“Neyi görüşecekler merak ediyorum”
Başbakan Hüseyin Özgürgün, “Bundan sonra Kıbrıs Türk tarafının elinde hiçbir koz olmadığını’ savundu, “Böyle bir müzakerecilik olmaz” dedi…
Başbakan Hüseyin Özgürgün, halka sunulacak referandum planı ortaya çıkmadan harita vermenin çok büyük taviz ve stratejik hata olduğunu savunarak, “Bundan sonra Kıbrıs Türk tarafının elinde hiçbir koz yok, bütün kozlarını masaya koymuş durumda. Böyle bir müzakerecilik olmaz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, müzakerelerde ilerleme olmamasına ve ana konularda sorunlar olmasına rağmen, Rum tarafına harita sunduktan sonra, Rum lider Nikos Anastasiadis ile “ne görüşeceğini” soran Başbakan Özgürgün, “Rum tarafı bundan sonra, ‘Türk askeri çıksın mı çıkmasın mı’ tartışmasına girecek, bunu isteyecek, sen de bunu verip vermemekle uğraşacaksın. Bu noktaya gelinmemeliydi’ diye konuştu.
Başbakan Hüseyin Özgürgün, Türkiye’de yayın yapan Best FM radyosunun haber Müdürü Ufuk Karcı’nın sunduğu Konuşan Türkiye programında Kıbrıs müzakere sürecine ilişkin sorularını yanıtlayarak değerlendirmelerde bulundu.
“Bana göre bu son nokta…”
Başbakan Hüseyin Özgürgün, müzakerelerin geldiği aşamanın iki yönden önemli olduğunu ifade ederek, 1960’dan sonra ilk defa beşli konferansın toplandığını, bu toplantıda sonuca ulaşılması hedefiyle garantör ülke olarak, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’ın ilk defa irade ortaya koyduğunu belirterek, “Bana göre bu son nokta. Esas bunu konuşmak lazım, bundan ötesi de yok. Ama şuanda Yunanistan’ın ve Kıbrıs Rum tarafının tavrına bakıldığında, bu ötesi olmayan bir konunun anlaşmayla sonuçlanma ihtimalinin de olmadığı gözüküyor. Zaten zirvenin ilk günden çok kısa sürede sonuçlanması ve komisyonların devam edeceğinin açıklanması da aslında bunun göstergesi” dedi.
Kıbrıs müzakerelerinin 1968’de başladığı günden bu yana belli süreçlerden geçtiğini ve BM’nin 5 defa çözüm planı sunduğunu ve bu planların BM Genel Sekreterleri’nin adıyla anıldığını ve hiç birinde çözüme ulaşılamadığını söyleyen Başbakan Özgürgün, görüşmelerdeki temel prensibin “her şeyde anlaşılmadan hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmadığını” kaydetti.
Görüşmelerin hiçbirinde toprağın pazarlık konusu yapılmadığını ve hiçbir bir şekilde harita ile KKTC veya Türkiye’nin herhangi bir toprağı vereceğini taahhüt etmediğini savunan Başbakan Özgürgün, Annan Planı’nda haritanın olduğunu ama plan referandumda kabul edilmediği için onun da ortadan kalktığını söyledi. Görüşmelerin bu aşamasında harita sunulmasını eleştiren Başbakan Özgürgün şöyle devam etti:
“Böyle bir müzakerecilik olmaz”
“Haritanın ortaya konması öncelikle müzakerede sonucu getirir. Çünkü, Annan Planı referanduma sunulmak üzereyken harita ortaya çıkmıştı. Şimdi referandum ortaya çıkmadı, herhangi bir şekilde birçok konuda uzlaşmazlık var. Annan Planı’na ‘hayır’ diyen taraf ‘beni tatmin etmelisiniz, daha da isterim’ diyor ve bu aşamada harita veriliyor. İşte biz buna itiraz ettik. Kimin toprağını kime veriyorsunuz. Çok büyük bir taviz ortaya çıkıyor. Bir de şu ortaya çıkıyor; bundan sonra Kıbrıs Türk tarafının elinde hiçbir koz yok, bütün kozlarını masaya koymuş durumda. Böyle bir müzakerecilik olmaz. Müzakere stratejisi açısından da çok ciddi bir hata olarak görüyorum.”
