1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. NE OLDU DA BÖYLE OLDU?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

NE OLDU DA BÖYLE OLDU?

A+A-

7 Ocak erken seçiminde seçmen birçok mesaj verdi. Beğensek de beğenmesek de sandığa bir sonuç yansıdı ve önümüzdeki döneme bu tablo yön verecek.

Seçimin en çıplak sonucu, genelde ‘sol’un ama özelde CTP’nin önemli bir gerileme yaşadığıdır. Başta CTP olmak üzere sol ‘ne oldu da böyle oldu’ sorusuna yanıt aramak durumundadır.

Ortaya çıkan başarısızlığın sorumluluğunu boykotçulara, küskünlere falan bağlamak kolaycılık olur.

Bunca yolsuzluk, adaletsizlik, usulsüzlük, partizanlık varken UBP’nin güçlenmesini de ‘halkımız bir şeyden anlamaz’ diye yorumlamak kimseye fayda sağlamaz.

Yeni yurttaş yapılanların seçim sonucuna etkisi de sorgulanmalıdır ama tablo diyor ki yeni kurulan Halkın Partisi sağdan değil soldan oy aldı. Özellikle de CTP’den…

2013 seçimlerinde aldığı yüzde 38’lik oyla açık ara birinci parti çıkan CTP 2018 seçiminden en ağır yenilgiyi alan parti oldu.

*  *  *

Seçimden ‘galip’ çıkan ise sadece UBP değil… Seçime ilk kez giren HP ile YDP’yi de ‘kazananlar kulübü’nde görmek gerekiyor.

Bu aritmetikte HP ‘güçlü bir koalisyon’ için tek seçenek konumuna geldi. Seçim öncesi söylenen sözler bir yana, UBP-HP koalisyonunun kurulma ihtimali son derece yüksek görünüyor.

İkinci olasılık ise UBP-DP-YDP gibi görünüyor.

Ya da UBP-DP-TDP koalisyonu…

DP geçen seçime göre ciddi oy ve vekil kaybetti ama ‘baraj altı’ndan kurtulması bile bir başarı sayılabilir. Serdar Denktaş yüzde 5’in altında kalsa belki de kapıya kilit vuracak noktaya gelebilirdi. Hem UG kanadını tamamen UBP’ye kaybetti, hem de YDP’nin büyük kısmı DP’den gitti.

TDP ‘yerinde sayan’ bir görüntü verdi. Çakıcı’nın ayrılmasına rağmen kadrosu ve propagandasıyla daha yüksek bir oy alması beklenen TDP 2013’e benzer bir sonuçla yetindi.

*  *  *

Komplo teorilerine girmek belki doğru olmaz ama bundan aylar önce ‘solsuz hükümetler dönemi’nden söz etmiştim.

Seçim döneminde oluşan algı farklıydı belki ama özellikle Kıbrıs’ın kuzeyini daha kolay ‘yola getirmek’ ve Kıbrıs sorununda ‘ray değiştirmek’ için yapılan planların hayata geçmesi için ‘mızırlık çıkarmayacak’ hükümetlere ihtiyaç vardı.

Seçim sonucunda solun gücü ciddi biçimde kırıldı. Kıbrıslı Türkleri ‘transforme’ etme yönündeki direnç azaldı.

Bunun anlamı ‘daha fazla cami, daha az laiklik, her ilçede imam hatip okulu, daha az sosyal adalet, daha kolay özelleştirme, daha kırpılmış haklar, daha az özgürlük, daha kolay entegrasyon’ falandır.

Türkiye’de yeni kurulan partinin lideri Meral Akşener’in seçimden bir gün önce yaptığı ‘Kıbrıs’ta referanduma gidelim, bakalım Kıbrıslılar Türkiye’ye bağlanmak ister mi istemez mi’ açıklamasını bir kenara not etmekte fayda vardır.

Bu vesileyle Kıbrıs’ta çözüm umutlarının dibe vurmasının sandığa ve solun kaybına nasıl etki ettiğini de sorgulamakta fayda vardır.

*  *  *

2018 seçim sonuçları sol için ilk ya da son durak değil.

Aslında solun Kıbrıs’taki tarihi bol seçim yenilgileriyle doludur. Özellikle de 1990’lı, hatta 2000’li yıllara kadar…

Mesela 1998’deki genel seçimde ve 2000’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde solun aldığı sonuçlara rağmen birkaç yıl sonra nasıl dirildiğini hatırlamakta fayda vardır.

Belki o günlerin koşulları farklıydı, ama zaten bu doğanın kuralı: Aynı derede iki kez yıkanmak mümkün değil.

Yeter ki gerekli dersler çıkarılabilsin.

Dün bitti ama bugün henüz yeni doğdu.

Hem, yarını da var bu işin…

Bu yazı toplam 6648 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar