Kral giderse soytarılar yerinde duramaz
Kral giderse, soytarıları da gider.
Yerinde duramaz.
"Kral öldü yaşasın yeni kral" derler, muhtemelen...
Yine de olmaz.
Çünkü her kral kendi soytarısıyla birlikte doğar!
İşte o nedenle mesele "krallığın" olmadığı bir düzendir.
Çünkü yeni bir kral varsa, yeni soytarıları olacaktır.
***
Kral bir gün soytarısını çağırmış ve canının “külbastı” yemek istediğini söylemiş.
Soytarı aşçılara uzun uzun külbastının faydalarını anlatmış.
Ertesi gün Kral fikrini değiştirmiş, külbastı yemekten usanmış, “sofrada bir daha görmek istemiyorum” demiş.
Soytarı yine aşçıları toplamış, uzun uzun külbastının zararlarını anlatmış.
Aşçıbaşı sinirlenmiş: “Be adam daha dün faydalarını anlata anlata bitiremiyordun, bugün yerden yere vuruyorsun…”
Soytarı gülmüş.
“Siz benim söylediklerimin hangisi doğru, hangisi yanlış takılmayınız.
Dediğimi yapınız!
Çünkü ben sizin yemeklerinizin değil Kral’ın soytarısıyım…
O’nu mutlu etmezsek buralarda olamayız…”
***
Kral giderse, soytarıları da gider.
Ama yenileri gelir…
Krallık düzenini yıkmaktır önemli olan…
Koltuğa değil bilgiye, demokrasiye, iradeye sahip çıkmak.
O neden kral gitsin ama gelmesin kral!
Ne kadar da ‘erkeğiz’ (!)
Milliyetçilik erkektir...
“Ulus devlet” erkektir...
“Barikatlar” erkektir...
***
Erkektir kapitalizm...
İktidar erkektir...
Şiddet erkektir...
Savaş erkektir...
Hegemonya erkektir...
***
Erkektir silahlar, tanklar, savaş uçakları ve keskin nişancılar...
Militarizm erkektir...
Irkçılık erkektir...
Savaş çığırtkanlığı, nefret dili, hınç kültürü erkektir…
***
Erkektir baskı, zulüm, işkence...
Seks köleliği erkektir...
Sömürü erkektir...
Tecavüz erkektir...
“Evlatlığınla evlenebilirsin” diyen dil erkektir.
“Yüzsüz, hadsiz, terbiyesiz” ölçüsüzlüğü erkektir.
***
Her 8 MART’ta “Bugün hepimiz kadınız” diye bağırabiliriz...
Ama yetmez...
Sığ kalır...
Çiğ kalır...
Çünkü asıl olan biyolojik bir kadınlık değil, bir bakış açısıdır, bir değerler bütünüdür, bir duruştur, feminist bir başkaldırıdır.
Eşit, adil, özgür bir yurt mücadelesinde durduğunuz yerdir önemlisi…
***
Çok erkeğiz çok!
O nedenle bu haldeyiz…
***
Erkek egemen dil ve siyaset hep ayrılığı, hep nefreti, hep çatışmayı körükledi; efelendi, tehdit etti, parçaladı, böldü...
Umarız, Kıbrıs’ın geleceğini kadınlar kurar; şefkatle, anlayışla, sevgiyle, eşitlikle ve dayanışmayla…
Öğrencilerden Tatar’a sorular
Eğitimci, köşe yazarı Hasan Kahvecioğlu paylaştı.
“Cumhurbaşkanı” Ersin Tatar’a Türk Maarif Koleji öğrencileri sormuşlar.
- “Külliye inşaatını niye durdurarak parasını depremzedelere vermiyorsunuz…”
- “Göç eden gençleri bu ülkede tutmak için ne yapıyorsunuz.”
- “Müftüyü neden görevden almıyorsunuz.”
Tatar’ın bu sorulara ne yanıt verdiğini bilmiyoruz elbette…
“Tüm bunlara göz yumayım diye beni o koltuğa oturttular” dememiştir herhalde…
Ya da…
“Emir kuluyum, ne yapabilirim” de olmamıştır yanıtı…
Bu sorular gençlerden gelmişse, ülkede umut var demektir.
***
Kıbrıs’ın genelinde binlerce öğrenci ve eğitimciyi bir araya getiren, uluslararası “Imagine” programını neden sonlandırdığını merak ediyoruz doğrusu…
Barışı hedeflediği için mi?
Çatışma, bölünme, ayrılık kültürü yerine…