N’oldu be adam sahte diploma aldıysa ya da vergi vermiyorsa!
Kudret Özersay’ın paylaşımı da mı hiç umurumuzda olmayacak?
“N’oldu be adam sahte diploma aldıysa?” gibi mi şimdi bu da?
-*-*-
Erhan Arıklı ile ilgili ne diyor Özersay?
Özersay, gelir, vergi, beyan, yasa diye bir bir sıralıyor ve YDP Genel Başkanı Arıklı ile ilgili şu sonuca varıyor:
-*-*-
BİR: Sayın Arıklı eğer vergi kaçırmıyorsa servetinin kaynağı konusunda doğru söylemiyor demektir!
İKİ: Yok eğer servetinin kaynağı açıkladığı gibiyse vergi kaçırıyor demektir!
-*-*-
Özersay devam ediyor:
“… Birincisi doğruysa, “Servetinizin kaynağı nedir Sayın Arıklı? Nereden buldunuz?”
“İkincisi doğruysa, bir bakan olarak nasıl olur da vergi kaçırırsınız ve hisseniz bulunan şirketlerin nasıl olur da devlete vergi borcu olur?”
-*-*-
Gerçekten memleket kokmuştur!
Tuz da kokmuştur, toprak da!
Ciğerlerimiz su toplamıştır, böbrekler çalışmaz haldedir!
Kalp çoktan durmuştur!
Beyin sıfırdır!
-*-*-
Erhan Arıklı’nın vereceği yanıtları biliyorum…
Özersay bakankeeeennnnn…
Zaten bu Özersaaayyy…
-*-*-
Oysa, geç Özersay’ı Erhan kardeş!
Lütfen istifa et!
Merak etme, bize bir şey olmaz!
Bırak artık, bizi daha çok kurtarma!
Haaa, giderken öteki küçük ortağı da beraberinde götür; gidişatı iyi değil!
Rezil olmadan birlikte bırakın, yeter!
Lütfen!
Nerem doğru?
Üniversitelerin “üniversitemsi” olanlarının insan kaçakçılığı yaptığını herkes biliyor mu?
Biliyor!
Peki, “vakıf” ya da “devlet” dışında kontrol edilen veya var olan üniversitelerin tamamına yakınının “vergi avantajları” olduğunu herkes biliyor mu?
Biliyor!
-*-*-
Sahte diploma işi de herkesin bildiği bir gerçek!
Sahte akademik unvanların kapişari olduğu da göz önünde!
-*-*-
Peki bunları konuşalım mı?
Yoksa bunları konuşursak, “yüce devletimiz" zarar mı görür?
-*-*-
Haaa bu arada bunları ilk başta konuşması, denetlemesi, incelemesi gereken YÖDAK mı?
-*-*-
Deveye sormuşlar “boynun niye eğri?”…
Deve demiş ki, “Yaşasın KKTC!”…
Tatar, Almanya’ya haddini bildirdi!
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’e büyük ayıp etti…
Steinmeir, Larnaka’da uçaktan iner inmez, “Her Ersin nerede?” diye sordu!
Adana Valisi, “Bizdedir, merak etmeyin” diye açıklama yaptı!
-*-*-
Tatar, Adana’dan Kahramanmaraş’a, oradan galiba Gaziantep’e de geçecek…
Sevgililer Günü’nde ise ülkesine dönecek…
-*-*-
Tatar’a yolda Steinmer’i sormuşlar; “… Hazır Kıbrıs’a gelmişken görüşseydiniz” diye uyarmışlar!
-*-*-
“Ne öyle birini tanıyorum ne de öyle bir devleti” demiş!
-*-*-
Bugün eminim bir iki haber sitemizde, “Tatar, Adana’da şalgam içip kebap yerken Steinmer’e haddini bildirdi” diye başlık görürseniz, şaşırmayasınız diye yazdım!
Müzakerelerin başlayacağını söylemek tahmin ya da beklenti değildir!
Bir tek Tahsin Ertuğruloğlu konuştu ve “Holguin Kıbrıs sorununu bilmiyor” gibi aşağılama maksatlı bazı gereksiz ifadeler kullandı…
Esas oğlan bir şey demedi!
