Normal ne? Anormal ne?
Futbolumuz KKTC devletinin kopyasıdır. Sanki de bilmece çözeriz. Dengesiz, düzensiz, tutarsız ve denetimsiz. Neresini tutsak elimizde kalır. Boşuna “anasına bak kızını al” dememişler. Bu bilmecenin mantığı ve istatistiği yoktur. Herkes kendi çıkarlarına göre hareket eder. Federasyon ve kulüpler ayağında öyle garip işler oluyor ki, kafayı üşütürsünüz. Örneğin, federasyonu hortumlayanlar sorgulanmaz (Adal federasyonu). Şikeyi yapanlar cezalandırılmaz (Sertoğlu federasyonu). Yönetimler bu konuda yalnızca ahkam keser. Nutuk atar. Tehdit savurur. Bir de adına “yargı” koydukları kuruma topu atamazlar mı? İnsanın çıldırası gelir. İhanet işle, ortaklık yap, içine et, çivisini çıkar. Daha sonra topu yargıya at. Halbuki, federasyonların birinci görevi kulüpleri korumaktan, kulüplerin haklarını savunmaktan geçmeli. “Aman çok özür dilerim. Bu cümleyi yazmamalıydım. Federasyonun Çetinkaya’nın hakkını koruyup savunduğunu unutmuştum”. Çok pardaon!
------
Kulüplere bakıyorum! Tam bir komedi. Geneli batmış veya can çekişiyor. Parayı koklattırsanız, sizden iyisi yok. Koklatmadınız mı en kötüsü siz. Kendi kendimizi yönetmekten o kadar aciziz ki, en değerli varlığımız sayılan Kıbrıs Türk Hava Yolları’nı sattığımız gibi Çetinkaya kulübünü bile sattık. Kısacası üstadlar sayesinde tutar tarafımız kalmadı. Denetimsizlik hat safada. Mali raporlar hayal ürünü. Ne de olsa onlar da federasyonun evlatları. Futbola harcanan rakamlarla oynanan futbol arasında korkunç bir uçurum söz konusu. Bunun izahını kimse veremiyor. Böylelikle takımlar üç beş kişinin cebine bakar. Bu kişiler ellerini ayaklarını kulüplerden çektiğinde, tehlike çanları çalmaya başlar. Yıllarca en çok gündem olan takımlar bir de bakmışsınız küme düşebiliyor (bazı takımların küme düşme konusunda derin devlet emriyle muafiyeti var). Mali yapıları sanal alemde bir numara. Gelir ve giderleri tamamen yalana dayanıyor. Aylık maaş ödemekte güçlük çeken bir çok takım, transfer dönemlerinde bir de bakmışsınız kavga edercesine paraları bonkörce harcayabiliyor. Kilometrelerce uzaktan futbolcu getirebiliyor. Sanki de dünya bankaları ile ortak çalışıyorlar. Düşünebiliyor musunuz! Yeni sezonda liglerimizde 154 transfer gerçekleşmiş. Dünyanın en pahalı ligi İngiltere’de bile neredeyse 154 futbolcu transfer edilmemiş. Ganimet kültürü ile büyüyüp görgüsüz olmak böyle birşey olmalı.
-------
Şampiyon olan, şampiyonluğa oynayan veya küme düşme mücadelesi veren takımlara ne demeli? İlk genel kurullarında başkan adayı bulamayıp, 5-6 defa genel kurul yapılabiliyorlar. Bir de bakmışsınız yukardan gelen emre uyularak başkan adayı bulunuyor. Adına da “herkes elini taşın altına koyacak” veya yeni versiyonu ortaklık(!) deniliyor. KKTC futbol liginde bu gibi hadiseler artık normal karşılanıyor. Peki, anormal ne? YİM’de hak aramak mı? Yoksa, KTFF’nun yeni tüzüğünü UEFA ve FIFA kriterlerine göre hazırlamak mı? Sahi ya, KTFF’nun bakanlar kurulu tarafından geçirilen yeni tüzüğünde bir takım, her hangi bir konuda Anayasa Mahkemesi’ne baş vurabilecek mi? Federasyon başvuran takımı liglerden ihraç edebilecek mi? Ağızlarda sakız gibi çiğnenen UEFA ve FIFA kriterleri, bu konuda ne diyor? Anayasamız ne diyor? Anayasada değişiklilik yapmamız gerekiyor mu? Federasyon zahmet edip bizlere bilgi versin ki, bir sonraki ŞİKE olayında tüzüğün emrettiği gibi yorum yapalım.