çözüm ve çözümsüzlük!
Bir yanda karanlıkçı – soyguncu – ganimetçi çözüm düşmanları; öte yanda aydınlık ve umutla çözümü savunanlar…
-*-*-
Gelin aydınlık ve umut dolu tarafı besleyelim!
Polili ve Dillirgalı dostlara destek
Haspolat’ta bir geçiş kapısı açılsın mı?
Sadece Haspolat’ta değil, Alayköy’de de açılsın!
Gayretköy’de de!
Denya’da da!
Akıncılar’da da!
Hatta keşke kapılar yıkılsa, duvarlar çökse!
Bir gün “İnşallah”…
-*-*-
Neyse, AKEL, iki toplumlu Birleşik Kıbrıs Barış İnisiyatifi’nin yeni geçiş kapılarının açılması için bugün Aydemet - Metehan’da saat 15.00’te düzenleyeceği eyleme katılacağını bildirdi…
Fırsat bulursam ben de katılacağım!
-*-*-
Haravgi gazetesi yazdı.
AKEL, iki liderin pazartesi günkü görüşmesi öncesinde, bir kez daha yeni geçiş kapılarının açılmasına verdiği desteği dile getirerek, yeni kapıların açılmasının yalnızca birçok Kıbrıslı Rum ile Kıbrıslı Türk’ün günlük hayatını kolaylaştırmakla kalmayıp, Kıbrıs sorunuyla ilgili yapılacak genişletilmiş toplantı için olumlu bir hava yaratacağını açıkladı.
-*-*-
AKEL, liderleri bir sonraki görüşmelerinde toksik söylemlerle değil, karşılıklı fayda sağlayacak eylemlerle ilerlemeye; halkı da yeni geçiş kapılarının açılması için gösterilen çabaları desteklemeye çağırdı.
Yüzde yüz katılıyorum…
-*-*-
Ayrıca Baf’a bağlı Poli Hirsofu Belediyesi’nin, Erenköy’ün Batı’sındaki Paşiammo köyünde 18 Ocak’ta, Erenköy’ün transit geçişe açılmasına yönelik eylem organizesine de yüzde yüz destek veriyorum…
Dillirga ile Poli Hirsofu’daki vatandaşlar için Erenköy barikatının açılmasının “hayati öneme sahip olduğu” mesajının verilmesi isteniyor…
-*-*-
Benim bölgem, atalarımın doğduğu bölgeler…
Desteğim tamdır…
Erenköy araç geçişlerine açılsın, her hafta Poli’deyim…
Babamın köyü Limnidi’den, annemin köyü Tera’ya bir buçuk saatte gitmek yerine 45 dakikadan kısa sürede gidebileceğim!
Neden Tufan Erhürman?
Yeni bir seçim yılındayız, heyecan sürecine girmek üzereyiz…
Anketler yayınlanıyor…
-*-*-
Benim tahminim, Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) yaklaşık iki ay sonra gerçekleştireceği olağan genel kurultayında, Tufan Erhürman’ı bu yıl yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanı Adayı göstereceği yönündedir…
-*-*-
Son günlerde, bazı arkadaşlarımız, özellikle de çözüm yanlısı dostlarımız, şu ya da bu sebeple Tufan Erhürman’ı eleştiriyor…
Tabii ki eleştireceksiniz…
Ama bu eleştiriler eğer “haksız eleştiri” sınıfındaysa, dikkatli olacaksınız…
-*-*-
Aynı şey CTP için de geçerlidir…
Tabii ki eleştirilecek siyasetleri vardır…
Ama yine “haksız” hatta “bilgiden yoksun, dedikodulu” eleştirilerle değil…
-*-*-
Unutmayın!
Paranızı kaybederseniz, bir şey kaybetmiş değilsiniz…
-*-*-
Yine unutmayın!
Sağlığınızı kaybederseniz, evet sıkıntıdır…
-*-*-
Ama sakın unutmayın!
Karakterinizi kaybettiğinizde, her şeyinizi kaybetmişsinizdir…
-*-*-
Karakter nedir?
Karakter, insanı insan yapan kültürüdür, geçmişidir, davranışıdır, gülüşüdür, ağlayışıdır, yiyişidir, içişidir…
-*-*-
Paranız bitebilir!
Bulursunuz!
-*-*-
Sağlığınız gidebilir!
İyileşirsiniz!
-*-*-
Ama bir kere karakter gitti mi; gerisini unutun!
-*-*-
Neden mi Tufan Erhürman?
Parası kalmamış, sağlığı tehlikede bir toplumun karakterinin tehlikede olduğu apaçık ortada olduğu için Tufan Erhürman!
-*-*-
Defalarca hatalar yaptık…
Ben de siz de!
Parayı bitirdik, sağlığı yitirdik, karakteri düşürdük!
Aynı hatayı tekrarlamamak için Tufan Erhürman!
-*-*-
Haklı “söylenişinizi” işitiyorum!
“Gardaş, her şeyi ankara yönetiyor, Erhürman ya da bir başkası fark etmez!”…
Haklı olabilirsiniz ama yine de son şanstır Tufan Erhürman!