Bu toplum; varolduğu günden itibaren her katmanı ne dediyse, ne murad ettiyse tersi oldu bu ada’da.
Tek bir şey dışnda...
Toplumun dedikleriyle, toplumu oluşturan bireylerden meydana getirdiğimiz siyasetçilerimiz de genelde ne söylediyse tersini yapmamış ama, aslında hiçbirşey yapmamayı yeğlemiştir sırasında. 
Yani milletin genelinde “inanç” açısından murad edilenlerin tersi olurken, siyasi uygulamalarda da 5 yıllık bonus hakkı kullanılarak uzattıkça uzatılmıştır verilen sözler.
Kim isterse olsun, hangi hükümet gelirse gelsin; 5 yıllık bonusu hep kullanmıştır.
Keşke öyle bir kural olsa da; her yıl için ne yapılacağının planlandığını ve yıl sonunda da bunun başarılıp başarılmadığını görebilsek, açıklanabilse.
Ve keşke öyle birşey olsa ki; bir yıl içinde verilen sözler yerine getirilmediğinde hükümetler otomatikman düşse... ne hâyâl miş benimkisi de.
Ama bunun tersi olmaya devam ediyor.
Dedik ya; bu toplum ne dediyse tersi çıktı; bir şey hariç.
O “hariç” olanı son açıklayacağım, şimdi düşünelim...
“Kıbrıs Nato Üssü Olamaz, Nato Dışarı”, dendi, ne oldu?
Allahına kadar üs oldu bu ada.
“Bağımsız Bağlantısız Üslerden Arınmış Toprağı Bütün Kıbrıs” dendi, ne oldu?
Anadan bağlı, babadan besleme, iliklerimize kadar üs olup, toprağı da yarmışar bölüştük.
“Kıbrıs Kıbrıslılarındır” dendi ne oldu?
Üç göbek geriye Kıbrıslı olanların nüfusunu ikiye katlayan ırklarla doldu bu ada.
Yani artık Kıbrıs sadece Kıbrıslıların değil, yabancı sermayenin ve ırklarındır da aynı zamanda.
“Tek Yol Devrim” dendi ne oldu?
Devrim’i evrim’e çevirip, en Solcularımız dediklerimiz bile öyle bir evrimleştiler ki; insana (Kıbrıs ağzıyla) “Gal Oraşda” dedirtir nitelikte.
“Kıbrıs Türktür Türk Kalacak” dendi ne oldu?
Türk’ü, Rum’u, Türkiyeli’si, Yunanlı’sı, Rus’u, Maroni’si, Suriyeli’si, Türkmen’i, Bulgar’ı, Kürt’ü, İngilizi; her milletten insanın yaşadığı ve kendisine “yurt” edindiği bir ada oldu.
“Bir Karış Toprak Vermeyiz” dendi ne oldu?
Ortalık toprak paylaşımıyla ilgili haritalarla doldu.
“KTHY Bizimdir” dendi ne oldu?
Kendi havayolumuzu kapatıp çallışanlarını mağdur ettik.
“Hellim Bizimdir” dendi ne oldu?
Rumlar Yunanistan’a tescil için dava açmış, bizler Türkiye’ye dava açmaya başlıyoruz, Kıbrıslı Rumlarla Türkler, tescil için kıyasıya mücadeleye girdiler.
Ve söylediği tek birşeyin gerçeğini gördü bu toplum...
Yani murad’ına erdi.
“Ya Taksim Ya Ölüm” dendi ne oldu?
Hem Taksim oldu hem Ölüm...
Günün sonunda bunu gören adam ne der bilir misiniz?
“Allahasan be Gıbrıslılar, bişey dilemeyin ha...”