1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. NİYE… NİÇİN…
NİYE… NİÇİN…

NİYE… NİÇİN…

“Nasılsın?” diye soranlara: “Lefkoşa – Şeher gibiyim” diyorum… “Kendimin – Şeherimin” durumu mutlu etmiyor beni…

A+A-

Neriman Cahit

Biz yıllarca niye hep birbirimizi suçladık…
Niye asıl suçluyu hiç aramadık…
Niye düşünemedik niye bulamadık..
“Biz kediydik çünkü…”
Çuvala attılar bizi… Ve, biz de birbirimizi tırmaladık kediler gibi…

*  *  *

“Nasılsın?” diye soranlara:
“Lefkoşa – Şeher gibiyim” diyorum…
“Kendimin – Şeherimin” durumu mutlu etmiyor beni…
Bazı kentler böyledir işte…
O kente, bir insana aşık olduğunuz gibi aşıksınız… Sizi hangi derde salarsa salsın… Onu, terk etmeyi düşünemezsiniz… Çünkü o aşka gene geri döneceğinizi, öğrenmişsinizdir artık…
Hem aşk, gözlerinizi kör etmiştir bir kere…

*  *  *

Ne güzel olurdu…
Barışın, kardeşliğin, insan onuruna saygının egemen olduğu “Çağdaş bir ülkede” insanca yaşasaydık… Yaşayabilseydik…”

*  *  *

Bir, ‘Kadın Edebiyatı’ olduğuna inananlardanım… Kadınlar, uzun süredir erkeklerden daha farklı yetiştirildiklerinden ve anatomik, fizyolojik özelliklerinden kaynaklanan farklı duyarlılıkları ve farklı yaklaşımları olduğunu düşünüyorum.
Kadınlar, hangi toplumsal sınıftan olurlarsa olsunlar, o sınıfın iç hiyerarşisinde “alt katmanları” oluştururlar. Bir, “Burjuva kadını, bir proleter kadına… Ya da, bir varoş kadınına göre, kuşkusuz çok daha şanslıdır…
Ama, her sınıfta ‘alt katmanları’ kadınlar oluşturur… Bu, çok açık bir şey…

*  *  *

Alttaki insanların hayata bakış açısı ve duyarlılıkları daha farklıdır.
Ve, bu duyarlılıklardan bağımsız bir ‘Edebiyat’ olabileceğini düşünüyorum… İnsanların, kendi cinsiyetlerinden, cinsiyetlerinin izlerinden çok daha arınmış bir edebiyat yaratabileceklerini sanmıyorum…

*  *  *

Adını vermeyeceğim ama dediler ki: “İçkiden Öldü’
Yalan… Sevgisizlikti, onu aramızdan çekip alan…
…Her şairin şiiri, aynı zamanda ‘Ses Tonudur… Kimliğidir… Bir tınısı vardır ki, o tını şairin hayatıdır… Dünyaya bakışı, o tınıda yansır…

DEĞİŞİM…

“Değişim” diyoruz ve hemen kabul ediyoruz; ama biraz düşününce, her şeyin değişiminin doğru olmadığı çıkıyor ortaya…
Değişmesi gereken şeyler de var tabii… Ör: Kültürel, insani değerler… ki bunlar, yüzyıllar içinde birikimlerle oluşuyor…
Vicdan, özveri, dostluk, arkadaşlık, vefa, sevgi vb…

 


 

BAZI ÖNERİLER…

  • Ben, her şeyi hak ediyorum…
  • İçimizi değiştirirsek… Dışımızı da değiştiririz…
  • Ben… Her şeyi hak ediyorum… (Durmadan tekrar et, farkı gör…
  • Yaşadığım her şeyden ‘BEN’ sorumluyum…
  • Dünya’da GÜÇ bitti… Enerji – (Dualite) bitti… Tek bir enerji kaldı: SEVGİ… İstiyorum…
  • Yargılarsan… Yargılanırsın…
  • Bir hastalık döneminde: -  Bu hastalığın bana geldiği ana dönmek İstiyorum… (Ta o ana gelene kadar devam et… Onu bulunca sevgiye dönüştür… Ondan kurtul…)
  • Her hastalık: Geçmişe duyulan öfke sonucudur…
  • Yüreğimizde ‘Pembe’ bir ışık var…
    Nefes Al Derinden… O ışığın önünde: “Pembe bir yola dönüştüğünü gör…

*  *  *

  • Yaşadığımız her şeyde “BAŞKASINI” Suçlarız: HAYIR…
  • Yaşadığımız her şeyden BEN SORUMLUYUM… dersek… yolun yarısını alır…
  • GÜVEN… DIŞTA DEĞİL: İÇTEDİR… SİZİN İÇİNİZDEDİR…
  • İçinde güven hissedersen, dıştan çok etkilenmezsin…
  • Ben artık ‘SEVGİ’ yöntemi ile yaşamaya karar verdim…
  • Korku Meditasyonu evrensel kuraldır…
  • İçin ne diyorsa dışın da onu yaşar…
  • SEN ONU TAM ANLAMIYLA İSTİYORSAN… İMGELE… Kesinlikle olur…

 

Dua ederken
ağlarken
Sevdiğimiz kişiyi
Düşünürken
Ya da hayal
ederken
Gözlerimizi kapatmamızın nedeni
En güzel şeylerin
Gözle değil…
Kalple hissedilmesi
Yürekle duyulmasıdır…

 

 

Bu haber toplam 1733 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 338 Sayısı

Adres Kıbrıs 338 Sayısı