“Neyi görüşecekler merak ediyorum”
Liderlerin bugün yapacağı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine, “Sayın Cumhurbaşkanı haritayı da koyduktan sonra Anastasiadis’le neyi görüşecek?” diye soran Başbakan Özgürgün,
“Müzakere olarak bitirmiş durumda. Zaten haritayı koymuş, arkasından güvenlik ve garantileri Türkiye, Yunanistan ve İngiltere oturmuş konuşmaya başlayacak. Yunanistan, ‘Türk askeri çıkmadan hiçbir şeyi konuşmam’ demiş. Neyi görüşeceklerini merak ediyorum” ifadesini kullandı.
Başbakan Özgürgün, müzakerelerde “sonuca çok yaklaştık” söyleminin gerçekçi olmadığını savunarak şöyle devam etti:
“ ‘Sonuca çok yaklaştık’ diyen birisinin nerede sonuca yaklaşıldığını bana izah etmesi lazım.
Toprak ve Garantilerde mi, Mülkiyette mi, Yönetim ve Güç Paylaşımı’nda mı sonuca yaklaşıldı. Yoksa başka konularda mı yaklaşıldı, nerede sonuca yaklaşıldı. Bunların hepsi tartışmalı, hepsinde de sorun var. Ciddi konularda da yakınlaşma yoksa o zaman nerde yaklaştık. Beşli görüşmeyi yaptık diye yakınlaşma olmaz, Yunanistan onu (beşli görüşmeyi) berhava etti, şuanda komisyonların yaptığı görüşmeler var. Üst düzey görüşme bitti. Bugün Cumhurbaşkanı, Anastasidis’le tekrar görüşüyor. Bu akıldan, rasyonellikten uzaklaşmamıdır, yoksa bir şekilde görev sürdürme azmidir onu anlamadım. Yani, Rum tarafı net olarak, ‘Türk askeri çıkmadan çözüm yok’ diyor, ben de ‘Türk askeri çıkmayacak’ diyorum. Ama bunu söyleyince Sayın Cumhurbaşkanı Rum tarafını suçlamıyor beni suçluyor. Bu bir milli dava ama nereye geldik. Rum tarafına ‘Türk askeri çıkmayacak’ dediğim için Rum tarafı beni nerdeyse ‘istenmeyen adam’ ilan etti, Elam örgütü beni tehdit ediyor, Sayın Cumhurbaşkanı ise sevilen adam, neden? Sayın Cumhurbaşkanı Rum tarafına cevap vereceğine bana cevap veriyor. Benim söylediğime cevap veriyor, bu noktaya gelmek üzücü. Bizim, Cumhurbaşkanı Akıncı ile bir derdimiz yok. Bizim derdimiz; Kıbrıs’taki Türk varlığının devam etmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin fiili garantisinin devam etmesi, Türkiye’nin buradaki garantörlüğünün ve Türkiye’nin varlığının kabul edilmesi. Türkiye’ye ‘işgalci’ ve ‘Türkiye’den gelenler dışarı’ diyenlerle artık neyi konuşacağız? Harita bile verildikten ve beşli konferans bittikten sonra. Ben bunu soruyorum.”
“Denktaş, harita ve konum ortaya koymadı”
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş döneminde gündeme gelen yüzde 29 artı oranında herhangi bir harita ve konum ortaya konulmadığını savunan Başbakan Özgürgün, “Yüzde 29 artı, eğer o dönemde bir anlaşma olsaydı ortaya çıkacak olan bir rakamdı” dedi.
Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın, o zaman “yüzde 45’de yüzde 29 artıdır. 29’un üzerinde bir toprak talep ediyorum” dediğini söyleyen Başbakan Özgürgün, yüzde 29 artının zaten konuşulduğunu, bu oranın nasıl olacağının ve harita sunumunun referanduma gidileceği anda ortaya konulması gerektiğini söyledi. Başbakan Özgürgün, “Hiçbir şey yokken haritayı verip, bir de ‘Denktaş Bey yüzde 29 artı demişti’ dediğiniz zaman, siz bundan sonra neyi müzakere edeceksiniz onu sorarım. Haritayı verdiniz, yüzde 29 artıyı verdiniz, her şeye ‘tamam’ dediniz. Şimdi tek kalan Türk askerinin çıkması, Güney Kıbrıs bunu söylüyor. Böyle bir ortama gelinmemesi lazım” diye konuştu.
Rum tarafının bundan sonra, “Türk askeri çıksın mı, çıkmasın mı” tartışmasına gireceğine işaret eden Başbakan Özgürgün, “Rum tarafı bunu isteyecek, sen de bunu verip vermemekle uğraşacaksın. Bu noktaya gelinmemeliydi’ dedi.
