Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, dünya evine giriyor. 23 Şubat’ta aile arası mütevazi bir düğünle dünya evine girmeye hazırlanan Özgürgün, Ankara’dan gelin getiriyor.

TC Kıbrıs İşleri’nden Sorumlu Devlet Bakanı Cemil Çiçek’in yeğeni olduğu iddia edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde avukat olarak çalışan Dilek hanımla, Lefke’de hayatını birleştiriyor.

Düğüne, ülkemizden ve Ankara’dan üst düzey yetkililerin de katılması bekleniyor.

Küçük, Tekerlek Ömer’de efkarda(!)

UBP Kurultayı’na ilişkin Yüksek Mahkeme kararını verdi. “Küçük, başkan değil, 2’nci tur yapılacak” kararını üretti özetle…

Dün sabah Mahkeme salonu hınca hınç doldu, taştı, basın kararı dinlemek için salonda yer bulmakta zorlandı.

Ahmet Kaşif destekçileri büyük bir heyecanla kararı beklendi. Ancak en büyük heyecan tarafların avukatlarındaydı… Ortam o kadar gergindi ki, bu havayı yumuşatmak Savaş Atakan’a kaldı.

Atakan, İrsen Küçük’ün avukatlarından Hasan Hasipoğlu’na, “Bu akşam Galabalık (balık restorantı)’nda buluşalım” dedi, Hasipoğlu, “Tekerlek Ömer (meyhane) olsun” cevabını verdi.

Basın ise bu sohbeti, “Ahmet Kaşifçiler sağlıklı yaşamda, keyifte Küçükçüler efkarda” diye yorumladı.

Ya bebek ya anne ölürse?

Ahmet Kaşif, mahkeme kararını düzenlenen bir basın toplantısı ile değerlendirdi. Arkasında Hasan Taçoy, Türkay Tokel, yanı başında Zorlu Töre vardı.

Bazı sorulara net bazılarına ise dolaylı olarak cevap vermeyi uygun gördü.

 Örneğin “delege hür iradeleri ile kurultayda karar verecek” dedi, “Bu kadar delege istihdam edildi, nasıl hür irade olacak, bu zamanda bu istihdamların yapılması doğru muydu” sorusuna dolaylı yanıt verdi.

Sancılı bir süreç yaşandığına değinen Kaşif, “Kadın sancılı ya bu doğum olacak ya da anne veya çocuk ölecek. O yüzden bu doğum gerçekleşmeli” tanımında bulundu.

“Anne veya çocuk ölürse ne olacak? Yeni bir parti mi kurulacak” sorusuna ise, “Hayır” yanıtını verdi.

Son olarak da İrsen Küçük’e gönderme yaptı, “O kendi geçmişine baksın, unutmasın” yönünde…

Ne diyelim, zorlu ve sıkıntılı bir süreç bekliyor hem bizi hem de UBP’lileri…

UBP’deki kavga asıl şimdi başladı, bakalım bu kavgada, kimler ne bedel ödeyecek, kimler neler kazanacak…  

Nerde bu devlet!

UBP’nin meşhur ‘piyango bileti’ rezaletini artık duymayan kalmamıştır. Hani o 15 Kasım 2010 olarak verilen çekiliş tarihinin üzerinden geçmesine rağmen 2 yıldır çekilmediğini.

Piyango biletleri binlerce satılırken, paralar cebe atılırken, Maliye Bakanlığı, polis ne yapıyor çok merak ediyorum? Bu da bir nevi halkın parasını çalmak değil mi?

Ama bu iş UBP’yle de bitmedi.

Dün UBP Kurultay davasını izlemek için mahkemedeydim. Çıkışta ayaküstü sohbetteyken, UBP vekili Türkay Tokel ile bir adam yanımıza yaklaşıyor. Elinde 10 tane ÖRP piyango bileti…

Çekiliş tarihi: 31 Aralık 2008…  

Bilet çekilişi yapılmamış, 4 yıldır cebinde taşıyor.

“ÖRP’li miydiniz” diye soruyorum amcaya, “UBP’liyim” diyor, “Ama UBP bileti almadım” diye ekliyor.

“Nasıl iş bu… Bize tanesi 5 liradan satılar, 50 TL ödedim, ne çekiliş yaptılar, ne de vatandaşı bilgilendirdiler” diye sitem etti.

Amca isyanında haklı da, asıl buna prim veren mevkiler nerde?

Dün Avcı’yı telefonla aradım, belki çekmişlerdir de bizim dikkatimizden kaçtı, ancak Avcı’ya ulaşmak mümkün olmadı..

Ancak eğer çekilmediyse ve amcanın dediği doğru ise…

O zaman polis nerde örneğin, açıkça suç işlendi, yok mu bunun bir yasal dayanağı?

Maliye Bakanlığı nerde?

Yok yok nerde bu devlet?

Koltuk sevdasının peşinde mi?

Köse, yakın takipte…

Ebeler ve Hemşireler Sendikası Başkanı Oğuz Köse, UBP’yi yakın takipte… UBP Kurultayı’nı salonda izleyen, Parti Meclisi toplantılarını, Lefkoşa İlçe Binası önünde bekleyen Köse, dün de mahkemede ve ardından avukat Fuat Veziroğlu’nun ofisinde görüldü.

Bir süre önce de Küçük hükümetinin yaptığı istihdamlar hakkında sert eleştirilerde bulunan Köse’nin, UBP’yle yakından ilgilenmesinin sebebi, acaba Ahmet Kaşif’in başkanlığı kazanması durumunda ‘siyasete hazırlık mı’ düşüncesine neden oldu.

FACEBOOK

“UBP topluma yaşamın her alanında yaşattığı dertler yetmezmiş gibi tam 3 ay kendi kurultayını da memleket meselesine çevirip hayatı felç etmeyi becerdikten ve hukuk sisteminin bütün yollarını da yüzsüzce istismar ettikten sonra, kurultayla ilgili Mahkeme kararı nihayet son seviyede de açıklandı! Sonuç: İlk günden beridir aşikar olanın onayı. Memleketin hali: yangın yeriydi, şimdi külleri kaldı... Sırada: yeniden bir kurultay süreci, vaatler, satılmalar, ihanetler, vs... Muhteşem Yüzyıl, Brezilya dizileri, vb., bu entrikaların yanında halt etmiş. Hade herkes koltuklarına rahatça yerleşsin, şov kaldığı yerden devam ediyor!!!”

Fazilet Özdenefe Kürşat’ın profilinden