Ne yapmalı? (2)
“Baba, bu kadınla evlenmek istiyor musun?”
“Evet, istiyorum.”
“O zaman bir şartım var!”
***
“Nedir şartın?”
“Çocuk yapmayacaksınız.”
Adam şaşmış kalmıştı. Kızının duygularını anlamaya çal
İKİ SÖZ
Hayattan korkma, onun iyi olduğuna inan. Bu inancın onu gerçekleştirecektir.
Williams james
Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak da korkudan kurtarır.
Confucius
Ne yapmalı? (2)
“Baba, bu kadınla evlenmek istiyor musun?”
“Evet, istiyorum.”
“O zaman bir şartım var!”
***
“Nedir şartın?”
“Çocuk yapmayacaksınız.”
Adam şaşmış kalmıştı. Kızının duygularını anlamaya çalıştı ama bu şart çok acımasızdı. Özellikle evleneceği kadının çocuğu yoktu ve ortak bir çocuk hayali mutlaka vardı diye düşündü.
***
Kızına yanıt vermedi. Zaten kızı da şartını ortaya koyduktan hemen sonra odasına çekilmişti. Sabahı zor etti adam… Bu şartı kadına nasıl söyleyeceğini düşündü bu kez… Öğle yemeğinde buluştular yine evleneceği kadınla… Durgunluğunu kadın fark etmişti;
“Ne oldu, neden durgunsun?”
“Yok bişey…”
“Var var, belli oluyor. Söyle de rahatla istersen.”
“Evlenirsek kızımın bir şartı var”
“Bak sen küçük şı… şey yani küçük şeye… büyümüş de şart da koyuyormuş. Neymiş peki?”
“Çocuk istemiyormuş.”
“Bu muydu?” dedi kadın. Çok rahattı. Böyle bir şartın çok da önemli bir şey olmadığı belliydi kadın için.
“Nasıl yani, üzülmedin mi, kızmadın mı?”
“Yooo, neden üzüleyim canım. Ben de çocuk istiyorum demedim ki zaten. Hiç böyle bir konuşma geçti mi aramızda?”
“Geçmedi ama ben senin ist……”
“Hiç önemli değil. Yaşayacağım hayatta fazla sıkıntı istemiyorum zaten…”
***
Adam çok şaşkındı yine… Kendisi açısından çocuğu olduğu için başka bir çocuk daha çok önemli olmasa da kadının bu konuda rahat olmasına anlam verememişti. Belki çok sevmişti de ondan… Belki kendisini üzmek istemiyordu kadın, ondan böyle davranmıştı diye düşündü.
Evlendiler.
Evlilik töreni için kadının istekleri az değildi, hatta aşırıya bile kaçılmıştı ama ilk evliliğinde yapamadığı şeyler içinde kalmış olabilirdi kadının… Onun için de istekleri yerine getirildi. Kalacak akrabası olmamasına rağmen küçük kızlarını arkadaşının evine bırakarak bir hafta da balayı yaptılar.
Kadının istekleri bitmiyordu.
Balayı bittikten sonra evdeki eşyaların yenilenmesiyle ilgili talepler gelmeye başladı. Adam çok istekli değildi hatta küçük kız buna şiddetle karşı çıkıyordu. O eşyalarda annesinin hatıraları vardı. Onun kokusu duruyordu daha…
Bu düşüncelerini babasının karısına da söylemişti ama aldığı cevap hem onu hem de babasını bir kez daha şaşırttı ve korkuttu;
“Ben de onun için istiyorum ya zaten” demişti kadın.
Kız için evde ne kadar annesinin izleri varsa, adam için eski eşinin anısı varsa onların hepsini silmek istiyordu kadın. Elinden gelse 10 yaşındaki kızı da evden gönderecekti. Hatta bunu ima etmişti bile… İma’dan da öte, “belki yatılı bir okul kızımız! için daha yararlı olur” bile demişti.
***
Adam hata yaptığını anlamıştı, bu evlilik için erken karar verdiğini düşünmeye başlamıştı, geriye dönüş olur mu diye de aklından geçiriyordu ama yine de biraz daha zaman tanımaya çalıştı. Hem yeni eşi için, hem de kendileri için… Belki kadını yanlış anlıyorlar, empati kuramıyorlar gibi çok da iyi niyetli düşünmeyi ihmal etmedi.
***
Bir ay, üç ay, beş ay… Değişen bir şey yoktu. Evlilikten önceki o kadın yoktu sanki karşısında… Yüzüne gülen, ona duyduğu güveni belirten, ona sevdiğini söyleyen… O kadın gitmiş başka bir kadın gelmişti sanki… Kızının annesi öldükten sonra ev sessiz, sakindi… Ölümün hüznü vardı evde ama şimdiki gibi huzursuz, gergin, her an ne yaşanacağı belli olmayan bir beklenti içinde olmadı hiçbir zaman ev ortamı…
Evlilikten sonra işinden de ayrılmıştı kadın… İlk başlarda yani birkaç ay kadar hiç olmazsa biraz ilgili görünse de evle ve babayla, kızıyla, kısa zamanda bu da bitti. Yani adamın evlilik kararıyla ilgili düşüncelerinin hiçbiri yoktu şimdi yaşadıkları hayatta. Yine de kararsız duruyordu yapması gereken şeyle ilgili…
O yapamamıştı ama bir gün kızı geldi yanına;
“Baba, avukat arkadaşınla konuştum. Boşanma işlemleri için bugün öğleden sonra seni bekliyor.”
Adamın sırtından öyle bir yük kalkmıştı ki… O an sanki boşanma da olmuş ve kızıyla baş başa kalmışlar gibi rahatlamıştı.
Gurur duydu kızıyla… O an gözlerine öyle bir baktı ki kızının, hem evlilik öncesi şartı, hem sonraki olgunluğu ve şimdi yaptığıyla ilgili teşekkür ettiği belliydi. Aldı, göğsüne bastırdı kızını… Uzun zamandır yapamadığı gibi öptü, kokladı. O gün de zaten kadın evden ayrılmak durumunda kaldı.
-Bitti-
PAZAR’LIK…