1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. O kadar egemeniz!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

O kadar egemeniz!

A+A-

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Rumlar ne kadar egemense biz de o kadar egemeniz" dedi.
Hayal dünyası!
Anastasiadis'in cebinde "KKTC pasaportu" yok ama "Kıbrıs Cumhuriyeti" pasaportu Tatar'ın cebinde!

***

"Rumlar ne kadar egemense biz de o kadar egemeniz" dedi Ersin Tatar.
Nikos seçim kazansın diye Atina'ya uçmadı, yanına Yunan başkanı da alarak canlı yayına katılmadı, Lefkoşa’nın Yunanistan Büyükelçisi küs parti başkanlarını Trodos Dağları'nın eteğinde yemeğe çağırmadı; otellerde Yunanistan Seçim Ofisi kurmaylarıyla buluşmadı!

***

Uzatmaya hiç gerek yok aslında…
"Egemenlik" sözcüğü tekerleme kadar kolay olsaydı keşke!
Kendi toplumsal kimliğinle, iradenle, kişiliğinle dünyanın neresinde varsın sen?
Sokağa çık, yüz insana sor, en az doksanı sana "Burayı Türkiye yönetiyor" diyecektir.
Yalan mı?
Söyle!

meclis-yemin-toreni-26.jpg

 

Yalan olmasın!

Birleşmiş Milletler raporunda Kıbrıs için “kendi kendini yöneten bölgeler” ifadesi kullanılacakmış.
Kuzeyden söz ediyorsa eğer, yalan…
Kıbrıslı Türkler bile inanmaz bu ifadeye…

 


Yeni bir dil yeni bir dünya!

Bu dil ırkçıdır ve düzeltilmeye muhtaçtır.
“Rum Haber Ajansı” diye bir ajans var mı?
Eğer öyleyse (KİPE) diye kısaltma veriliyor ya, açılımı nedir!?

“Kıbrıs Haber Ajansı”nın adını, "Rum Haber Ajansı" diye değiştirmek nasıl bir yaklaşımdır ki bunu 70'lerden beri yapıp, duruyoruz.

Ya da niye “Rum Bakan” diyoruz.
Ne biliyorsunuz, belki Maronit, belki Ermeni!
Hem siz kuzeyden bir bakanı anlatırken "Türk Bakan" mı dersiniz?

Madem "iki ayrı devlet" gibi "resmi" bir politika var.
O zaman soruyorum.
Bu iki ayrı devlet, hangi devletlerdir?

KKTC” devletse, “Kıbrıs Cumhuriyeti” değil mi?
İki ayrı devlet mi kurdunuz, biri “KKTC” diğeri “Rum Cumhuriyeti.
Şimdi hem “KKTC”nin tanınmasını isteyeceğiz, hem de, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ortadan kaldırılarak, yeni bir "Rum Cumhuriyeti"nin ilanını mı?

Soğuk savaş bitti!
Hangi çağdayız, ne bu ayrımcı, ırkçı, parçalayıcı dil...

Rum Ajansı...
Rum sendikası...
Rum plakası...
Rum devleti...

Eşek arısı soksun bu dilinizi!

Basın Yasası'nda yeri vardır "Editoryal Bağımsızlık" diye, en azından yönetici ve çalışan arkadaşlara önerimdir, Türk Ajansı Kıbrıs ve BRT'de ve her yerde bu ırkçı dili reddediniz, hiçbir yasa ya da tüzükte sizi böyle bir rezil dile zorlayacak madde yoktur.

Kıbrıs Haber Ajansı'nı "Rum Haber Ajansı" diye dayatan anlayış ya da öğrenilmiş çaresizlik her neyse bundan vazgeçiniz!


cna-logo.jpg


 

UBP’ye ayar üstüne ayar
 

Peş peşe sözler: UBP'ye ayar veremezsiniz!
Hem de nasıl veriyorlar, hem de nasıl!
Çünkü "ne olursa olsun, koltuktan kalkmıyoruz" tavrınızı sezdiler!
Ayar veren yabancı değil.
Muhalif de!
O ayarı veren senin hükümet ortağın!
Başbakan yardımcın!
Nasıl bir mideyse, halen, yan yana aynı Bakanlar Kurulu'na giriyor, hükümet ortaklığı yapıyorsunuz.
Sonra ortaya bir yere "UBP'ye ayar veremezler" diyorsunuz.

Ulusal Birlik Partisi'ne hesapsız ve çıkarsız gönül veren insanları tenzih ediyorum ama bu parti, hani neredeyse yüzüne tükürseler "yağmur da ne güzel" diyecek noktaya geldi, makam uğuruna!
Bu nasıl bir iktidar hırsıdır, haysiyetten olabildiğince yoksun, kişilikten epeyce uzak, ilkelerden kopuk ve dibine kadar kokuşmuş…

"Başlarım öyle hükümete de ortaklığa da" diyemiyor onca hakarete, aşağılamaya, karışmaya, müdahaleye rağmen...
Bundan besleniyor tam aksine!

"UBP'ye ayar veremezsiniz" diyor şimdi partinin başkanı, sekreteri, bakanı!
Adanın içinden de ötesinden de hem de nasıl ayar veriyorlar, hem de kaç kez...
Ne menem koltukmuş o koltuklar öyle!
İnsanı rezil ediyor bu hırs…
Yerle bir ediyor…


 

‘Demokrasi gazetecilerin oksijenidir’

Gazete Duvar’da Ferhat Yaşar’ın röportajını okudum. Medya ombudsmanı Faruk Bildirici söylemiş, önemle not ettim.
“Gazetecilikte, gazetecilerin insanlarla ilişki kurabilmesi gerekir. Bu nedenle bir temas zorunluluğu var gazetecilikte. Ama bu temasın hiçbir zaman onlarla iç içe geçecek, özdeşleşecek, kendisini onun yerine koyacak biçimde olmaması gerekir.”

 

 

Bu yazı toplam 1575 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar