Kıbrıslı Rum liderliği dese ki “Kuzeyde kim varsa gelsin, pasaport veriyoruz.”
Millet birbirini ezer!
Ne barikat bırakırlar, ne geçit!
Ne et kalır, ne tırnak!

*  *  *

Tatar dese ki, “Güneyde kim varsa gelsin, KKTC pasaportu vereceğiz.”
Muhtemelen tek kişi gelmeyeceği gibi…
Kimileri de elindeki pasaportu iade eder.

*  *  *

Şimdi eğer milliyetçilik üzerinden tavan yapan duygular ve iyice kabaran omuzlar yerli yerine gelmişse hayatın gerçeğine göz atalım.
Bir lira…
Bir lira daha…
Bir lira daha…
Bir lira daha…
Bir lira daha…
Bir lira daha…
Bir lira daha üst üste koyarsan eğer…
Bir EURO ediyor ancak…

*  *  *

İstediğin kadar uçak uçur, marş çal, hava at, kükre, es falan senin dünyadaki yerin görünmezdir, hukuksuzdur, kayıptır, kaypaktır.

*  *  *

Avrupa Birliği liderleri, Brüksel'de dört gün buluştu, 750 milyar euroluk "Koronavirüs Onarım Fonu" üzerinde anlaştı.
Böyle bir yatırım var, geleceğe…
İlk de değil…
Kıbrıs’ın güneyinde bu sayede 2 milyar 700 milyon Euro büyümeden söz ediliyor.
Peki biz neredeyiz?
Avrupa’nın içindeyiz ama dışında…
Yanındayız ama uzağında…
“E ama bizim de hakkımız…”
Öyle öyle!
Hepsi bizim hakkımız zaten ortaklık da yalan da talan da!

*  *  *

Çözümsüzlüğü ve yalnızlığı dayatanlar utançlarını gizlemek için “Avrupa Birliği içinde iki ayrı devlet” gibi kendilerince kurgulanmış bir formülü dillendirirler.
Niye yalan yapıyorsunuz sahi?
“KKTC”yi tanıtamayacağınızı da bildiğinize göre!
Çıkınız ve mertçe deyiniz ki, “KKTC’yi Türkiye’nin bir vilayeti gibi yaşatacağız.”
Samimi olursunuz.
Yalansız.

*  *  *

Hepimize sık sık “teselli” anlamında “elli sene öncesinden çok daha iyiyiz” diyorlar.
Uyutuyorlar ve avutuyorlar.
Dünyanın “elli sene gerisinden” geldiğimizi söylemek yerine!