“Neredeyse her şey torpille yürüyor”
Yirmi dört yaşındaki Mahmoud Sharaf, Kudüs’ten Kıbrıs’a okumak için gelmiş… Hem okuyup hem çalışarak yaşamını sürdüren Sharaf, Kıbrıs hakkındaki görüşlerini paylaşıyor.
Yirmi dört yaşındaki Mahmoud Sharaf, Kudüs’ten Kıbrıs’a okumak için gelmiş… Hem okuyup hem çalışarak yaşamını sürdüren Sharaf, Kıbrıs hakkındaki görüşlerini paylaşıyor.
Dila ŞİMŞEK
Mahmoud Sharaf, 2014 yılında Kıbrıs’a eğitim görmek için gelmiş. Aslen İsrail Kudüs’lü olan Sharaf, Kıbrıs’a geldikten sonra hem çalışıp hem okumuş.
Kıbrıs’a gelip, yerli arkadaşlar edinen Sharaf, kendine yavaş yavaş bir hayat kurmaya başlamış. “Buraya gelme amaçlarımdan birisi de futbol kariyeriydi” diyen Sharaf, MTG, Mormenekşe, Dumlupınar, Yeniboğaziçi takımlarında profesyonel olarak futbol oynamış, şimdi de futbol oynamaya devam ediyor. İşletme Bölümünde okumanın yanı sıra, eğitim hayatı boyunca spor eğitmeni, halkla ilişkiler uzmanı gibi meslekler yaparak hem deneyim hem de maddi destek elde etmiş. Sosyal ve yoğun bir yaşamı olduğunu dile getiren Sharaf “Çok fazla uğraşım var ve bundan çok memnunum. Şimdiye kadar hiç boş durmadım. Kendimi hep geliştirmeye, yeni şeyler ödemeye adadım” diyor. Hem okulu hem de mesleği sayesinde her ülkeden çok fazla insan tanıdığını, özellikle Kıbrıs halkı ile hep iç içe olduğunu, çok sayıda arkadaşı olduğunu anlatıyor. Sharaf bu sebeple, Kıbrıs kültürünü çok iyi tanımış, adayı öğrenmiş.
“Burada iki farklı devlet olduğunu bilmiyordum”
Sharaf, Kıbrıs’a gelirken çok mutlu ve heyecanlı olduğunu ifade ediyor. Buraya geldiğinde ise ‘iki farklı devlet’ olduğunu öğrendiğini, çok şaşırdığını söylüyor. “Arkadaş edinmekte hiçbir zaman zorluk yaşamadım. Zaten özel hayatımda da iletişimim iyi olduğu için, yeni insanlarla tanışıp kaynaşmak benim için hiç sorun olmadı. Buranın yerli halkını da çok sevdim, çok iyi niyetli insanlar tanıdım. Arkadaşlarım sayesinde Türkçeyi iyi derecede öğrendim. Yeni bir dil öğrenmek benim için hiç zor olmadı. Burada okumanın yanı sıra, kendime hem mesleki, hem de sosyal anlamda bir hayat kurdum. Sevdiğim, ailem diyebileceğim insanlarla birlikteyim” diye anlatıyor.
“Burada kendimi güvende hissediyorum”
Sharaf, Kıbrıs’taki şartların kısıtlı olmasına rağmen, buradaki rahat yaşamı sevdiğini dile getiriyor. “Kendimi burada güvende ve mutlu hissediyorum. Kapımı defalarca kilitlemeden uyuyabiliyorum. Sokakta gezerken kendimi rahat hissediyorum. Baskı altında veya insanların bakışları üstümde gibi hissetmiyorum ve bu benim için çok önemli bir şey. Çevremde hep Kıbrıslı arkadaşlarımla birlikteyim” diyor.
