Sağlıkla ilgili birkaç önerimi yazmıştım.
Sigara denetimleri başladı.
Umarım bu denetimlerin sonucu hayatın pratiğine de yansır, farkını hissederiz.
Bir de şunu sormuştum:
Devlet hastanelerinde poliklinik hizmetleri neden saat on iki buçuk gibi bitiyor?
Oysa “mesai” saat dörde kadar!
Daha önce maaş sorunu vardı.
Bildiğim kadarıyla bir iyileştirme yapıldı.
Peki, mesai iyileşti mi?
Sağlık Bakanı’mızın dünkü sözü önemli:
“Hukuk devleti olmak yasalara uymayı gerektirir. Yasaları uygulamak ise yürütmenin görevidir.”

*  *  *

“Şikayet müptelası” bir toplumuz.
“Yollar dökülüyor” derken, tamirat başlayınca bu kez “niye yollar kapatıldı” diye öfkeleniriz.
Trafikten şikayet eder ancak yol kenarlarına park ederiz.
Birisi gelir “ceza” yazarsa, bu kez de “hani, nerede park yeri” diye öfkeleniriz.
Mağduruz!
Öfkeliyiz!
Haklıyız!
Bu üç saptamaya itirazı olan var mı?

*  *  *

Tüm bu hallerimize rağmen Avrupa Birliği’nin araştırma sonuçlarına şaşırdım.
Eurobarometer Anketi verilerine göre  Kıbrıslı Türkler “hayatlarından memnun” görünüyor.
Belki Avrupa ortalamasının gerisindeyiz ancak yarıdan çoğumuz mutlu!
Anket böyle diyor.
Araştırmada, Kıbrıs Türk toplumundaki “hayattan memnuniyet” oranı yüzde 61 çıktı, bu oran yüzde 83 olan Avrupa Birliği ortalamasının 22 puan gerisinde kaldı.

*  *  *

Birbiriyle ve sistemle sürekli didişen, kokuşmuşluğu dibine kadar yaşayan, kendi içerisine kapalı kalmış bir toplumun “hayatından memnun” olması uzmanların yorumuna muhtaçtır.
Belki de “memnuniyet” sebebi bu başıboşluk, kuralsızlık, sistemsizliktir (!)

*  *  *

Bir dostum sordu: Nasıl gidiyor hükümet?
“Umutluyum ve iyi görüyorum” dedim ama... “Cicim ayları” henüz...
Hele bir arı kovanları ellensin de o zaman anlayacağız gerçeği...