Nasıl Bir Sosyalist Parti?
Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler uzun bir zamandır kendi içinde çalkalanıyor. Genel seçimler, belediye seçimleri hep bu dedikoduları dinledik durduk. Kim kimi kesti, kim kimin ayağını kaydırdı. Yılların sol partisi Cumhuriyetçi Türk Partisinde kollektif düşünce değil, bireyler konuşuyordu.
Son seçimlerde Ulusal Birlik Partisi’nin dibe vuran başarısızlıkları ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçlerin genç ve donanımlı adayları sayesinde seçimden birinci parti olarak çıkıldı.
Peki ama parti içi tartışmalar bitti mi? Bitmediğini Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde net bir şekilde gördük.
Peki ama parti içi tartışmalar var da CTP-BG uyguladığı hükümet politikalarında başarılı mı? Yani sosyalist parti ideolojilerine uygun bir şekilde hükümeti yönetiyor mu?
Aslında belki de en önemli konu budur. CTP-BG son zamanlarda ideolojileri konusunda ne kadar sağlam ve doğru duruş sergiliyor?
Sosyal devlet anlayışına uygun politikalar uyguluyor mu? Bu konularda ne kadar irade gösterebiliyor?
Partiler ve siyaset halk içindir. Halk siyasi partileri, beğendiği ideolojileri ve yapabilirliklerine inandığı ölçüde seçer. Kıbrıslıtürkler ise bu konudaki siyasi bilinç ve olgunluk sınavlarını Cumhurbaşkanı seçimlerinde başarı ile vermişlerdir.
OLMAZSA OLMAZLAR…
Sol ideolojinin devlet yönetimindeki en önemli farkı eğitim, sağlık ve gıda konusunda topluma verebilecekleri yaşam için olmazsa olmaz öğelerdir. Bu değerler, kaliteli yaşam ve sürdürülebilir bir gelecek için uygulanacak devlet politikalarıdır.
Kuzey Kıbrıs’ta son zamanlarda eğitimde yaşadığımız erozyon hepimizi gelecek adına kaygılandırıyor. Devlet okulları zayıfladıkça zayıfladı. İçi boşaltılmış, grevlerden bunalmış, biraz parası olan kimsenin uğramadığı, toplumun da devletin de kaderine terk ettiği kurumlar haline geldi. Özel okullar arttıkça arttı ama bunların içindeki eğitim kalitesi de kimse tarafından sorgulanmadı. Devletin öğretmenleri bile çocuklarını artık maalesef devlet okullarına göndermiyor.
Peki ama sosyal devlet anlayışına sahip sol düşünce bu geleceği planlama bağlamında, bir toplum için en önemli kurumları kurtarmak adına ne yaptı? Sanırım pek birşey yapamadı. Hatta son hükümet pazarlıklarında bildiğim kadarıyla “Eğitim Bakanlığı” sorunlu deyip bu bakanlığı masada bıraktı.
Yüksek öğrenime ise ki esas yok oluşumuzu hazırlayan kurumlardır, o konuya hiç girmiyorum bile...
SAĞLIK KURUMLARIMIZ SAĞLIKSIZ…
Peki ya sağlık? Bir sosyal devletin halkına verebileceği en önemli hizmet kaliteli, kolay ulaşılabilir ve güler yüzlü sağlık hizmetidir. Çünkü sağlık olmazsa yaşam da olmaz ve sağlıktan tasarruf olmaz. CTP iktidarında devlet hastaneleri ne kadar iyileşti? Maalesef iyi niyetli çabalara rağmen o konuda da pek yol katedilemedi.
Çok kaliteli bir hekim ordusuna sahip devlet hastanelerimiz sürdürülemeyen bir sistemsizliğin girdabında... Sistem kurma çalışmalarında devlet hastanelerinin öncelikle iyileştirilmesini gündeme almak gerekirken, Genel Sağlık Sigortası merkezinde bir sistem kurgulanıyor. Halbuki sistem sağlam bir kamu ve buna entegre denetlenebilir, sürdürülebilir bir Genel Sağlık Sigortası olmalıdır.
Tüm bu kargaşada ise elbette ki en büyük darbeyi hastalar alıyor. Parası olmayan vatandaş devlet hastanelerinde sürünmekte, parası olanlar ise denetlenemeyen başıbozuk özel sağlık merkezlerinde aslında yine sürünmektedir.
Sağlıklı gıda ve su, bir devletin yurttaşına verebileceği en temel hizmetlerden biridir. Biz yıllardır bu ülkede yediğimiz ve içtiklerimiz konusunda tam bir kâbus yaşıyoruz. Gıda güvenliği yasası meclisten geçmiştir. Buna rağmen eksik tüzükler, eksik personel ve bu konudaki başıboşluk, denetimsizlik yüzünden tam bir kaostayız. İhtiyacımız olan yediğimiz içtiğimiz sebzenin, etin sütün ve diğer gıda maddelerinin devlet garantisinde olduğuna güven duyabilmektir.
GERÇEKTEN SOSYALİST BİR PARTİ…
Ülkemiz kadın ticaretinin ve kumarın merkezi haline gelmiştir. Bunların en yakın arkadaşları mafya ve uyuşturucu her an her yerde... Peki ama nasıl olur da bir sol partinin parti programlarında bu konularda hiç bir söylem ve icraat olmaz?
Devlet politikası olması gereken onlarca erozyona uğramış konuyu bu listeye ekleyebiliriz. Ama en temel unsurlar yukarıda saydıklarımdır. Eğitim, gelecektir. Sağlık, yaşam hakkıdır. Beslenme, kaliteli ve sağlıklı yaşamdır. Ahlâklı toplum olmak ise mutluluktur.
Demek ki artık CTP-BG gerçekten sosyalist bir parti olup olmadığına ve kırmızı çizgilerine daha net bir şekilde kesin karar vermek zorundadır. Kendi içinde kavga etmek yerine ideolojisini netleştirmeli ve kafası karışık görünümünden sıyrılarak disiplinli, kimlikli bir duruş sergilemelidir.
Kıbrıslıtürklerin, içine düştüğü bu erozyon ve dejenerasyondan çıkmak için kaliteli, sağlam duruşu olan bir sosyalist partiye olan ihtiyacı tam da bu günlerde çok büyüktür.