“Kıbrıs’ı sevsem de, öğrencilerin sömürülmesine tahammül edemiyorum”
Sharaf, Kıbrıs’ta yaşamın iyi yanlarının yanı sıra, sorun yaratan diğer yanlarını da anlatıyor. Enflasyonla her şeyin pahalandığı için hayatın daha zorlaştığını söyleyen Sharaf, önceden bir ayda 1000 Dolar ile geçinebilirken, son yedi aydır bunun mümkün olmadığını söylüyor. “Zaten ekonomi kötü ve hayat pahalılığı varken, ev sahipleri, marketçiler vb. günlük yaşamımızda ihtiyacımız olan hizmeti alabileceğimiz insanlar, bunu fırsat bilerek her şeye zam yaptı. Dövizden dolayı bazı şeylerin pahalanması normal olabilir. Fakat özellikle ev sahipleri, öğrencileri sömürmeye çalışıyor. Dünyanın hiçbir yerinde yıllık ev kirası ödeme sistemi görmedim. Kıbrıs’ta ise, neredeyse herkes evini yıllık ödeme ile veriyor. İstenilen yüklü miktarın hiçbir öğrencide toplu olarak bulunması mümkün değil” diye eleştiride bulunuyor. Ev kirasını yıllık ödemenin öğrencileri zor durumda bıraktığının altını çizen Sharaf, böyle bir uygulamanın denetim altına olması gerektiğine inanıyor. Sharaf, “Ev sahipleri elektrik ve su faturalarına bile, kendilerince faiz zammı koyuyorlar. Bunu yapmanın yasal olduğunu sanmıyorum, fakat neredeyse tüm ev sahiplerinin faturalara %30 gibi bir zam koyduğunu söyleyebilirim. Neden denetim yok diye sormaktan kendimi alamıyorum” diyor.
“Kıbrıs’ın genç yatırımcılara destek olması, bizleri teşvik etmesi gerekir”
Sharaf, kendi işletmesini kurma isteğinde olduğunu, ancak şu anki ekonomik kriz ve şartların kendisini tereddüde düşürdüğünü söylüyor. “Kıbrıs yaşaması rahat ve insana saygılı bir ülke olsa da, genç yatırımcılar için en iyi yer mi bilemiyorum… Kıbrıs’ın, yatırımcılara karşı yeterli teşvikte bulunduğuna inanmıyorum. Gençlere daha çok destek olunması, onların burada kalıp iş kurma, ev alma gibi ülkeyi de kalkındıracak alanlarda sorumluluk almasına yardım edilmeli. Bu sadece şahsın değil, ülkenin ve yurttaşların da kazancı olacaktır” diyen Sharaf, “Kıbrıs artık sadece yaşlı kesimin huzur bulacağı bir ülkeden ziyade, genç insanların da hem işveren, hem çalışan hem de tüketici olarak ekonomiye katkı sağladığı bir ada olmalı” şeklinde düşüncelerini açıklıyor.
“Bana göre ülkenin en büyük sorunu yolsuzluk”
Sharaf, Kıbrıs’ın şartları ve hizmetlerinin yetersizliğinin yanı sıra, yolsuzluk sorununun önemini vurguluyor. Sharaf, kendi gözlemlerine dayanarak ülkede her şeyin ‘torpil’ ile yürüdüğünü anlatıyor. “Herkes, tanıdığı biri sayesinde istediğini yapabiliyor. Ülkede yolsuzluğun önüne geçilmeli. Her şey torpil ile yürüyor. İki veya üç sene önce, arkadaşım vasıtasıyla tanıdığım birine araba çarpmış, yaşamını yitirmişti. Çarpan kadın Kıbrıslı olduğu için, bir iki sene hapis yatıp çıktı. Adaletin bu ülkede yetersiz olduğunu düşünüyorum. Herkes öğrencilerden yararlanmaya çalışıyor. Öğrencilerin bu ülkede kendilerini koruyabilmesini istiyorum” diyen Sharaf, ülkede etkin bir denetim olması gerektiğine inanıyor.
“Kıbrıs’ta neyi değiştirebilmek isterdiniz?”
Sharaf, bu soruya sağlık ve ulaşım sektörü diye cevap veriyor. Yolsuzluğu bitirmeyi dilemesinin yanı sıra, Kıbrıs’ta sağlık ve ulaşım sektörünün yetersiz olduğunu ve geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Sharaf “Devlet hastanelerinin hizmet açısından yeterli olduğunu düşünmüyorum. Sağlık sektöründe geliştirilmesi gereken çok şey var. Bunun dışında ise, arabası olan veya olmayan herkes için ulaşım çok büyük bir sorun. Tabii ki özel aracı olmayan, bu sorundan daha kötü etkileniyor. Toplu taşıma sisteminin başlamasını çok isterdim” diyor.