1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. NECMİYE BİR BARIŞ GÜVERCİNİDİR
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

NECMİYE BİR BARIŞ GÜVERCİNİDİR

A+A-

Geçen gün Ara Bölge’deki Dayanışma Evi’ndeki Federal Sistemlerde Eğitim: Kıbrıs için Dersler konferansı kahve arasında bir süredir Brüksel’de yaşayan Kıbrıslı arkadaşım İsabel ile konuşuyorduk. “Kıbrıs her zaman en çok ve yalnızca kendiyle ilgili” dedim ona. “Eminim Brüksel Suriye’ye, Orta Doğu’ya Kıbrıs’tan daha yakındır. Kıbrıs’ın bir “Kıbrıs Sorunu” var ki her yanı dolduruyor. Dünyada olup bitenle pek ilgilenmiyoruz. Hele Türkiye ile çok fazla ilgiliysen bu seni entegrasyoncu gibi bile gösterebiliyor. “Bizi Türkiye yapmak istiyorlar. Kendimiz olmamıza izin verilmiyor” argümanına ihanet etmiş gibi görünüyorsun. Dünyada bile bir ‘kelebek etkisi’nden söz edilirken Türkiye’de olup biten Kıbrıs’ın başına gelebileceklerin işaretidir çoğu zaman. Kıbrıs’ın güneyindeki radyolarda Rumca haberler ve haber programları Türkiye ağırlıklıdır genelde. Yunanistan’dan çok Türkiye adı geçer. Biraz da Türkiye’de her gün bir olay olduğundandır denilebilir ama Kıbrıs’ın başına ne geleceğini Türkiye’nin başına gelenden görmek gerektiğini bilmektedir bence Kıbrıslı Rumlar.

Türkiye gündemiyle bu kadar ilgili olmamın kimilerini rahatsız ettiğini bildiğim için yazdım bu girişi. Doğrusunu söylemek gerekirse kalbim daha çok da Türkiye’de atıyor uzun zamandır. Olup biteni havsalam almıyor, beynim zonkluyor çünkü…

Geçen hafta Necmiye Alpay ile ilgili yazmak istiyordum ama elim varmadı bir türlü. Bütün hafta suçluluk hissettim, Necmiye senin yerinde olsa senin hakkında yüz kere yazmıştı şimdiye kadar diye kendimi yiyip durdum. İçim sızlıyor. Bu tutuklanma Necmiye’yi ne çok sevdiğimi, ona ne kadar derin bir hayranlık duyduğumum keşfetmemi sağladı.

Necmiye, bir incelikler toplamı demektir. Her konuya yaklaşımı bir incelik, titizlik ve özendir. Hayatımda tanıdığım adalet duygusu en güçlü insanlardandır da diyebilirim. Asla rol yapmaz. Beğendiğini de beğenmediğini de açık açık söyler. Temkinli bir biçimde söyler ama bunu… Beğenme ve beğenmeme gerekçesini özenle açıklayıp fikrin değişebileceği bir aralık da bırakarak… Bir insan bu kadar mı tutarlı, böylesine mi erdemli olur diye düşünmüşümdür hep. Bu dünyadan değildir sanki Necmiye. Zekâ, sezgi ve kalbi derin bir bilgi ile buluşturmuş, kendini her türlü kişisel ihtirastan arındırmıştır. Bu yazdıklarımı okusa yüzü kızarır, itiraz eder mesela.

Aslı tutuklandığı gün Çağlayan adliyesinde birlikteydik. Elinde “Üşümüş Kuşlar” vardı. Arada, bir yerleri çizip not alıyordu ve kalbimi hoplatıyordu bu… Edebiyat Tanrısı kaderimi belirliyormuş gibi bir duygu vardı içimde… Bir ara kaşları çatıldı gibi geldi ve moralim bozuluverdi hemen… Size abartılı gelebilir bu ama eskiden beri böyle bir ilişkim olmuştur Necmiye ile. O bir şeyi beğenmişse bunun ne kadar sübjektif olursa olsun önemli bir süzgeçten geçtiğini bilmişimdir.

Aslı’nın tutuklanacağına pek ihtimal vermiyorduk o gün. Umutla bekliyorduk. Aslı’yı alıp gideceğimizi, bir kutlama yapacağımızı umuyorduk. Aslı’nın annesi Mine’nin ince kederi içimize dokunuyor; kötü ihtimal gerçekleşirse nasıl davranacağımızı kestirmeye çalışıyorduk… Ve kötü haber geldi. Necmiye ile taksi bulabileceğimiz yere gitmek için kederli, uzun bir yürüyüş yaptık sonra. Necmiye kendisi ile ilgili de bir gözaltı kararı olduğuna dair Sabah gazetesinde çıkan habere inanmıyordu. Evine gelip arama yapacaklarını, en fazla ifadesini alıp serbest bırakacaklarını düşünüyordu. Avukatıyla yaptığı konuşmanın da kendisini rahatlattığını söylüyordu bir yandan. Yine de içinde kuruntu vardı şüphesiz.

Şimdi Necmiye içerde ya garip bir biçimde Aslı yalnız değil, Necmiye ona ablalık yapacaktır diye kendimi avutuyorum bir yandan, bir yandan da iliklerime kadar isyanla dolduruyor bu beni.

Necmiye ile Kadıköy’de yapılan bir 1 Mayıs mitingi sonrası polis saldırısından kaçıp Moda’daki bir lokantaya sığınmıştık. Hiç unutmuyorum bunu… Necmiye, yan masaların birinde oturan işkencecisini fark etmişti… Sonrasındaki ruh halini, bedensel tepkisini unutmam mümkün değil. Kalbimin parçalanışını hissettim o gün.
Necmiye içerdeyken insan sadece Türkiye’nin ne kadar adaletsiz, ne kadar korkunç bir ülke olduğunu düşünüyor. O şiddetin acısını en derinden hissettiği, insanların ölmesini istemediği, adaletsizliklere karşı durduğu için bir hapishanede şimdi… Şiddet yanlıları, düzenbaz ve katillerin şiddete karşı olanları, masumiyeti ve barış açısını savunanları hapse attığı bir ülke Türkiye…

Necmiye bir barış güvercinidir. Yeniden uçacağı gün çabuk gelsin.

Bu yazı toplam 2503 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar