1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Ödüllü Öyküler 2
Ödüllü Öyküler 2

Ödüllü Öyküler 2

Ödüllü Öyküler 2

A+A-

 

Bu yıl 3.sünü düzenlediğimiz ve dereceye girenlere ödüllerin dağıtıldığı Yenidüzen-Deniz Plaza Öykü Yarışması’nda 2.lik derecesini alan iki gruptaki öyküleri yayınlıyoruz bugün…
9,10,11 ve 12,13,14 yaş gruplarında iki hafta önce birinci gelen öyküleri yayınlamıştık, önümüzdeki hafta da diğer derece alan öyküleri yayınlamaya devam edeceğiz.

Safir Doğa Kaya
8B
TED Koleji
12,13,14 Yaş Grubu İkincisi


Konu: İki ülke savaş halindedir. Barış yapmaları için görev size düşüyor. Bu iki ülkenin başkanına savaşın kötü olduğunu anlatan ve barış yapmaları gerektiğini anlatacak bir mektup gönderecek olsanız neler yazardınız?


Sayın Mercikanlarda ve Üvercinkatopya Başkanlarına;

Bir çocuk ölüyor, iki çocuk ölüyor, üç çocuk ölüyor. Gün batıp tekrar doğuyor. Bir ana ağlıyor. Güzler kapanıp tekrar açılıyor ve ardından bir… iki… üç silah sesi. Ellerinde oyuncaklarıyla koşan çocuklar, eşyalarını taşıyamayan yaşlılar, sevgilisini, eşini savaşa gönderen çaresiz kadınlar. Bir hiç uğruna ölen gençler… Savaşın dökeceği gözyaşlarını hayal edin, mutsuzluk, umutsuzluk ve çaresizlik… Hepsi çok yakın. Savaş çok yakın. Binlerce ölü çok yakın. Fakat hepsi sizin elinizde. Çıkarlar uğruna savaşa gitmek, şehitler vermek mi yoksa kaleminizi iyiye kullanıp barış dolu bir dünyanın temellerini atmak mı? Halkın kaderi sizin elinizde. Dünyada insan canından daha önemli ne olabilir ki? Paylaşamadığımız nedir?

İlk önce sınırlar, yerleşim alanları seçmişler kendilerine. Daha sonra daha da genişletmiş, ülkelere çevirmişler. Ardından ülkelere sınırlar çekmişler, devletler kurmuşlar, vatandaşlıklar çıkarmışlar. İnsanları damgalamış, bölmüşler ve her şey daha da ilerlemiş artık toprakları yetmez olmuş insanlara. Para istemeye başlamışlar. Daha çok para, daha çok kudret! Daha çok toprak! Bunun yüzünden savaşlar başlamış, insanlar kardeş olacaklarını unutmuşlar. İnsanlar “Ben buralıyım, ben şuralıyım!” demeye başlamış, milliyetçi olmuşlar. Fakat hiçbiri çıkıp da “Ben Dünyalıyım!” dememiş.
Siz de aynı tuzağa düşüyorsunuz. Siz de dünyalı olduğunuzu unutuyorsunuz. Daha fazla para istiyorsunuz ve bunun için insanların hayatını umursuzca harcamaktan korkmuyorsunuz.  Duygusuzca, gözü dönmüş bir biçimde.

Mercikanlarda’nın tarihini hatırlatmak istiyorum… Her şey ilk başta güzeldi. Barış ve sevgi vardı. İnsanlar mor-lacivert mercikanların küçük gövdeleriyle uçtukları gökkürenin altında geçiriyorlardı hayatlarını. Çıkarları düşünmeden. Mutlu ve barışçıl bir şekilde aynı üvercin katopya gibi… Orada yaşayan insanları da bembeyaz üvercinka çiçeklerinin çevrelediği göklerin kenarında geçirdikleri sakin hayatı hatırlayın. Savaş olursa hiçbiri bir daha yaşanmayacak. İnsanların yüzleri yıllarca bir daha hiç gülmeyecek. Savaş, çıkarlarınızı karşılayıp sizi mutlu etmeyecek. Savaş sizi ve herkesi geri dönülmez bir girdaba sokacak. Çıkan her savaş umut ormanında bir ağaç kesecek ve asla tekrar büyümeyecek.
Sevgilerle…
Bir Dünyalı

Bu haber toplam 1333 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 164. Sayısı

Adres Kıbrıs 164. Sayısı