“Nereden bulursan bul…”
Küçük çapta, (yani olması gereken tıbbi malzemelerin eksik olduğu) özel hastaneler veya kliniklerle ilgili daha önce de bazı yazılar yazdığımızı hatırlarım.
İnsanla birinci derecede ilgili olan bu yerlerin kurulumu ve çalışmaya geçmesi aşamasında verilen ‘uygunluk’ raporunun daha da ayrıntılara girilerek verilmesinde yarar var.
Öte yandan devlet hastanelerimizin de yetersizliği bir kez daha mercek altına alınmalıdır.
Son olarak Orakçıoğlu olayında da rastladığımız veya merhumun ailesinin iddia ettiği gibi doktor hatası mı var yoksa hastanede olması gereken tıbbi cihazların yetersizliği mi ölüme sebebiyet verdi, mutlaka ortaya çıkarılmalı…
Aynı olayda bir iddia da devlet hastanesinden gelen ambulansta oksijen cihazının bulunmaması…
İkinci iddianın gerçek olma ihtimali bence çok düşük değil. Çünkü aynı şey (daha önce de yazdığımı hatırlıyorum) benim de başıma gelmişti. Annemizin hastanede yattığı zamanda hastanede oksijen tüpü bulunmaması nedeniyle ambulanstan alınmış ama o tüp de boş çıkmıştı. Dolayısıyla bu gibi iddiaların doğru olma ihtimalinin doğruluk olasılığı yüksekken özelle birlikte devletteki sağlık hizmetlerinin her zaman söylediğimiz gibi yeni baştan düzenlenmesi, yapılandırılması çok önemli…
Ve yine her konuda olduğu gibi “parasızlık” olarak gösterilen mazeretin de özellikle sağlıkta geçersiz bir sözcük olduğunu belirtmek isterim.
Sağlıkta mazeret olmaz. “Nereden bulursan bul maaşımı isterim” şeklindeki memura mal edilmiş söylemin sağlıkta “parayı nereden bulursan bul, sağlıkta isterim” şekline dönüştürülmüş söylemi yerinde ve doğrudur.
***
Sağlık konusu açılmışken insanımızın en küçük bir sağlık sorununda özellikle Türkiye’yi tercih etmesi ve oralara yüzbinlerce, belki milyonlarca lira verilmesi de düşündürücüdür.
Bir burun eti, bir diş protezi gibi operasyonlarda bile ülkemizin sağlık sistemine güvenmemek ve çareyi dışarıda aramak da sorunun diğer acıtıcı bir yanı…
Oysa ki (büyük, kompleks hastaneler hariç) Türkiye’de bulunan özel hastane ve klinikler de bizdeki özeldeki hastanelerden çok farklı değil.
İnsanımızın oralara gidiş nedenlerinden belki de en önemlisi Türkiye’de görev yapan Kıbrıslı doktorlar…
Oralarda ün kazanan doktorlarımız insanımızı da oralara çekiyor. Oysa o özel hastanelerde olası bir komplikasyon da buradakiyle aynı şekilde hastanın tam teşekküllü bir hastaneye taşınmasını gerektiriyor.
Biz doktorlarımızı ülkemize çekebilir miyiz? Sağlık sistemimizi yeni baştan yapılandırabilir miyiz? Hastaların devlet hastanelerinde çektiği çileyi azaltabilir miyiz?
Örneğin çok basit bir uygulama; Kanser hastaları onkoloji hastanesi ve doktoru olmadığı için sağlık kuruluna girip ya Adana’ya ya da Yakın Doğu hastanesine yönlendiriliyor. Ama sağlık kurulu için de hastanın yakınının, yakını yoksa da kanser hastasının bizzat kendisinin o haliyle hastane, poliklinik gezip 4 doktoru bulması ve birer birer imza alması gerekiyor. Koca devlet hastanesinde bunu hastaya kolaylık açısından yapacak bir görevli bulunamaz mı!? Bu basit kolaylığı yapmak çok mu zor!