“Ne iş yaparsan, severek yapmak gerek”
Seyyar satıcı Mustafa Konaç, 10 yıldır mevsimlik yerli sebze ve meyve satışı yapıyor. Mesleğinin hem iyi hem kötü yanları olduğunu anlatan Konaç, kendi işini yaparak ailesini geçindirebildiği için mutlu olduğunu söylüyor.
Dila ŞİMŞEK
Seyyar satıcı Mustafa Konaç, 10 yıldır mevsimlik yerli sebze ve meyve satışı yapıyor. Mesleğinin hem iyi hem kötü yanları olduğunu anlatan Konaç, kendi işini yaparak ailesini geçindirebildiği için mutlu olduğunu söylüyor.
Öncesinde restorancılıkla uğraştığını dile getiren Konaç, ek iş olarak başladığı seyyar satıcılığa, güzel bir talep olduğunu fark edince meslek olarak edinmiş.
“Her türlü insanı tanıyorsunuz”
Konaç, bu işin kendisine daha yatkın olduğu kanaatine vardığını belirterek, “İnsanlarla devamlı iç içesiniz. Tam bir esnaf oluyorsunuz, her türlü insanı tanıyorsunuz. Özellikle yerli halk çok sıklıkla geliyor. Ürünlerim de yerli üretim olduğu için hoşlarına gidiyor” diyor.
Ayrelliden nara, çilekten hostese, ne ararsak bulabileceğimizi söyleyen Konaç, mevsimine göre tüm ürünleri bulundurduğunu, üretimin yoğun olduğu bölgelerden üreticilerle anlaştığını anlatıyor. “En çok talep edilen şey ayrellidir, çok da güzel geçer günlerimiz. Sonrasında da çilek başlayınca, bizim de yüzümüz gülüyor. Tabii çok zahmetlidir de bu, çilek için Lefke’ye, Yeşilırmak’a gitmek, zarar görmeden Lefkoşa’ya getirmek, üreticileri bulmak, insanların neyi talep ettiğine dikkat etmek, beğenilen ürünleri almak derken… Maddi manevi zorlukları var” diye konuşuyor.
“Zorluklar her zaman olacaktır elbette, ama ailemi geçindiriyorum, kızımı okutuyorum, kendi kendimize yeterek geçinebiliyoruz”
Bir manavdan ziyade daha kısıtlı ürünleri olduğunu ifade eden Konaç, “Tabii bu ürünleri özellikle seçiyoruz. En çok sevilen ürünleri getirmeye özen gösteriyorum... İşimde çok mutluyum, zorlukları da var tabii, yazın sıcağın altında, kışın soğukta… Kapalı bir ortamım yok. Ama çok fazla insan tanıyoruz, her geçen selamını esirgemiyor, kendi işimi yapıyorum, en önemlisi de severek yapıyorum. Bu yüzden kendimi şanslı hissediyorum. Zorluklar her zaman olacaktır elbette, ama ailemi geçindiriyorum, kızımı okutuyorum, kendi kendimize yeterek geçinebiliyoruz. Bu çok önemli” şeklinde konuşuyor.
“Her türlü insan geldiği için, bazen olumsuz yanları da oluyor”
Konaç, gelen kişileri memnun etmeye ve onlarla iyi ilişki kurmaya önem verdiğini belirterek, “Kampanya yapıyoruz, insanları çekmek ve her bütçeye göre olanak sağlamak için çalışıyoruz. Her türlü insan geldiği için, bazen olumsuz yanları da oluyor, insanlar yaptığım işi küçümser davranabiliyor, böyle zor bir yanı da var bu işin. Ancak hiçbir işin ayıbı yok, pozitif ilişkilere odaklanarak bunları görmezden geliyorum” diyor.
“Bir manavım olsun, işime orada devam edeyim istiyorum”
Konaç sözlerine şöyle devam ediyor: “Burada, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin oradaki çemberin yakınında çalışıyorum hep. Ancak en büyük hayalim bir gün kendime bir manav açmak. Tabii böyle şeyler maddiyata bakıyor biraz. Ama insanların canı çektiği ürünü, mevsimi olmasa bile gelip bulacağı bir manavım olsun, işime orada devam edeyim istiyorum. Umarım bu hayalimi gerçekleştirebilirim”