1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Narenciyeyi de sokağa döktürdünüz, yazıklar olsun
Narenciyeyi de sokağa döktürdünüz, yazıklar olsun

Narenciyeyi de sokağa döktürdünüz, yazıklar olsun

Narenciye sektörünün tüm paydaşları sokağa indi eylem yaptı. Eylemciler “yeşillenme hastalığı görüldüğü” iddiasıyla Türkiye’ye ihracatın durdurulmasını ve hükümetin yaşananlara kayıtsız kalmasını protesto etti.

A+A-

Hüseyin ÖZBARIŞCI

Narenciye sektörü, “yeşillenme hastalığı görüldüğü” iddiasıyla Türkiye’ye ihracatın durdurulması ve UBP – YDP – DP Hükümeti’nin yaşananlara kayıtsız kalmasını protesto etmek üzere dün Güzelyurt’taki ‘Portakal Çemberi’ önünde eylem yaptı. Üretici, çember önüne getirdiği araçlarda bulunan portakalı yola döktü.

Eylemde Cypfruvex LTD. Genel Müdürü Cemal Redif istifaya davet edildi, "Cemal Redif İstifa" sloganları atıldı. Güzelyurt terminali yanında toplanan birliklerin eylemine Cumhuriyetçi Türk Partisi de destek verdi.

CTP Milletvekilleri Erkut Şahali, Ürün Solyalı, Fide Kürşat, Armağan Candan, Filiz Besim, Salahi Şahiner'in yanı sıra, CTP Güzelyurt İlçe Başkanı Çağlar Gulamkadir de eylemde yer aldı. Üretici birlikleri de eyleme destek verenler arasındaydı.

Eylem sırasında üreticiler, Güzelyurt 'Portakal Çemberi' önüne döktükleri portakalları, üzerine kasa ve kıyafet koyarak ateşe verdi eyleme düzenleyen iki birlik, kamyonlarını Güzelyurt Belediyesi'ne ait kantarların önüne çekti. Narenciye İhracatçı Birlikleri Başkanı Ahmet Hastürk, Kıbrıs Türk Narenciye İthalatçılar Birliği Başkanı Fethi Bardakçı ve Eski Tarım Bakanı ve CTP Milletvekili Erkut Şahali eylemde açıklama yaptı.

 

Hastürk: “Sadece iki firmamıza paylaştırılan 15 bin tonluk bir kota karşımıza çıktı, diğer ihracatçı firmalarımız devre dışı bırakıldı”

Narenciye İhracatçı Birlikleri Başkanı Ahmet Hastürk, narenciye üretiminin Güzelyurt bölgesi için önemli bir geçim kaynağı ve başta gelen ihracat kalemi olduğunu vurgulayarak, sektörde bu yıl yaşanan olumsuzlukları anlattı.

Geçen yıl üreticinin mandora mandarinde altın yılını yaşadığını kaydeden Hastürk, bu yıl Türkiye’deki ürünlerde düşük fiyatlarla başlayan olumsuz havanın Kuzey Kıbrıs’a da yansıdığını ve ülke ürünlerine talep oluşmadığını anlattı.

Hastürk, “Türkiye’deki düşük narenciye fiyatları; geçen yıl kilosu ortalama 8-8,5 TL civarında olan mandora mandarinin bu sezon 3-3,5 TL gibi bir rakama denk gelmesine vesile olmuştur. Ancak Cypfruvex’in ıskarta ürüne 3,5 TL bir fiyat vermesi ve buna ilaveten erken bir kararla 2 TL’lik bir devlet teşviki ile de bu rakam taban fiyat diye tanımlanarak 5,5 TL’ye çıkarılmak suretiyle tüccar veya ihracatçılardan daha yüksek fiyata bu ürünü almaları talep edilmiştir. Bu rakamın Tarım Bakanlığı’nın açıkladığı narenciye teşvik priminin ihracatı desteklemekten uzak olduğu görülmüş, üreticinin beklediği fiyatı oluşturamamıştır” diye konuştu.

Sektörde yaşanan "sancılı" süreç devam ederken “yeşilleme” hastalığına neden olan Asya psillidi böceğinin ülkede görüldüğü haberinin ortaya çıktığını belirten Hastürk, bununla ilgili inceleme sürecinde de ihracatın sık sık sekteye uğradığını anlattı. Hastürk, ardından Tarım Bakanının Ankara ziyareti sonunda bir protokol ile ürünlerin, paketleme tesisinde çalışıldıktan sonra fumigasyon işlemi sonucu 24 saat bekletildikten sonra ihracatına karar verildiğini anımsattı. Bu adımdan sonra ihracatın bazı teknik ve araç sıkıntılarına rağmen yapıldığını belirten Hastürk, “Tam bu aşamada yine Tarım Bakanımız ile Cypfruvex Müdürü’nün Ankara’ya ziyarette bulundukları haberi geldi. Döndüklerinde karşılarına tam bir yasaklama kararı çıktığı açıklandı. Ancak bu toplantıda hangi taraftan geldiğini bilmediğimiz sadece iki firmamıza paylaştırılan bütün narenciye ürünlerini kapsayan 15 bin tonluk bir kota karşımıza çıkmış, diğer ihracatçı firmalarımız devre dışı bırakılmıştır” ifadelerini kullandı.

