NARENCİYEYİ SUSUZLUK VURDU!
Bahçelerin bir yanı bahar bahçe, bir yanı yaprak döküyor, üreticilerse dert küpü…
Narenciye sektörü susuzluktan dert yanıyor… Narenciyeci, bir yanda su alan ağaçları, diğer yanda su almayan ağaçları göstererek, verimdeki farkı anlatıyor, yardım çağrısında bulunuyor: "Yağış olmazsa seneyi zor çıkarırız"
Fehime ALASYA
Narenciye sektörü susuzluktan dert yandı… Bir yanda su alan ağaçları, diğer yanda su almayan ağaçları göstererek, verimdeki farkı anlattı, yardım çağrısında bulundu.
Rekoltenin bu sezon da düşük olduğuna değinen üreticiler, Türkiye’den gelen suyun plan ve program doğrultusunda bir an önce tarıma verilmesi ve narenciye sektöründeki doğru yönlendirmelerle sektörün iyileştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
“Böyle giderse seneye portakala hasret kalacağız” diyen narenciye üreticileri, bahçedeki rekoltenin giderek düştüğüne dikkat çekti.
Kuraklığın giderek yayıldığını anlatan üreticilerin gözü yağışlarda…
Bazı üreticilerin istemeden de olsa bahçesini kurumaya terk ettiğini ifade edenler, “böyle devam ederse biz de maalesef bu durma düşeceğiz” dedi.
“Gençler üretimden koparıldı”
Narenciyedeki üreticilerin ya ortalamasının 50 ve üzeri olduğunu anlatan üreticiler, gençlerin bu sektöre neden yönelmediğini örnekler vererek anlattı.
Üreticiler, ülkedeki gençliğin, başarısız yönetimden dolayı üretimden koptuğunu savundu.
Akçın: “Bir an önce planlama ve yönetim yapılması gerek”
Şubat ayından sonra valensiya ve king çeşitlerinin hasadına başlanacağını belirten Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın, rekoltenin günden güne düştüğünü ifade ederek, Türkiye’den gelen suyun bir an önce tarımda kullanılması gerektiğini ifade etti.
Yapılan şahsi girişimleri neticesinde sözlü bilgi aldığını anlatan Akçın, aralık ayında, Türkiye’den gelen suyun tarıma verilmesi için çalışmaların başlayacağı yönünde bilgi aldığını kaydetti.
Tarıma verilecek olan su ile ilgili bir an önce planlama ve yönetim yapılması gerektiğini ifade eden Akçın, narenciye sektöründe de üreticileri yönlendirebilecek programlamaların olması gerektiğine değindi.
Susuzluk yüzünden gözden çıkarılan birçok bahçe, ya gaminilerde kömür oluyor ya da şöminelerde odun...
Birçok ağaç ya gençleşmesi için ya da aşılanması için kökten kesiliyor veya budanıyor…
Bahçenin SU ALMAYAN bölümündeki
Bahçenin SU ALAN bölümündeki ağaçlar
Narenciye üreticileri ne dedi? Narenciye üreticileri ne dedi?
Dürü Çoban: “Bir zamanlar narenciyemiz altın gibiydi, şimdi ise teneke oldu…”
Türkiye’den gelen suyu denize dökerler ve halen daha tarıma vermiyorlar… Bu yıl Güzelyurt’a yağmur yağmadı bile, böyle devam ederse seneye portakala hasret kalacağız. Biz bu yaşımıza dek bahçelerle geldik. Bir zamanlar narenciyemiz altın gibiydi, şimdi ise teneke oldu…
Sularımız tuzlandı, verimimiz düşüyor…
Toplamda 28 dönümlük bir bahçem var, kesip aşıladım, verim almam dört yılı bulacak ama bu süre zarfında sulama düzgün olmazsa kötü olacak.
Özdemir Beyitoğulları: “Yağış olmazsa seneyi zor çıkarırız”
Su yok, ortalık kurudu… Bu sene olan suyla idare ettik de yağış olmazsa seneyi zor çıkarırız. Ağaçlarımız kuruma noktasına geliyor. Biz kurumaya bırakmak istemiyoruz ama mecburi kurutacağız. 1974 yılından bu bahçelerdeyiz, kurutmak istemeyiz. 30 dönüm bahçem var, beş sene önce aldığım verimin şimdi yarısını alamıyorum.
Abdullah Cangil: “Üretmeye devam etmekte zorlanıyoruz ve üretimden koparılıyoruz”
Üreticilere de küskünüm diyebilirim, 40 yıldır aynı siyasiler, aynı siyaset devam ediyor, sürekli dert yanıyorlar ama değiştirmek için de çaba sarf etmiyorlar. Üretmezsek mahkûm olacağız… Üretimden zaman içerisinde koparıldık.
Bu yıl en üreticinin en temel gideri olan su kaynakları neredeyse tükendi… Su en pahalı giderimizdir. Üretici 1 TL ile 1 buçuk TL arasında bir su ücreti ödüyor, kaynaklar düştükçe girdi fiyatlarımız da katlanarak artıyor. Üretmeye devam etmekte zorlanıyoruz ve üretimden koparılıyoruz.
Türkiye’den gelen su ile ilgili hiçbir açıklama yok, bu su tarımda kullanılmaya elverişli mi? Fiyatı ne olacak? Neden bir plan çıkarıp üreticilere ileri vadeli açıklama yapmıyorlar?
