Nasıl yaşıyoruz bu hayatı?
Sokak ortasındaki o “dövüş” sahnesini izledim dün.
Siz de izlediniz mi?
Gazeteci dostum Hüseyin Ekmekçi paylaştı.
Yeniden ve yeniden baktım ve ürpererek izledim.
Binlerce kez lanet okuyarak, bu düzenin çürümüşlüğüne...
Kirlenmişliğine yandım yurdumun, elden gitmişliğine...
* * *
Birkaç sene evvel sevgili Hayko (Bağdat) anlatırken beynimde yer etmiş, not almıştım.
<<... Yahudilerin trene bindirildiği sahnelerden milyon dolarlık filmler çıktı. Peki o trene bindirilen Yahudiler'i gören Almanlar ne yaptı? Eve döndüklerinde ne yaptılar mesela? Bu yüzleşme dediğin şey mağdura maruz kaldığı zulmü anlattırıp durmak değil ki! Yüzleşme dediğin şey senin bu zulme nasıl yol verdiğin ve bu hayatı nasıl yaşadığın. Yüzleşecek olan sensin! Söyleyin asıl size ne oldu?!>>
* * *
Bir “zengin” budala çıkmış, yanında gezdirdiği “dövüşçüler”le adalet sağlıyor.
Sokağın adaleti bu (!)
Ortada bir hesaplaşma var ama neyin hesabı olduğunu bilmiyoruz.
Bütçesi yamalı bu yarım ülkede paraya para demeyen insanlar var.
Bin bir yalan, hile, maskeli balo içinde bir hengamedir, gidiyor.
Bir kilo peynir alır gibi ev, villa, apartman alıyor kimileri; üç ömür yaşasak maaşımızın yetmeyeceği servete sahip oluyor, en pahalı arabalarda geziyor “mesleği ne, hangi işi yapıyor” bilmediğimiz insanlar…
* * *
Sokak ortasında dövüyor adam ve görüntüleri yayınlayan gazeteciye “para istedi, vermedim” gibi çamur atıyor.
“Çamur”a benziyor yüzü, gözü, eli, ayağı, yüreği!
Tek gün hücreye girmeden “idare edilebiliyor” bu ülkede…
Aday oluyor!
“Vekillik” istiyor.
* * *
Sokağın ortasında tekme tokat birileri birilerini dövüyor.
Çevrede insanlar var.
İzliyor...
Kimse karışmıyor!
Diyelim ki “korkuyorlar.”
Ve belki de haklılar!
Polis dahi korkuyor.
* * *
O ses kulağımda halen...
“Yüzleşme dediğin şey senin bu zulme nasıl yol verdiğin ve bu hayatı nasıl yaşadığın...”
Hep birlikte nasıl yaşıyoruz bu hayatı…
Söyleyin asıl size ne oldu?!..
Bize ne oldu?
Hepimize!