Yapılan araştırmalarda Asya psillidi böceğinin yumurtalarının fumigasyon işlemi ile yok olduğunun görüldüğünü vurgulayan Hastürk, sektörde iş yapan her kesimin mağdur olduğunu vurguladı ve hükümeti sadece üreticileri tazmin edeceğini söylediği gerekçesiyle eleştirdi.

Bölgede krize yol açtığını belirttiği narenciyedeki sıkıntıları “afet” olarak niteleyen ve üreticilerin büyük endişe içinde olduğunu aktaran Hastürk, “Çözüm olarak konuşulan, ürünlerin Cypfruvex tarafından sıkılacağıdır. Ancak bu uygulama üreticiyi gelecek yıllarda üretimden kopararak bölgeyi inşaat alanına çevirecektir” dedi.

 

Bardakçı: “Ya hep beraber ürün ihraç edeceğiz ya da hiçbirimiz etmeyeceğiz”

Kıbrıs Türk Narenciye İthalatçılar Birliği Başkanı Fethi Bardakçı ise, Cypfruvex Müdürü Cemal Redif’in, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve TC ile KKTC’nin tarım bakanlarına “tüm ihracatçıları aradığını, toplamda 15 bin ton ürünü iki ihracatçı firmanın satın aldığını ve tüm üreticilere aldıkları ürün paralarını ödediklerini söyleyerek yalan ve yanlış bilgiler verdiğini" savundu.

Dünyanın neresinde böyle bir olay yaşansa bakanın istifasını sunacağını kaydeden Bardakçı, “Hadi kabul ettik, suç Tarım Bakanımızın değil. Adaya gelip doğruları öğrendikten sonra Cypfruvex Müdürü Cemal Redif’i bir dakika bile düşünmeyip görevden almasını beklerken, sadece Cemal Redif’in üreticilerden özür dileyerek geçirilmesi kabul edilemez. Diğer ihracatçı kardeşlerimizin almış olduğu ürünlerden yapmış oldukları zararları yerine getirecek mi? Vicdanlarınız rahat mı? Biz ihracatçılar olarak geç olmasına rağmen Cypfruvex Müdürü Cemal Redif’i derhal görevden almanızı talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Avukatları ile birlikte Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanına gittiklerini yapılanın yasal olmadığını, eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ilettiklerini anlatan Bardakçı, “Ya hep beraber ürün ihraç edeceğiz ya da hiçbirimiz etmeyeceğiz” dedi.

 

Şahali: “Hala umut vardır”

Eyleme destek veren CTP Milletvekili ve eski Tarım Bakanı Erkut Şahali de, narenciye sektörüne çok önem verdiklerini belirterek, CTP olarak sektör için yoğun mesai harcadıklarını anlattı. Narenciye alanlarının şantiye alanlarına çevrilmesine üreticilerle birlik içinde karşı çıkacaklarını vurgulayan Şahali, Hükümeti üreticilere kulak vermeye çağırdı. “Bu konuda geç kalındı ancak hala umut vardır” diyen Şahali, yapılması gerekenin ürünün satışını hedeflemek olduğunu kaydetti.

Üreticilerin yanında olacaklarını yineleyen Şahali, “Niyet birilerine çıkar sağlayarak sektörü batırmaksa buna izin vermeyeceğiz” dedi.

Şahali şöyle konuştu:

“Cumhuriyetçi Türk Partisi olarak son iki ayımızı narenciye sektörüne adadık. Konuyu sürekli olarak gündemde tutuyoruz. Cypfruvex ürünü sıkmaya endekslendi, satmaya niyeti yok. Tarım Bakanlığı’nın üretmeye ve satmaya niyeti yok. Bakanlık dalında kalacak ürüne peşinen fiyat belirlemiş durumunda. Dolayısıyla plansızlık, programsızlık ve iradesizlik şu anda Güzelyurt bölgesini ve tüm ülkeyi tehdit ediyor. Felaket anında bile birilerine çıkar sağlamak, birilerinin de canını çıkarmaktan çekinmeyen bir anlayış var. Satılan toprak bir gün kazandırır, devam eden üretim her gün kazandırır. Ekonomiden anlamayan iradesizler, sorun çözmek yerine sorunlara sorun eklerse, narenciye de narenciye üreticisi de ‘narenciye yanmaz’ deme yanar. Niyet birilerine çıkar sağlayarak sektörü batırmaksa buna izin vermeyeceğiz”

 

Neden bu noktaya gelindi? 

Türkiye, "yeşillenme hastalığı görüldüğü" iddiasıyla Kıbrıs'ın kuzeyinden narenciye ithalatını durdurdu. Sektörün temsilcilerinden Narenciye Üreticileri Birliği, hastalığın görülmediğini iddia ederken, Cypfruvex yetkilileri ise görüldüğünü öne sürüyor; olan üreticiye oluyor...

Tonlarca narenciye ürünü ya dalında ya da depolarda bekletilirken, üretici UBP - YDP - DP Hükümeti'nden tazminat bekliyor. Ancak Tarım Bakanı Hüseyin Çavuş Kelle'nin açıklamaları, en az 15 bin ton ürünün elde kalacağına işaret ediyor...

 

Fotoğraflar: Süleyman Önal (tak)

Bu haber toplam 1947 defa okunmuştur