Bir zamanların ‘Efsane” takımı Çetinkaya ile batı bölgesinin güçlü takımı B.Bağcıl dün, Atatürk Stadı’nda karşı karşıya geldi.

Seyircilerinin terk ettiği bu iki takımın mücadelesinden bereberlik çıktı. Belki de maçın adil sonucu buydu ancak bu iki takımın son dakikalarda yakaladıkları pozisyonlardan bir gol olsaydı; gerek Çetinkaya, gerekse B.Bağcıl oynadıkları futbol ile hak etmedikleri bir galibiyeti alacaklardı.

İşte, futbolun adaleti bu kez tecelli etti ve karşılaşma 2-2 berabere sonuçlandı. Bu sonuç ile Çetinkaya ile B.Bağcıl klasik özdeyiş ile “NE İSA’YA, NE MUSA’YA” yarandı.

Olaya Çetinkaya açısından bakıldığında, Vehbi Özerem ile bir metamorfoza uğrayan EFSANE, yeniden yapılanmanın önlenemez sıkıntısını yaşarken, yine de geleceğin takımını kurma adına olumlu sinyaller verdi.
İkinci yarıda 2-0 geriye düşmesine rağmen mücadeleyi bırakmayan genç futbolculara sonradan eşlik eden Batshi sahneye çıkınca, sarı-kırmızılılar kendi sahalarında bir mahcubiyetten döndü.

Özerem’in takıma monte ettiği Sercan Demirman, Benon Selengin, Tarkan Baloğlu artık geleceğin  Çetinkaya’nın omurgasının oluşmaya başladığını müjdeledi.

Buna mukabil veteran katagorisine giren Gökhan Yenigün’ün yüreğini ortaya koyması alkışlanırken, Borga Cambaz ve Musa Şanlıer hayal kırıklığı yarattı. Kaleci Hasan Piro ise motivasyonunu yitirdi.

Maçtan sonra konuştuğum Özerem, dünkü kadrosunda takıma monte etmeye çalıştığı Doğukan, Çağakan, Talat gibi futbolcularının eksik olduğunu ve arkadan gelen gençler ile yeni bir Çetinkaya kurmaya çalıştıklarını ifade etti.

Özerem’in takımının 2-0 geriye düşmesi eleştirilebilir ama 2-0 geriden 2-2’ye getirmek de alkışlanmalıdır. Önce futbolcuların yenilgiyi kabul etmeyen karakterleri, sonra da oyunu iyi okuyan Özerem’in değişiklikleri Çetinkaya’nın artılarıydı.

Bu karşılaşmada 2-0 öne geçen son haftaların başarılı takımı B.Bağcıl’a gelince; play-out tehlikesini iliklerinde hisseden üzüm diyarının takımı az daha dün bir başarıya daha imza atıyordu.

İltaç Karayel’in öğrencileri önce Çetinkaya’yı uyuttu, sonrada sürpriz bir şekilde vurdu. Ne var ki tam oyunu aldım derken belki gayrı ciddilik, belki lauballik, belki de oyun disiplininden uzaklaşma kendilerine pahalıya mal oldu diyebilirim. Çünkü 2-0 öndeyken berabere kalmak bile yenilgi ile eşittir diye düşünüyorum.

Halbuki kalede sakat sakat ama yüreğini ortaya koyarak oynayan kaleci Ahmet Gardiyanoğlu, takıma yeniden dönen Samory, bitip tükenmez bir enerji ile mücadele eden Şahin Şeker ve Ramadan ile Devrim Çetinkaya forvetlerine göz açtırmadı.

Raif Selden, Mustafa Denizer, Abdullah Umut ile orta sahayı domine etmeye çalışan Karayel’e hücumda Hüseyin Sadıklar eşlik ederken, golcü Ertaç’ı aradınsa bul. İsmail Soydan’da çok gayret göstermesine rağmen, oyundan alınırken hocasına gösterdiği tepki kabul edilmezdi.

Maçın orta hakemi, son haftaların en başarılısı Ecvet Kanatlı bu kadar övgünün ardından rehavete bürününce vasat ama kötüye yakın bir maç çıkardı. Özellikle son dakikalarda bilhassa B.Bağcıl’da Mustafa’nın, Gökhan tarafından ceza sahasına düşürülmesi ve Çetinkaya’nın verilmeyen nizami golündeki kararları Kanatlı düzeyindeki bir hakeme yakışmadı.