İlk devrenin son maçında, GAÜ Çetinkaya ile Yenicami karşı karşıya geldi. Yılların getirmiş olduğu ezeli rekabetin, futbolumuza katmış olduğu heyecan, iddia, çekişme, geçmiş yıllara oranla giderek azalsa da, yine de bu rekabet ülkemizin en önemli derbisidir.

Bu sezon her iki takımın şampiyonluk yolunda iddialı konumda olmaları, puan açısından aralarında bir puanlık fark olması, dünkü maça ayrı bir anlam ve heyecan katmıştır.

Lider Binatlı ile puan farkının açılmaması, her iki takımın öncelikli düşündüğü en önemli konuydu. Dolayısıyla kaybedenin, lider ile arasındaki puan farkının önemli ölçüde açılacak olması, her iki takımı da germiştir.

Beraberliğin sadece lider Binatlı'nın işine yarayacak olması, iki takımın da önce tedbiri elden bırakmamasına, arkasından da bulacakları gol veya gollerle galibiyeti hedeflemelerine neden olmuştu.

Ne var ki ilk devre Yenicami, ikinci devre de GAÜ Çetinkaya’nın etkili olduğu karşılaşma 1-1'lik skorla sonuçlandı. Bu sonuç sadece Binatlı'nın işine yaramış oldu.

Yenicami oyuna daha arzulu ve atak başladı. İlk dakikalardan itibaren oyunu kontrolüne alıp ataklar geliştirdi.

Çetinkaya'nın savunmada ağır kalması ve forvette etkisiz olması, Yenicami'nin işini kolaylaştırdı. 24. dakikada Halil Turan'la başlayan organize atakta, yine Halil Turan ceza alanı içerisinde buluştuğu topu kafa şutu ile ağlarla kucaklaştırınca,  ilk devre Yenicami'nin üstünlüğüyle noktalandı.

İkinci devrede, bu kez farklı bir Çetinkaya izledik. İlk devredeki roller ikinci devrede değişti ve üstünlük bu kez Çetinkaya’nın eline geçti; sanki gol geliyorum dercesine Yenicami'nin savunmasına zor anlar yaşatmaya başladı.

Bu noktada Yenicami kenar yönetimi, oyuna müdahale etmekte gecikince, golü de kalesinde gördü. Maçlarda kenar yönetimin rolü, oyuna, zamanında müdahalelerde ortaya çıkar. Dün eğer ikinci devrede, Çetinkaya’nın baskısı sürerken, kenar yönetim oyuna müdahale edip, Emre'yi oyundan alsaydı; Hüseyin Sadıkları sağ beke, Reşit'i de orta sahaya koysaydı, Çetinkaya'nın baskısını kırabilir ve savunmayı rahatlatabilirdi.

Haftalardır Yenicami'de özellikle ikinci devrede performans düşüklüğü yaşanıyor. Hem konsantrasyonu bozuluyor hem de kondisyonları düşüyor. Oyuna tempolu ve hızlı başlamasına rağmen, ikici devrede gözle görülür bir düşüş yaşıyorlar. Bu düşüş, hem pas noktalarındaki verimi azaltıyor hem de gereksiz top kayıplarına neden oluyor.

Birileri hata yapmazsa bir başkası başarılı olamaz. Dün, Yenicami, hatalarının yanında, beceriksizdi de. 

Özellikle ilk devrede birçok pozisyondan yararlanamadı. İkinci devre Halil Turan'ın sakatlanması Yenicami'nin hücum gücünü oldukça etkiledi. Ayrıca Neval'in yine tribünlerle dalaşması, oyundan alınması ve oyundan çıkarken kırmızı kart görmesi de ele alınması gereken önemli bir konudur.

Hemen hemen her maçta, tribünlerin Neval ile dalaşması son zamanların modası haline geldi. Her ne kadar Neval'in yaptığı hareketleri tasvip etmesem de, tribünlerin de ona her maçta küfür ve hakaret etmesini de tasvip etmiyorum. Anlıyorum, futbolcu disiplinli olacak; ama tribündeki seyirciler de en az sahadaki futbolcu kadar disiplinli olmalı! Tezahürat, küfürsüz olduğu zaman değerlidir.

Her futbolcunun tribünde eşi, dostu ve ailesi vardır. Burası küçük bir ülke, herkes herkesi tanıyor; bu nedenle ağzımızdan çıkan sözlere dikkat etmemiz gerekiyor. Geçen hafta Neval'i bu köşemden uyarmıştım. Hatta yönetimi ve teknik kadroyu da. Aradan bir hafta geçmeden yine aynı olaylar yaşandı ve bu kez Neval, oyun dışına alındığı bir anda, tribünlere karşı yaptığı hareketten kırmızı kart gördü.

Aslında Neval oynadığı futbol ile dünkü maçta oyundan alınmazdı. Ancak insanlara zayıf tarafınızı gösterirseniz, sizi oradan vururlar. Son zamanlarda Neval'a de bunu yapıyorlar. Hâlbuki hiç umursamasa, kulaklarını tribünlerden gelen laflara tıkamış olsa, bunların hiçbiri yaşanmayacaktır. Bu kozu maalesef ki Neval taraftarların eline vermiştir.

Maçın sonucu her iki takıma da yaramadı. Binatlı'nın galibiyeti aradaki puan farkının açılmasına neden olurken, iki takım da zirveden uzaklaşmış oldu