Ercan Havaalanı’nı 15 Kasım’da açabileceklerini müjdeliyor, Turizm Bakanı.
Son 10 yıldır her “bayram” aynı müjde yinelense de asıl soru şu: Nereye açılıyor?

Türkiye’nin “iç hattı” kıvamında seyahatler için daha büyük apron yapıyorlar.
Bir de 15 Kasım’da açacaklar…
Ada yarısına “kapatıldığımız” günde (!)

***

İllaki açacaksanız birkaç barikat daha açınız Lefkoşa’da, Luricina’da…
Tümüyle açınız hatta kayıtsız, şartsız, başka da ekonomik kurtuluş kalmadı çünkü…

***

Ercan’ı “dünyaya” açmaktır iş!
İki buçuk hava yolu şirketinin İstanbul ya da Ankara’ya uçması değil…

Sizin “açmak” kelimesinden anladığınız bir kurdele, onbeş yirmi makas, katlı kravatlı siyasetçiler, nutuk ve hamaset, bir de “evet efendim, olur efendim, şükran efendim” sözlerinin ötesine geçmiyor.

***

Ercan’ı öyle bir açınız ki dünyanın dört bir yanından uçaklar inebilsin, onbeş dakika arası…

Talan edilmiş, kapatılmış ve çürütülmüş Maraş’ı Birleşmiş Milletler’e devretmekle açabilirsiniz Ercan’ı…
Ercan’a doğrudan uçuş ve Mağusa’ya doğrudan ticaret olabilir “açmak” sözcüğünün gerçek karşılığı, bunun için de iradeye, demokrasiye, cesarete ihtiyaç vardır.

***

Öneri açık!

• Yasal sakinlerin güvenli şartlarda ve en erken geri dönebilmesi için kapalı Maraş (Varosha) BM Güvenlik Konseyi’nin 550 ve 789 sayılı kararları uyarınca Birleşmiş Milletler’e devredilecek.
   
• Bu sürece paralel, Ercan Havaalanı BM’nin yönetiminde, 1944 Chicago Sözleşmesi de dahil ilgili uluslararası hukuk kurallarına tam uyumla doğrudan uçuşlara açılacak, uluslararası havaalanı statüsü kazanacak.
   
• Mağusa Limanı’na doğrudan ticaret için Kıbrıs’ın 2003 tarihli Avrupa Birliği katılım metninin 10’uncu protokolüne uygun pratik düzenlemeler üzerinde anlaşma sağlanacak.

“Açmak” böyle olur ancak!