“Biz canı gönülden ‘hayır’ı savunduk…”
Başbakan Özgürgün, Annan Planı’a “hayır” dediği için vicdanının çok rahat olduğunu, “hayır” kampanyasını yürüten tek partinin de Ulusal Birlik Partisi (UBP) olduğunu dile getirerek, “Biz canı gönülden ‘hayır’ı savunduk, bugünlere gelineceğini biliyorduk. Yani, Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’ın Kıbrıs’ta tek bir Türk askeri, Türk bayrağı kalmayana kadar mücadele edeceğini biliyorduk. Beşparmak dağlarındaki bayrağın olduğu yeri Türk toprağı olarak bırakın geri kalan her yeri Rum’a verin yine anlaşma olmaz. Rum tarafı ‘burası Elen adasıdır, burası sadece Elen toprağıdır. Türkler benin azınlığım olarak kalabilir, azınlık hakları verebilirim’ diyor. Rum tarafında hiçbir şey değişmemiş; Makarios’un 1950’de yaptırdığı kamuoyu yoklamasında yüzde 95 Enosis çıkmıştı. Bugün yapılsın, aynı sonucun çıkacağını garanti ederim. Ama, bugün Rumların karşısında çok daha güçlü bir Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye var, mesele buradadır, o zamanki kadar zayıf değiliz” dedi.
Dünyanın bir çok kere Kıbrıs Türk tarafının çözümden yana olduğunu gördüğünü ama hiçbir şeyin değişmediğini Rum tarafının hep ödüllendirildiğini, Rumların AB’ye alındığını, tüm izolasyon ve ambargoların devam ettiğini, Kıbrıs Türk tarafının 2004’te “evet” demesiyle kaldığını söyleyen Başbakan Özgürgün, Rum tarafı ve Yunanistan’ın her defasında bir taviz kopardığını kaydetti. Başbakan Özgürgün, “Bu kadar iyi niyetin saflıktan öteye gitmediğini düşünüyorum” ifadesini kullandı.
“Rum Tarafı Yunanistan’ın anlayacağı dilden konuşmak lazım”
Rum tarafı ve Yunanistan’ın anlayacağı dilden konuşmak gerektiğini söyleyenBaşbakan Özgürgün, “Çünkü hiçbir anlaşmaya tamam demediler, hiçbir anlaşmaya demeyecekler. Bu net bir şekilde ortada duruyor. Hiçbir anlaşma niyeti olmayan birisine o zaman, ‘Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye olarak kendi yoluma giderim’ denilir. Bunu da kabul etmek zorundadırlar” dedi.
Bu konuda Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile aynı dili konuşamamanın sıkıntı olduğunu, Rumların ise bunu başardığını savunan Başbakan Özgürgün, “Kıbrıs’taki iç dengelere oynuyorlar Avrupa Birliği de bunu yapıyor. Kıbrıs’taki iç politikada ciddi şekilde bir kesim yaratıldı, bu kesimin temsilci de şuanda Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı. Ama biz Sayın Cumhurbaşkanı ile mücadele etmek istediğimizi söylemiyoruz, Sayın Cumhurbaşkanına ‘gerçeği gör’ diyoruz. Rum tarafının senin iyi niyetine verecek hiçbir cevabı yok” diye konuştu.
Başbakan Özgürgün, Rum tarafı ve Yunanistan’ın AB içinde olduğunu ve Yunanistan’ın garanti edecek bir durumu olmadığını, tek dertlerinin Türk askerinin adadan çıkması olduğunu ifade ederek, “Yunanistan garantörlükten vazgeçeceğini açıkladı. Onların derdi Türk askerinin çıkması. Türk askeri çıkınca Enosis’i gerçekleştirmek için hiç bir engel kalmıyor. Güvenlik için endişesi olan Kıbrıs Türkleridir” dedi.
Ada’daki İngiliz üsleri konusunun ise hiç gündeme getirilmediğini, Kıbrıs’taki yapının İngiliz üslerinin varlığına dayandırıldığını, Kıbrıs Türkleri ve Rumlar birbiri ile uğraşırken kimsenin üslere bakmayacağını söyleyen Başbakan Özgürgün, üslerin İngiltere açısından Ortadoğu, Kuzey Afrika, Doğu Akdeniz ve Körfez bölgesini kontrol için bedava uçak gemisi olduğunu söyledi.