1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "Neden sokağa çıkma yasağına ihtiyaç var?"
"Neden sokağa çıkma yasağına ihtiyaç var?"

"Neden sokağa çıkma yasağına ihtiyaç var?"

"Şu an adım atmazsak çok kötü şeyler bekler toplumumuzu... Çok değişik zamanlardayık, ne şakadır ne tatbikat... Dediğim gibi şu anda muhtemelen pozitif olan, ve pozitif olduğunu bilmediğimiz birçok vaka var. Bunları görmek zaman alacak."

A+A-

İtalya'da 5. Sınıf Tıp öğrenci olan Çağrı Bey, Kıbrıs'ın kuzeyi için neden sokağa çıkma yasağına ihtiyaç olduğunu anlatan bir paylaşım yaptı. 

Bey, paylaşımında, "Şu an adım atmazsak çok kötü şeyler bekler toplumumuzu... Çok değişik zamanlardayık, ne şakadır ne tatbikat... Dediğim gibi şu anda muhtemelen pozitif olan, ve pozitif olduğunu bilmediğimiz birçok vaka var. Bunları görmek zaman alacak." ifadelerini kullandı. 

"Varsın bu dönemi bol bol sıkılarak, oflayarak puflayarak, söverek sayarak geçirelim. Mangalı sonra da yakarık, birlikte yakacak sevdiklerimizi bulursak." ifadeleriyle yetkiliere çağrı yapan Bey,  "Lütfen siz da ses çıkarın! #sokağaçıkmayasağı hemen şimdi!" dedi.

İşte Çağrı Bey'in İtalya deneyiminden yola çıkarak yaptığı açıklaması:

Neden Kıbrıs’ın kuzeyi için sokağa çıkma yasağına ihtiyaç vardır?

Dane dane annadayım.

(Bugün başka şeyler da yazdım, mümkünsa yazmaya daha devam edecem. Bu diğerlerinden daha uzun ama LÜTFEN OKUYUN.)

Dünya Sağlık Örgütü hiçbir ülkeye “bu tedbirleri almak zorundasınız” diye baskı yapmaz, yapamaz. Bunun aksine önerilen her ülkenin kendi gerçeklerine göre hareket etmesi, yani ayağını yorganına göre uzatmasıdır.

Bazı ülkeler için virüsün yayılmasını önlemenin en etkili yolu, yakın temastaki bireyleri tek tek testten geçirip, sürecin çok yakın takibini yapmaktır. Teşhis için yeterli kaynağınız ve iş gücünüz varsa bunu yapabilirsiniz. Burada amaç virüsün izini sürmektir delicesine. Büyük ülkelerde, vaka sayısı az iken, hayatı tamamen durdurmamak adına izlenebilecek bir stratejidir. Bir yandan virüsnan savaşılırken, diğer yandan devasa boyutlardaki ekonomik aktiviteyi istikrarlı tutmaktır böyle ülkelerdeki çaba.

Ama aşırı titiz ve dikkatli olunmalıdır. Bu durumlarda, virüsün izi ne zaman gaybolursa, o zaman panik başlar. Özelliknan da adımlar İtalya’da olduğu gibi biraz olsun gecikirsa, ülke kaosa sürüklenir. Hayata kilit vurulur, sağlık sistemi çöker, ölümler tavan yapar. Öyle ki, İtalya’da ölümler aynı hızda devam edersa, Çin’deki toplam ölüm sayısını YARIN geçecek.

Bundan daha farklı bir yol izlemek da mümkündür. Mesela diğer ülkeler için virüsün yayılmasını önlemenin en etkili yolu, daha henüz işin başındayken virüsü kökünden gurutmaktır. Sokağa çıkma yasağı ve benzeri sosyal mesafe uygulamalarıyla virüsün yayılmasını engellemektir. Aşının olmadığı koşullarda enfeksiyonun önüne bir (a)sosyal duvar örmektir. Bu, güçük ülkelerde daha golay organize edilebilecek uygulanabilecek bir stratejidir. Kıbrıs’ta da yapılması gereken budur. Bunun acilen hayata geçirilmesi için birkaç neden sayayım:

1) İlk stratejiyi uygulayacak, yani herkesi tek tek tekrar tekrar testten geçirecek yeterli kaynağımız yoktur. Bu da virüsü takip sürecinin titizliğini etkiler. Ne gadar risk, o gadar can!

2) Ne yazık ki gördüğümüz gibi insanların iyi niyetine güvenmeknan da olmuyor. Kıbrıs’ta da olmuyor, İtalya’da da olmadı, başka hiçbir yerde da olmaz. Sokaklar insan gaynar, evde sıkılmışlar! Birkaç kişinin keyfi bütün süreci anlamsız gılmamalı!

3) Son günlerde adaya dönen dünya gadar insan var. Pozitif mi, semptomatik mi, bulaşıcı mı? Kim bilir? Yeni gelenler karantinaya gidecek, eyi güzel, ama daha önceden gelenlerin halihazırda yaymış olma ihtimali çok yüksek. Gözardı edilemeyecek gadar yüksek. “İnşallah pozitif değilsiniz” (!)

4) Sokağa çıkma yasağını geçirmemenin vereceği zararı da incelemek gerek. Bu virüs eğer yayılırsa, ve sağlık sistemimiz boğulursa, nasıl bir senaryonun içinde gendimizi bulacağımızın farkında mısınız? 11 doktorun günde kaç saat çalışması gerekeceğinin farkında mısınız? Peki ya doktorlarımıza da virüs bulaşırsa? Düşünmek bile istemem. Şu an gurtarabileceğimiz sayısız hayat var..

5) Ayrıca, şu an ekonomiyi etkilememek adına hayatı bir şekilde devam ettirme çabamız bizi ileride çok kötü ekonomik tablolarnan garşı garşıya bırakacak. Yunanistan’dan sonra AB’nin en sallantılı ekonomilerinden birine sahip olan İtalya geçtiğimiz günlerde durduk yere 25 milyar euro borçlanmadı. Şakası bile yok.

Şu an adım atmazsak çok kötü şeyler bekler toplumumuzu... Çok değişik zamanlardayık, ne şakadır ne tatbikat... Dediğim gibi şu anda muhtemelen pozitif olan, ve pozitif olduğunu bilmediğimiz birçok vaka var. Bunları görmek zaman alacak. (Bununnan ilgili da fırsatım olursa başka bir yazı yazarım.) Vakalar artarak zaten gelecek, bari önünü keselim! Varsın bu dönemi bol bol sıkılarak, oflayarak puflayarak, söverek sayarak geçirelim. Mangalı sonra da yakarık, birlikte yakacak sevdiklerimizi bulursak.

Lütfen siz da ses çıkarın! #sokağaçıkmayasağı hemen şimdi!

Bu haber toplam 5082 defa okunmuştur
Etiketler : ,