Nereye doğru ?
Dünya bir yerlere doğru sürükleniyor. Herkes farkında ve herkes endişeli. Endişeli ama suskun.
Kuzey Kore-ABD gerginliğinden sonra şımdi de Ortadoğu fokur fokur kaynıyor. Her an herşey olabilir... ‘Güç’ savaşı, önüne çıkılmaz bir boyutlara ulaşmış durumda. Şimdilik, ufak-tefek (!) bombalar, füzeler v.s. devrede ama ilerki günlerde, yıllardır titizlikle (!) üretilen çok daha etkili kitle imha silahlarının hangilerinin kullanılabileceğini kestirmek zor. ‘Taraflardan birinin çakacağı bir kıvılcımın sonuçları ne olur ?’ sorusunun cevabını düşünmek bile istemiyorum.
***
Ve...Bu kez, ‘sorunun’ göbeğinde Türkiye de var.
Afrin’de, başlangıçta 3-4 gün, hatta 3-4 saat süreceği iddia edilen savaş hala sürüyor. İnsanlar ölüyor. Sivil, asker, gerilla, terörist vb... Hiç farketmez... Her iki taraf (veya kaç ayrı taraf varsa) ‘şehitler’ veriyor. Bütün tarafların söylemi aynı: “Vatan, millet uğruna şehit olmak...”
Doğal olarak, bu savaşta, bizi en çok ilgilendiren Türkiye. Savaş daha ne kadar uzar ? Daha kaç, (‘savaş’ emrini verenlerin değil) Anadolu çocuğu ‘Şehit’ olur ? Bilemiyoruz...
Bir okuyucu mektubu
Ayşegül isimli okuyucu, bir e-posta gönderdi. Özetle, kafasında bazı sorular olduğunu belirtiyor ve endişelerini dile getirmeye çalışıyor. Diyor ki :-
“ (...) Ben, Kıbrıs’da 1974 Savaşını da yaşayanlardan biriyim. Hatırlıyorum. Savaş devam ederken Türkiye basını atıp tutuyordu. ‘Şurası da alındı, burası da alındı’ diye. Hatta büyük gazetelerden biri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Baf’a girdiğini bile koskocaman manşet yapmıştı. Halbuki doğru değildi....
Şimdi, Afrin’deki harekatı, TV’lerden, basından izlemeye çalışıyorum. Ama açıkçası ‘söyledikleri ve yazdıkları ne kadarı doğru ?’ diye sormaktan da kendimi alamıyorum. Yabancı kaynaklardaki haberlerle Türk kaynaklı haberler farklı olabiliyor....”
Ve devam edip biri dizi sorular yöneltiyor....Ama özellikle biri (medya) ile ilgili bir açıklama yapma gereği duyuyorum.
Ayşegül Hanım,
Savaşlar sırasında, (sadece Türkiye’de değil) tüm dünyada, Medya’ya bazı haber kısıtlamaları, hatta yasaklamalar getirilmektedir. Bu nedenle de savaş devam ederken, haberlerde, ‘en sağlıklı’, ‘en doğru’ diye birşey malesef yoktur. ‘Gerçekler’ ancak savaş bittikten sonra öğrenilebiliyor. Bu durum, ABD’nin Vietnam hezimeti sırasında da, Irak müdahalesi sırasında da, daha önceki Ortadoğu savaşlarında da ve dünyadaki tüm diğer savaş, başkaldırı ve benzeri olaylarda da yaşanmıştır. Türkiye’nin Kıbrıs müdahalesinde de yaşandığı gibi.
Kısaltmalar
Yaşamımız ‘kısaltmalar’la doldu taştı. Bir makale okurken neyin ne olduğunu anlamak için dersinizi (!) iyi çalışmış olmanız, bazı şeyleri erberlemiş olmanız artık şart. Aksi takdirde okuduğunuzu anlayamazsınız. İşte size oradan buradan derlenip hazırlanmış küçük bir liste. Açılımları konusunda kendinizi sınamak ister misiniz ?
- TSK, THK, JÖH, PÖH
- TC, KKTC, ABD, UK, AB, BM, NATO, CENTO
- FETÖ, PKK
- IŞİD, ÖSO, YPG, PYD, DAEŞ
- EOKA, ENOSIS, TMT
- KTTO, KTÖS, KTGB, KTSO
- BM, BMGK
- AVM, ATM
- PYBS, MEB, İOKBS
Bunlar sadece birkaç (!) örnek. Çok değil 4-5 yıl sonran yazım dile ne hale gelir ? Kestirmek son derece zor.
Sokak Ağzı
Afrin Harekatı ile ilgili olarak, Türk Basınındaki haberlerle yabancı ajansların haberleri bazen çelişkili olabiliyor. Hangisine inanacığımızı şaşırdık. Heryer kan revan içinde. Bunun sonu nereye varacak acaba ? (Ayşegül-Lefkoşa)
***
Lefkoşa trafiğine neşter vurulacakmış... Nihayet birileri farketti rezilliği. Umutla bekliyoruz ama, umarım neşter vurulacak diye daha berbat hale getirilmez. (Nejat Kelam-Lefkoşa)
***
Benim amcamın oğlu da adam dövmekten hapiste. Ailesi zor durumda. Ben de onun için bir bağış kampanyası başlatsam mı acaba ? (Köroğlu-Girne)
***
Beşbarmaglara tünel yapılacakmış. Daşcılar o işi çogdaaan yabdılar zaten. Çok yakında Değirmanlig’den bakıldığında Girne sahillerini görmeg mümkün olacag. (Süleyman-Değirmenlik)
***
Kulaklarım Koalisyon Hükümeti’nde. Unutulan Devlet Tiyatroları salonu ile ilgili birşeyler yapacaklarına dair bir habercik bekliyorum. (Nigar-Lefkoşa)
***
Hayret... Rum hala anlamıyor Kıbrısda bir çözüm bulunmazsa TAKSİM’in daha da oturacağını. Dedem ‘Gavur İnadı’ derdi de anlamazdım ne demek istediğini. Yaşadıkça çok net anlamaya başladım. (Mehmet S.- Lefkoşa)