Yani bu son cümleyi şu şekilde açabiliriz; Türkiye’den olumlu – olumsuz bir yorum gelmedi…
-*-*-
Maria Angela Holguin Cuellar, üç – beş hafta sonra Kıbrıs’a yeniden gelecek…
-*-*-
Nikos Hristodulides diyor ki, “… Yapacağımız görüşmeler çok önemli görüşmeler olacak, sırf görüşme olsun diye görüşme olmayacak”…
-*-*-
Evet, Ankara yorum yapmadı…
Ama Ankara’dan çok öteye, BM müzakere zemini konusunda hiçbir değişiklik mesajı vermedi…
-*-*-
Kısacası, Tufan Erhürman’ın da defalarca hatırlattığı gibi, müzakereler, “… bunca yıldır devam eden süreçte iki tarafın da üzerinde mutabakata vardığı çerçevede” devam edecek…
-*-*-
Hristodulidis zaten ne diyor?
“… Görüşmelerin temeli iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyondur… Bu tartışılacak bir konu değildir… Bu da bizim hem uluslararası toplum hem de Türkiye'ye ve Kıbrıs Türk toplumuna yönelik mesajımızdır."
-*-*-
Ankara sessiz!
Türkiye’de yerel seçimler 31 Mart 2024’te yapılacak…
Akabinde Kıbrıs müzakereleri, Crans Montana’da kaldığı yerden başlayacak…
-*-*-
Bu bir tahmin ya da beklenti değildir!
Bu, önümüzde duran gerçektir…
Peki hazır mıyız?
Yok bir birimizden farkımız!
Hani Osmanlı Bankası vardı eskiden…
Ünlü reklamını benim yaşlardaki herkes hatırlayacaktır: Yok aslında birbirimizden farkımız; ama biz Osmanlı Bankasıyız…
-*-*-
Rum toplumu, kendini “Osmanlı” saymayabilir…
Ama çok uzun bir dönem, Osmanlı’nın en gözde toplumu onlardı…
Hatta Sultan II.Selim ve dönemin Sadrazamı Sokollu Mehmet Paşa’nın, Ortodoks Rum kardeşlerini korumak ya da kurtarmak maksadıyla Ada’ya çıkarma yaptıklarını söyleyen “densiz”ler bile çoktur!
-*-*-
Bir çok açıdan gerçekten farkımız yok!
Mesela Rum toplumunun da “Radikal dinci” bir kesimi var…
-*-*-
Geçenlerde Ortodoks Kilisesi’ne mensup papazlar ve din adamları, özel bir yolculukla, Meryem Ana'nın kutsal kemerinin Kıbrıs’a getirdiler…
-*-*-
Bir kutu içerisinde Ada’ya getirilen ve hastaları iyileştirdiği, doğurmayanları doğurttuğu gibi anlayamadığım “nimetleri” bulunan kutsal kemeri, Adalet Bakanı Marios Hartsiotis karşıladı…
Bir keşişin taşıdığı kutsal emanetin bulunduğu altın kutuyu şeref kıtası selamladı…
-*-*-
Eğer hala ziyaret etmediyse, Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in, Paralimni Kilisesi’nde sergilenen kutsal kemeri ziyaret etmesi bekleniyor…
-*-*-
Mesela Rum Adalet Bakanı’nın bu gibi “dini” konulara çok inandığı biliniyor…
Bizdeki “Müslümanlar” gibi!
Onlar da “Osmanlı”!
-*-*-
“Anlaşmamaları için bir neden yok” demeye getirecektim de…
Büyük acı… Dünya rekortmeni Kenyalı maratoncu Kelvin Kiptum, geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Geçen yıl ekim ayında koşulan Chicago Maratonu'nda 2 saat 35 saniyelik derecesiyle dünya rekoru kıran Kiptum, antrenörü Gervais Hakizimana ile birlikte geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirdi. 24 yaşındaki atletin ülkesi Kenya'da arabasının ağaca çarpması sonucu öldüğü bildirildi. Kiptum'un Chicago Maratonu'nda elde ettiği dereceyle, vatandaşı Eliud Kipchoge'e ait rekoru 34 saniye geliştirmesinin ardından bu yaz Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenecek 2024 Olimpiyat Oyunları'nda maraton mücadelesinin büyük çekişmeye sahne olması bekleniyordu. Rekortmen atlet, geçen yıl Londra Maratonu'nu da kazanmıştı.