Nasıl Bir Tatil?
Normalleşme çabalarımız en azından her şey normale dönsün istencimiz var. Ne var ki, her şeyi eskisi gibi normal olmayacağını da biliyoruz…
2020-2021 öğretim yılında yüz yüze eğitime yeniden başlamak kısmet olmasa da karneleri dağıttık, dönemi kapattık. Daha açık söyleyecek olursak okulları hiç açmadan dönemi kapatıp yaz tatiline çıktık…
Geleneksel şablonlarımız, öğrenci için yaz tatili kimi zaman bir ödül kimi zaman da bir ceza olarak nitelendirilmekte ve bu nitelendirilmeye göre de tatilin biçimi belirlemektedir. Oysa tatil böyle bir şey değildir. Hele bu tatili böyle bir anlayışla planlamak akıl işi hiç değildir…
Çünkü tatil, bireyin sırf sosyal bir varlık olduğu için sahip olması gereken bir unsur olmanın yanında sanılan aksine öğrenme sürecinin de bir parçasıdır. Hele; ciddi eğitim kayıplarının yaşandığı, öğrencilerin sosyalleşme konusunda ihmal edilemez bir erozyona uğradığı, etkinlik, arkadaşlık, işbirliği, dayanışma, tartışma, birden fazla birey olarak birlikte bir şeyler yapma becerileri ile yıl içinde neredeyse hiç karşılaşmadığı bir eğitim döneminin tatili bambaşka olmalıdır.
Hiç şüphe yok ki öğrenciler için yaz tatilleri keyifli, eğlenceli ve hafızalarda yer edecek türden bir zaman dilimini içirmelidir. Ancak aynı zamanda kazanılan tutum ve değerlerin, edinilen davranışların yaşama transfer edebilmesi için kullanılması gereken bir zaman dilimi de olmalıdır.…
Yaz tatiline, öğrencinin gelişim sürecinde elde ettiği özelliklerini sergileyebilme dönemi olarak bakılmalıdır. Bu nedenle yaz tatilini; öğrencinin kendi ilgili ve istekleri doğrultusunda geçirmesi son derece önemlidir. Dahası çocuklarınıza salgın dönemindeki eğitim kayıplarını giderebileceği ortamlar sağlamanız için de büyük bir fırsat olarak karışınızda durmaktadır. Pandemi nedeniyle büyük paralar harcayarak çocuklarımızı yolladığımız geziler, kamplar ya da benzer programları bu dönem bulma imkanınız olmayabilir zaten çoğu zaman bu anlamdaki tatiller çocuklarınıza sıkıcı gelebilir. Çünkü onlar, arkadaşlarıyla oynamak ya da kendi sokağında basit ve serbest aktivitelerle çok daha mutlu olabiliyorlar.
Öte yandan yaşadığı eğitim kayıplarını da bahane ederek; yaz tatilini, onu ders çalıştırmak ya da özel dersten özel derse yetiştirmek için heba etmeyin. Unutmayın bir çocuğun en çok istediği şey yaz tatilde anne-babasıyla birlikte nitelikli zaman geçirmektir. Dahası hâlâ çocuğunuz göstermiş olduğu başarıdan memnun değilseniz yaz döneminde de onu özel derse ya da birtakım kurslara gönderme gibi bir niyetiniz varsa, onun gelişimi için aşağıdakileri yapması, onu yollayacağınız özel dersten çok daha fazla yararlı olacağına emin olun… İşte o şeyler:
- Parkta, sokakta veya bahçede arkadaşlarıyla oyun oynamak.
- Bahçede şişme bir su havuzunda oynamak.
- Plaja gitmek.
- Uçurtma, model uçak veya benzeri aktivitelerde bulunmak.
- Hayvanlarla ilgili çeşitli aktivitelerde bulunmak; mesela köpek gezdirmek.
- Bilgisayar oyunları oynamak.
- Spor yapmak, koşmak, yorulmak
- Yemek hazırlamaya yardım etmek.
- Aile büyüklerinin evinde zaman geçirmek.
- Müzik dinlemek
- Boş boş zaman geçirmek.
Evet bu tatile okullar kapalıyken çıktık. Ancak okulda yapılması gerekenleri eve taşımak, evini, çocuğun evdeki odasını bir sınıfa çevirmek, özel derslerin, dershanelerin cazip tekliflerine kapılmak bu anlamda anne-baba olarak düşeceğiniz en büyük hatadır. Buna dikkat edin.
Adı üstünde tatil. Tatilini zehir etmeden, ona sanal sınıflar yaratmadan da çok ciddi kazanımlar elde etmesini sağlayabilirsiniz. Ona dersler, kurslar yerine toprağa basmasını, oyunlar oynamasını, kitap okumasını, film izlemesini, bir ürün ortaya çıkarmasını sağlayacak ortamlar yaratın. Göreceksiniz en keyifli ve en yararlı tatili bu olacak…
Anlayana- Gülmece
İdealist Öğretmen
Genç kadın ilkokul öğretmeni olarak staja başlar, çok heveslidir. Bir gün teneffüs sırasında bütün çocuklar futbol oynarken bir çocuğun oyun alanının sonunda kenarda durduğunu görür.
Çocuğun iyi olup olmadığını öğrenmek üzere yanına yaklaşır. Çocuk bir sorununun olmadığını söyler. Bir sure sonra genç kadın çocuğun yine tek başına aynı yerde durduğunu görür, içi rahat etmez ve tekrar çocuğa yaklaşarak:
- "Senin arkadaşın olmamı ister misin?" diye sorar,
Çocuk pek hevesli olmamakla birlikte "tamam" der. İlerleme kaydettiğini düşünen genç öğretmen söze devam eder:
- "Bütün çocuklar topun peşinde koşturup oynarlarken sen neden burada duruyorsun?" diye sorar.
Afallayan çocuk hayretle cevap verir: "Çünkü ben kaleciyim!!!"
Okumuş muydunuz?
“Problemi yaratan beyinle, aynı problemi çözmek mümkün değildir.”
Albert Einstein