Burhan Gürkan

2012 yılında İstanbul’un ev sahipliği yaptığı Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’nda Büyük Britanyalı sprinter Justin Gatlin, aldığı doping cezası sonrası yeni yeni pistlere dönüş yapıyordu. Gatlin 60 metre branşında yarışırken tribünden onu izleyen Kıbrıslı Türk bir atlet vardı, Yiğitcan Hekimoğlu. O günden bu güne 5 yılı aşkın bir süre geçti. Geçtiğimiz hafta tamamlanan Dünya Atletizm Şampiyonası bizim için farklı bir anlam taşıyordu. Çünkü 2012’de Londra’da Olimpiyat Oyunları’nda yer alan bir diğer Kıbrıslı Türk Meliz Redif’ten sonra yine Londra’da, bu kez Dünya Atletizm Şampiyonası’nda o tribündeki çocuk, seyrettiği adam ile aynı yarışta piste çıkmıştı.

BİR İLK YAŞANDI, FİNAL KOŞULDU

Geçtiğimiz yıl yaşadığı sakatlık nedeniyle Rio’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları’nı kaçıran Yiğitcan Hekimoğlu, bu kez Dünya Atletizm Şampiyonası’nda Türkiye 4x100 bayrak takımında yer aldı. Ramil Guliyev, Jak Ali Harvey, Emre Zafer Barnes, İzzet Safer ve Yiğitcan Hekimoğlu’nun oluşturduğu 5 kişilik ekipte 4 kişi piste çıkacaktı, yapılan antrenmanlar sonunda Yiğitcan takımın ilk adamı olarak piste çıktı. 10 gün süren şampiyonanın 9’uncu günün sabah seansında ilk eleme serisinde yarışan Yiğitcanlı Türkiye, serisini 38.44’lük derecesi ile tamamlayarak bu yılın kendilerine ait en iyi derecesini yapmanın yanı sıra Türkiye atletizm tarihinde bir ilki başararak finale yükseldi.

FİNALDE KİMLER YOKTU Kİ

Aynı günün akşam seansının son yarışı olan 4x100 metre finali ise adeta atletizmde yıldızlar topluluğunu bir araya getirdi. Kariyerinin son yarışında koşacak olan Jamaikalı sprinter Usain Bolt’tan tutun da, 100 metrede Bolt’u geride bırakan Justin Gatlin’e kadar önemli isimler pistteydi. Ve bizden biri, Yiğitcan Hekimoğlu da bu isimler arasında Türkiye’nin ilk adamı olarak piste çıktı. Verilen startla başlayan yarışta Bolt sakatlanarak bitiş çizgisi göremedi, Büyük Britanya birinci, ABD ikinci ve Japonya’nın üçüncü olmasından ayrı olarak Yiğitcan Hekimoğlu’nun gelişim sürecinde geldiği nokta ve Türkiye adına gelen dünya 7’nciliği ile gurur duyduk.

KELEŞ: “ÖNCEKİ YILLARDAKİ SEVİYELERİN EN ZİRVESİ”

Yiğitcan’ın Dünya arenasında koşabilmesinde önemli bir payı olan antrenörü Celal Keleş adres kıbrıs’a yaptığı açıklamada “Bu seviyede olmak, yarışabilmek, önceki yıllardaki seviyelerin aslında en zirvesi” dedi. Daha önce yıldızlar seviyesinde yarıştıkları onlarca rakipleri arasında bu seviyeye gelebilen 3-4 atletin olduğunu, Yiğitcan’ın da bunlardan bir tanesi olduğunu belirten Keleş, gelinen noktanın önemini vurguladı. “Yetenek doğru şekilde yönlendirilirse yeni çocukları o piyasaya çıkarabiliriz” diyen Keleş, “Elde edilen başarı ülke olarak övünülecek birşey. Oralara gidilebileceğini, yarışabileceğimizi çocuklarımıza anlatmamız lazım” dedi.

HEKİMOĞLU: “İNANILMAZ TARİFSİZ BİR DUYGUYDU”

Önemli bir başarının içerisinde baş rolde olan Yiğitcan Hekimoğlu ise dünyanın en iyi 16 derecesine sahip takımın bu şampiyonaya katıldığını, Türkiye’nin 14’üncü en iyi derece ile katılarak 7’nci olarak önemli bir başarı elde ettiğini söyledi. Yiğitcan, “Bu noktaya gelebilmek için çok çalışmak gerekiyor. Orada yarışmak bile büyük başarıyken seçmede Türkiye tarihinin en iyi ikinci derecesini koştuk ve finale yükseldik. Çok yeni bir takım olduğumuz için finalde yarışmak bile inanılmaz tarifsiz bir duyguydu. En iyilerle aynı ortamda bulunmak inanılmazdı. Justin Gatlin ile birbirimize şans diledik. Benim için çok olağanüstü durumlardı. Bunu yaşamış olduğumuz için çok mutluyum” şeklinde konuştu.

“ÜLKEMİZİ TEMSİL ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Artık diğer önemli organizasyonlarda takım olarak ciddi madalya şanslarının olduğunu söyleyen Hekimoğlu, “Bana destek verenlerden dolayı herkesin orada olduğunu hissettim. Umarım gerekli hazırlıkları yaparak ülkemizi temsil etmeye devam edeceğiz. Ülkeme ve milletime bunu yaşattığım için çok mutluyum” dedi.