1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. NEŞELİ YILLAR
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

NEŞELİ YILLAR

A+A-

Dünyanın büyük bölümünün Noel’den ötürü tatil yaşadığı eşikteki yeni yılın heyecanla beklendiği bu günlerde hayatın acı-tatlı meselelerini daha bir durup düşünüyoruz. Bir yıl daha eksildi hayatımızdan denir ya; aslında buna bir yıl daha eklendi hayatımıza diye bakmak da mümkün. Her birimiz kendi adımıza geçen yılın bir değerlendirmesini yapacağız. Aslında bir değerlendirme furyası kaplayacak etrafı. Bu yıl neler oldu? Yılın en iyileri, bu yıl çıkan kitaplar vs. Sonra “eğlenmek zorundasınız” mesajını içeren yeni yıl arifesi. Ortalıkta bir şenlik hali… Ve yeni başlangıçlar…

Bu yazıyı çoğu yeni yıl öncesinde olduğu gibi İstanbul’dan yazıyorum. Hava soğuk. Penceremden yapraklarını dökmüş ağaçların dallarını ve uçuşan martıları izliyorum. Yeni döndüğüm Avustralya seyahatinin anılarıyla doluyum. Şu an bir kışı yaşıyor oluşumuz bile göreli. Dünyanın bir başka yerinde yazın yaşanıyor olduğu bir bilgiden öte pratik bir durum saptaması şu an benim için. Her mevsimin farklı bir güzelliği var. Kışın insanı sıcak ev içlerine çekişini seviyorum.

Uzun mesafelere gidip dönmek dünyaya dair farklı bir algı oluşturuyor insanda. Bütün çeşitliği içinde insan denen varlığın temelde benzer hikayelere sahip olduğunu daha çok hissediyorsun.

Sosyal medya devriminden beridir her an dünyanın her yerinde olabileceğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Duygu skalalarımız da hızla değişebiliyor. Bir gün içinde öyle çok şey oluyor ve bunun bilgisi bize öylesine hızlı ulaşıyor ki aslında sersemlemiş durumdayız her birimiz.

Dünyada olup bitene dair değerlendirmeler dinleyeceğiz bu günlerde. Bizim için kaynatılan cadı kazanlarından neler çıkacak kim bilir?  Petrol savaşları Orta Doğu’yu daha ne kadar karıştıracak? Sarı Yelekliler Hareketi yeniden alevlenecek mi? Neo-liberalizm daha nereye kadar dayanacak? İflas etmiş politik sistemler varlıklarını nereye kadar sürdürebilecekler?

Önümüzdeki günlerde de kötüler kazanmaya devam edip erklerini idame ettirecekler gibi görünüyor. Kötülerin izlediği bir politika var uzun yıllardır: Ayaklanmalar, protestolarla başa çıkmak için bir süre geri çekiliyorlar, eylemcilerin evlerine dönmesini, sokaktaki heyecanın yatışmasını bekliyorlar ve bir zaman sonra yapmak istediklerini gerçekleştiriyorlar. Bizi umutlandıran bütün kalkışmalar bir biçimde egemenlerin kendi amaçları doğrultusunda maniple ediliyor. Umutlanıp heyecanlanıyoruz, direniş görüntülerinin renkli imgeleri ruhumuza iyi geliyor ama bir süre sonra protesto edilen durumun daha bile geriye gittiğini gözlemleyebiliyoruz.

Hiçbir etik değer, adalet duygusu taşımayan, amaca ulaşmak için her yolu mubah sayan egemenlerle karşı karşıyayız. Çeşitli komplolar ve türlü türlü zulümle amaçlarına yürümekten imtina etmiyorlar.

Bütün bunlara rağmen umutluyum ben. Zulmün de haksızlığın da bir son kullanım tarihi var çünkü. Tekerlek bir gün dönecek, rüzgar ezilenlerden yana esecektir elbet.

Şu an düşüncelerinden ötürü hapislerde çürümekte olan onlarca değerli insanı düşüneceğim yılbaşı gecesi. Vicdanım sızım sızım sızlayacak.

Yanlışlığı aşikâr hale gelmiş bir metodoloji nedeniyle bir türlü çözülemeyen Kıbrıs Sorunu’nu, silahlanma için inanılmaz paralar harcanırken yoksulluk ve çaresi bulunmayan hastalıklarla inleyen dünyayı düşüneceğim.

Güzel şeyler de düşüneceğim tabii… Çocukları ve onların masumiyetini örneğin… Aşkın ve sevginin dönüştürücü gücünü. Doğanın bir türlü tüketilemeyen güzelliğini. Sanatı ve edebiyatı… En çok da değişimin ne kadar olası olduğunu düşüneceğim.

Kadehimi gelecekteki olası güzel günler için kaldırıyorum sevgili okurlar. Hepinizin yeni yılını içtenlikle kutluyorum. Güzel şeyler olacak. Hep birlikte inanalım buna…

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1846 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar