"Nisan ve Mayıs karar ayı"
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Nisan ve Mayıs aylarının müzakereler açısından karar ayı olduğunu, görüşmelerin sürüncemede bırakılamayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Nisan ve Mayıs aylarının müzakereler açısından karar ayı olduğunu, görüşmelerin sürüncemede bırakılamayacağını söyledi.
Akıncı, gençlerin belirsizlikten kurtulabilmesi için çözüm yönünde karalı bir şekilde uğraş vermeye devam edeceğini de belirtti.
Kıbrıs Rum lider NikosAnastasiadis ile sosyal içerikli görüşme için sunduğu tarihlerin birinin kabul edildiğini de açıklayan Akıncı, öncelikle güven arttırıcı önlemelerin görüşülmesi gerektiğine işaret etti.
Mustafa Akıncı, Türk Maarif Koleji Tarih Kulübü tarafından düzenlenen “4’üncü Kıbrıs Sorununun Dünü, Bugünü ve Yarını Konferansı”nda konuşma yaptı.
Akıncı, en büyük temennisinin, bu başlıkta konuşan son Cumhurbaşkanı olması ve bundan sonra Kıbrıs sorununun çözümüyle gelecek fırsatların tartışılacağı konferansların yer alması olduğunu söyledi.
1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulmasından sonra çözüm arayışlarının 1968’de başladığını, ancak Birleşmiş Milletlerin 186 numaralı kararında Kıbrıs Rum Tarafının tek yasal hükümet olarak yer aldığını, bunun bu güne kadar haksız bir şekilde geçerliliğini koruduğunu kaydeden Akıncı, süreç içerisinde bir çözüme yaklaşıldığı zamanlar olsa da Kıbrıs Rum tarafının tutumuyla bir çözüme ulaşılamadığını anlattı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterlerinin isimleriyle anılan pek çok metinler ve haritalar üretildiğini anımsatan Akıncı, 1993’te sunulan bir önerinin Kapalı Maraş ile ara bölgede bulunan Lefkoşa Havalimanın açılması hakkında olduğunu ancak Kıbrıs Rum tarafının tutumu yüzünden ne Maraş ne de Havalimanının açılabildiğini ifade etti.
2004’de referandumda Rum tarafının ret oyuyla hayata geçirilemeyen Annan Planı’na da değinen Akıncı, Kıbrıs Rum tarafının planı reddetmesiyle Avrupa Birliğine üye olduğunu, buna karşın Kıbrıslı Türklerin de, Rum tarafının planı reddetmesi sonucu AB’nin dışında bırakıldığını kaydetti.
Kıbrıs Rum Meclisinde 1950 yılında Kiliselerde yapılan Enosis Plebisitinin okullarda anılacak günler arasına alınması yönünde alınan karar ile müzakerelerin sekteye uğradığını kaydeden Akıncı, Enosis’in1963 ve 1974 olayları da dahil, Kıbrıs’ta yaşanan tüm olay ve acıların temelini oluşturduğunu belirtti.
Akıncı, “Hem bir yandan federasyonu konuşacağız, çözüm için uğraşacağız bir yandan da sizin yaşınızdaki gençlere Enosis’in ne kadar güzel bir iş olduğunu anlatacağız. Böyle bir şey olamaz” dedi.
Adada Enosis değil barış kültürünün gerekli olduğunu, Güney Kıbrıs’taki ırkçı örgüt ELAM’ın Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’in partisi DİSİ’yi, söz konusu yasal düzenleme konusunda peşinden sürüklemesinin, gelecekte buna benzer neler olabileceği sorusunu akla getirdiğini kaydeden Akıncı, “Yanlıştan dönmek erdemdir, hem bizim toplumumuza hem Güney’de kendi toplumunuza yanlıştan dönebileceğinizi göstermek önemlidir” dedi.
“ÖNCELİKLE GÜVEN ARTTIRICI KONULARI ELE ALMAMIZ LAZIM”
Kıbrıs Rum tarafında söz konusu yanlıştan dönmek için, yeni bir yasa önerisini Meclis’e taşıyarak bir adım atıldığına işaret eden Akıncı, ilk adımı atmaları koşuluyla sosyal bir buluşmaya hazır olduğunu Rum tarafına bildirdiğini belirtti.
Kıbrılıs Rum lider ile 2 Nisan’da sosyal içerikli bir buluşma gerçekleştireceklerine işaret eden Akıncı, “buluşabiliriz, konuşabiliriz, özellikle güven arttırıcı konuları konuşmamız lazım, bu gidiş gidiş değil bunları düzeltmemiz lazım” dedi.
Akıncı, Kıbrıs Rum Meclisinde Enosis Plebisininin anılması kararının bertaraf edilmesi üzerine müzakerelere yeniden başlanabileceği söylemini tekrarladı.
Türkiye’de 16 Nisan’da yer alacak referandum nedeniyle Kıbrıs Türk tarafının görüşmeleri geciktirdiği yöndeki iddiaların da yanlış olduğunu kaydeden Akıncı, müzakerelerle Türkiye’deki referandumun alakası olmadığını, gecikmenin nedeninin Enosis’le ilgili karar olduğunu söyledi.
11 Şubat 2014’de zamanın Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum liderlerin üzerinde mutabakata vardığı çerçeve anlaşması çerçevesinde müzakerelerin yürütüldüğünü kaydeden Akıncı, iki kurucu devletten oluşan, federal konuların ele alınacağı merkezi bir hükümetin bulunduğu, iki yıl Kıbrıs Rum bir yıl Kıbrıslı Türkün başkanlığını içeren dönüşümlü başkanlık sisteminin yer aldığı, Kıbrıslı Rum’un başkanlık döneminde Dışişleri Bakanlığının Kıbrıslı Türk olacağı, güvenlik ve savunma konularında iki başkanın birlikte karar vereceği, bir Türk bakanın onayı olmadan Bakanlar Kurulundan hiçbir kararın geçmeyeceği , sayıca eşit olunan üst meclisten geçmeden, alt meclisten geçen herhangi bir düzenlemenin uygulanamayacağı, yargıda tam sayısal eşitliğin olacağı bir anlaşma üzerinde çalıştıklarını kaydetti.
“İKİ TAMAMEN BAĞIMSIZ DEVLETİ KABUL ETTİREMEDİK”
Kıbrıs Türk, Kıbrıs Rum tarafları, Türkiye, Yunanistan, BM ve AB’nin kabul edebileceği “Tek anlaşma çerçevesi” iki kesimli iki toplumlu federal bir yapı olduğundan, federal bir çözüm için uğraş verdiğini kaydeden Akıncı, “Üniter devlet, çoğunluğun azınlığı yönetmesi, iki eşit kurucu devletin olmaması bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil, bu tüm Kıbrısı Rumlar idare edecek demektir. İki tamamen bağımsız devlet, bunu dünyaya kabul ettiremedik, kabul edilse birleşmeye gerek yok, federasyona gerek yok, ama bugüne kadar böyle bir şey olmadı, olacağı yönde de bir işaret olmadı” dedi.
GENÇLİĞİN GELECEK BELİRSİZLİĞİNDEN KURTULMASI…
En önemli konunun “gençlerin geleceğinin belirsizlikten kurtulması” olduğunu ifade eden Akıncı, 1963’ten sonra Rum gençlerin elde ettiği haklara bakıldığı zaman gençlere yapılan haksızlıkların göze çarptığını vurguladı.
Kıbrıs Rum Yönetiminin, üyesi olduğu için AB’den milyonlarca Euro aldığını, adanın tek tanınmış yönetimi olmanın avantajlarını kullandığını kaydeden Akıncı, bunun sona ermesi gerektiğini söyledi.
Adanın açıklarında bulunan doğal gazın da kullanılmasının en akıllı yolunun Türkiye üzerinden sevk edilmesi olduğunu, adadaki çözümün bölgedeki ilişkilere faydası olacağını kaydeden Akıncı, Türk ve Yunan iş insanlarının da Kıbrıs’ta çözüme destek için çağrıda bulunduğuna işaret etti.
“ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM”
Kıbrıslı Türklerin kimsenin tahakkümü altında olmayacağı, özgürlüğün, eşitlik ve 1974 öncesi koşullara dönmeyeceği güvenliğin Kıbrıslı Türklerin olmazsa olmazları olduğunu vurgulayan Akıncı, “Çok daya iyi ve belirgin bir geleceği, refah içinde bir geleceği hak ediyorsunuz ve bunu başarmak için de elimizden geleni yapacağız…Nisan ve Mayıs ayları bu anlamda çök önemlidir. Herkes açısından bir turnosol kağıdı testi olacak. Biz payımıza, çözüm adına anlattığım çerçevede katkı koymaya hazırız, umarım ki diğer taraftan benzeri katkılar gelsin” dedi.
“NİSAN MAYIS KARAR AYI”
Federal bir çözüme, pek çok kez denenmesine rağmen ulaşılmamasına rağmen bu dönemde ulaşılabileceğine neden inandığı sorusuna yönelik Akıncı, bazı önemli konuları Kıbrıs Rum tarafının içerisine sindirebildiği takdirde çözüm bulunabileceğini, bunlardan birisinin de Kıbrıslı Rumların Kıbrıslı Türkleri azınlık görmemesi, güvenlik için asgari koşulları kabul etmesi gerektiğini belirtti.
Müzakerelerin sürüncemede bırakılamayacağını kaydeden Akıncı, “Önümüzdeki birkaç ay içerisinde kararlarını verecekler, Nisan ve Mayıs ayı karar ayıdır, gerçeklerle yüzleşme ayıdır” dedi.
“ASLA GARANTİLER SIFIRLANMADAN ANLAŞMA OLMAZ SÖYLEMLERİ BIRAKILMALI”
Güvenlikle ilgili bir soruya karşılık, Türkiye’nin etkin güvencesinin de içerisinde yer alacağı bir formül aradıklarını kaydeden Akıncı, Rumların “asla garantiler sıfırlanmadan anlaşma olmaz” şeklindeki toptancı söylemlerini bir kenara bırakması gerektiğini söyledi.
“YER VE İŞ İMKANI SUNULMADAN KİMSE YERİNDEN OLMAYACAK”
Toprak ve mülkiyetle ilgili olarak ise Akıncı, mülkiyetin büyük oranda tazminatlarla çözüleceğini, yer değiştirme durumunda kalacak insanların, kendisine yaşayabileceği bir yer ve iş imkanı sağlanmadıktan sonra bir tek kişinin yerinden edilmeyeceğini söyledi.
Akıncı, “Rum tarafından beklentimiz bu adil ve gerçekçi davranışı sergilemesidir” dedi.
MARAŞ VE HAVALİMANI
Kapalı Maraş konusunda ise Akıncı, Maraş ve Ercan’ın da uluslararası uçuşlara açılması yönünde önerilerde bulunduğunu, ancak Maraş’la ilgili Derviş Eroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı döneminde ABD Başkan Yardımcısı Biden’in de girişim yaptığını, Rum tarafının bu öneriyi ret etmesi üzerine kapsamlı bir çözüm olmadan Maraş’ın açılamayacağının ve bunun kapsamlı bir çözümün parçası haline geldiğinin anlaşıldığını ifade etti.
Akıncı, “(Maraş’ın)Bu şekilde kalmasının kimseye faydası yoktur. Bir an önce açılsa bundan her iki taraf da yararlanacaktır” dedi.
“EĞİTİMDE RUM TARAFI ÇEKİMSER”
Güven arttırıcı önlem olarak, Eğitim komisyonu da kurulduğunu ancak Rum tarafının bu konuda çekimser davrandığını kaydeden Akıncı, Kıbrıs Rum tarafının Türk tarafındaki okullarla temas kurulmasıyla KKTC’nin seviyesinin yükseltileceği yönünde bir fobisi bulunduğunu söyledi.
Gençlerle temaslar kurulmasının akıl işi olduğunu kaydeden Akıncı, gençlere sorgulama ve araştırmacı olma tavsiyesinde bulundu.
“BİZİM DE YANLIŞLARIMIZ OLDU”
Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerde yanlışı olup olmadığının sorulması üzerine Akıncı, “elbette bizim de yanlışlarımız oldu” dedi.
Kıbrıs Rum Kesiminin tek yanlı olarak AB’ye alınmasında “bizim de yaptığımız yanlış siyasetlerin rolü olduğunu” kaydeden Akıncı, “Bugün federal çözüm çerçevesinde ilerlemek isteyen, bu konuda adımlar atan, bunun karşılığını bekleyen bir taraf durumundayız, bizim en azından kendi dönemimizde yaptığımız bir hatayı kimse çıkıp gösteremez. Çözüm yönündeki kararlılığımızdan başka bir şeyimiz yoktur. Ama bu konuda diğer tarafın yanlışları olmuştur” dedi.
“İLHAK OLMAZ”
Kıbrıs Rum tarafından kaynaklanan nedenlerle bir çözüme ulaşılamayacaksa KKTC’nin yoluna devam edeceğini kaydeden Akıncı, Türkiye’ye ilhak söylemleriyle ilgili olarak da “Öyle bir şey olmaz çünkü o zaman Yunanistan’ın Enosis talebiyle bir fark kalmaz” dedi.
“KIBRILI TÜRKLERE SALDIRANLAR CEZALANDIRILMALI”
Kıbrıslı Türklerin Güneyde saldırıya uğramasıyla ilgili olarak Akıncı, bu güne kadar 22 hadise olduğunu, bunların cezalandırılması gerektiğini, kırılan sadece araba camı olmadığını, aradaki güven ilişkisinin de zarar gördüğünü kaydetti.
“Bunun düzeltilmesi için zanlıların mahkemeye çıkarılıp cezalandırılması gerekir” diyen Akıncı, taksi şoförüne saldırı olayında saldırganın cezalandırıldığını, bunu tüm saldırılarda da görmek istediklerini söyledi.
Konferansta Okul Müdürü Fehmi Tokay Cumhurbaşkanı Akıncı’ya etkinliğin anısına plaket takdim etti.