Fiyat yüksek olacaksa üretici altından kalkamaz… Su geleli kaç zaman oldu halen daha tarımda kullanılması için bir proje üretilmedi, bir fiyat çıkarılmadı…
Büyük ihtimalle kar amacı güden ve pahalıya satılan, üreticinin kullanamayacağı fiyata satılan bir su olacak…
Oğluma gelip bahçelere sahip çıkması için baskı yaptım, söylenip didindim, geldi. Oturup hesapladı, gelirin bu giderin bu, ben bu işi yaparsam yıllık 4 bin TL’den fazla kazanamam, bana bunu mu uygun görüyorsun diye sordu, cevap veremedim…
Emin İçener: “Gençlik, başarısız yönetimden dolayı üretimden koptu”
Bu su Türkiye’den buraya birileri zengin olsun diye mi getirildi yoksa bir amacı mı vardı? Bana göre ülkede su kıtlığı vardı ve rahat edelim diye getirildi fakat bir türlü ihtiyaçlar doğrultusunda değerlendirilemedi.
Üreticilerin yaş ortalaması 50 yaş ve üzeridir, gençler bu alanda geçim sağlamıyor… Bu ülkedeki gençlik, başarısız yönetimden dolayı üretimden koptu, başarısız yönetim havada uçan reklamımızı batırdı, narenciye sektöründeki şirketimizi batırma yolunda ilerliyorlar…
Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın:
“Yönlendirme ve planlama şart”
“Üretimimizin rekoltesi düştü. 40 yıl önce rekoltemiz 260 tonlarda iken şimdi bu rakam 80’lere kadar düştü…
Bahçelerin yarısı neredeyse kuruyor, imkân ve olanak yok, su yok o yüzden insanlar bakamıyor.
Bu bölge insanları göçmendir, geldikleri yerde de bahçe tarla işinde uğraşıyorlardı. Buraya gelince de toprakları sahiplendiler ama ne yazık ki imkânsızlıklar doğrultusunda çabalıyorlar.
Hasat önümüzdeki haftaya başlayacak. Şu anda mevsimlik işçiler toparlanıyor.
“Çalışmalara başlanacak denilmişti”
Bu içerisinde bulunduğumuz aralık ayında, Türkiye’den gelen suyun tarıma verilmesi için çalışmalara başlanacak denilmişti. Ekiplerin burada olduğu ve çalışmalar için hazırlık yaptıklarını söylediler. Başlamasını ümit ediyoruz…
“Verilen sözlere ne kadar inanırdık onu da bilemiyorum”
Biz sadece kendi soruşturmamız neticesinde bilgi alabiliyoruz, kimse gelip de bize sağlıklı bilgiler vermiyor.
Çıkıp bir planlama yapsalar, bu suyu şu şu tarihte veriyoruz, şu fiyata veriyoruz deseler, kesin bir planlama yapsalar ve bize açıklasalar daha doğru olmaz mıydı? Ama henüz bu yönde bir çalışma yapılmadı… Ortada bir proje yok.
Gerçi yapılsa bile verilen sözlere ne kadar inanırdık onu da bilemiyorum…
“Türkiye bizim hem destekçimiz hem de rakibimiz”
Gelecek olan suyun fiyatının da uygun olması gerek. Türkiye ile de rekabet gücümüz olmalı. Türkiye bizim hem destekçimiz hem de rakibimizdir. Bu dengelerin iyi kurulması gerek.
Biz tüm bunları soruyor, derdimizi anlatmaya çalışıyoruz.
“İnsanımız tembel değildir, imkânı olan, suyu olan çalışıp en iyi bakımı yapıyor”
Gençler yıllık geçim sağlamadığı için haklı olarak bu işe girişmiyor, bizler de malımızı sahiplenmek için bu uğraş içerisindeyiz.
Bu su ne kadar erken gelirse bizim için o kadar iyi olur. Eğer bu su geç gelecekse, birkaç yılı bulacaksa bahçe kalmayacak, hepsi ya şöminelere ya da gaminilere gidecek, zaten şimdiden kurudukça gidiyor…
Su ne kadar erken gelirse kurtuluşumuz o kadar iyi olur.
İnsanımız tembel değildir, imkânı olan, suyu olan çalışıp en iyi bakımı yapıyor, yeni fidan ekiyor, işini ilerletiyor. Suyu olmayanlar ise bahçesini mecburen, istemeden de olsa kurumaya bırakıyor…
“Yönlendirmeler ve plan program gerekiyor”
Kim nereye neyi ekecek, hangi cinsini ekmeli, ülke ihtiyacı, ihracat ihtiyacı en çok hangi ürünlerde, yıllık ihraç oranımız ne ve ne kadara çıkarılabilinir, bunlar gibi pek çok soru var ama işin başında duran, anlayan ve üreticileri destekleyen yok…
Bahçesini yenileyecek olan üretici hangi ürünü ekmeli? Toprağı neye elverişli? Ülke ihtiyacı nedir gibi yönlendirmeler gerekiyor.”
Verimli ve kaliteli ağaçları gösteren Turgut Akçın, “Su gören ağaç ve su görmeyen ağaç size kendi arasındaki farkı zaten söylüyor…”dedi.