1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Öğrenci İnisiyatifi: ÖĞRENCİLER SÜRMEKTE OLAN HAYATIN BİR ÖZNESİDİR…
Öğrenci İnisiyatifi: ÖĞRENCİLER SÜRMEKTE OLAN HAYATIN BİR ÖZNESİDİR…

Öğrenci İnisiyatifi: ÖĞRENCİLER SÜRMEKTE OLAN HAYATIN BİR ÖZNESİDİR…

Bu hafta, Öğrenci İnisiyatifi’nden Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Eyyup Sabih Benzetsel ile Öğrenci İnisiyatifi’ni konuştuk

A+A-

 

 

Firuzan Nalbantoğlu

Hak arama yolunda, daha iyi bir eğitim daha iyi bir gelecek için bir araya gelen öğrencilerin birlikteliğinden doğan bir yapı; Öğrenci İnisiyatifi. Bu hafta, Öğrenci İnisiyatifi’nden Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Eyyup Sabih Benzetsel ile Öğrenci İnisiyatifi’ni konuştuk. Bunu yaparken bir yandan da ülkede son dönemde yükselen neoliberal politikaların eğitime olan olumsuz etkilerini, ülkede yaşanan süreçlerde inisiyatifin pozisyonunu, Bologna Süreci’ni ve yılan hikayesine dönen bursları konuştuk. Benzetsel bize bir de müjde verdi;  Türkiye’de her yıl düzenlenen Uluslararası Gençlik Filmleri Festivali bu yıl Şubat ayında Öğrenci İnisiyatifi, Atatürk Öğretmen Akademisi Sinema Kulübü, Aktivist Düşünce Topluluğu ve DAÜ Öğrenci İnisiyatifi tarafından Kıbrıs’ta da düzenleniyor.

 

İHTİYAÇTAN DOĞAN İNİSİYATİF

 

Adres: Öğrenci İnisiyatifi nasıl doğdu?

Eyyup Sabih Benzetsel: Tek koldan verilebilecek bir cevap değil. En temelinde yatan sebep, Kıbrıs’ın kuzeyinde bir öğrenci alan örgütü ihtiyacı olmasıdır ve bu manada bir örgüt bugün yok. İnisiyatif gelene kadar yoktu. Buradan da anlaşılacağı gibi öğrenci inisiyatifinin iddiası, öğrenci alanında öğrencilerin özne olduğu kolektif mantığa dayanan bir alan örgütü olma iddiası ve çabasıdır. Somut olarak, burada YDÜ’de bir grup öğrencinin kurduğu Kolektif Öğrenci Mücadelesi (2011 yılında faaliyet göstermeye çalışmış olan) Türkiye’de çoğunluğunu Kıbrıslı Öğrencilerin oluşturduğu politik öğrenci örgütlenmesi olan ADT (Ankara ve İstanbul) ve bağımsız öğrencilerin ilk olarak 7 Ocak 2012’de Türkiye’de AKP hükümeti tarafından tutuklanan muhalif öğrencilerle dayanışma eyleminde bir araya geldik.  Fakat bu bir araya gelişte henüz formal bir yapı yoktu.  O eylemin ardından 1 Şubat’ta bizim “Talepler eylemi” olarak adlandırdığımız ve bildirisinde güncel olan hemen her öğrenci sorun ve zıtlaşmasının yer aldığı bir eylem gerçekleştirdik ve bu Öğrenci İnisiyatifi adı ile yaptığımız ilk eylemdi. Bu eylem bize farklı okul ve alanlarda öğrenci olan, eğitim hayatını sürdüren öğrenci tabanlarının, bir araya gelebileceğini ve güçlü bir örgütlülük süreci başlatabileceğini gösterdi. O günden itibaren Öğrenci İnisiyatifi’ni bağımsız bir öğrenci alan örgütü olarak var etme çabalarımız devam ediyor.

 

KOLLEKTİF MANTIK

 

Adres: Öğrenci İnisiyatifi nasıl bir yapıdır?

E.S.B.: Ö.İ kendi pratiğinden doğan bir çalışma tarzına sahiptir. Ancak yazılı ya da iç hukuk niteliğinde bir çalışma tarzı yok. Fakat kendiliğinden, doğallığında oluşan bir çalışma tarzına sahibiz. Buna göre, eşitler arası ilişki ve kolektif mantık geçerlidir. Herhangi bir yönetim ya da yukardan aşağı ilişki biçimi kesinlikle yoktur. Kararlar hemfikir olmaya dayalı olarak alınır ve tabandan bir örgütlenme tarzı vardır.

Adres:  Neoliberal politikaların ülkede yükselişe geçmesiyle bunların etkilerini eğitim alanında da görmeye başladık. Ülkede üniversiteler zaten paralıydı fakat geçen yıldan beridir orta ve lise dereceli okullarda da yüksek meblağlarda, öğrencilerden “okul masrafı” adı altında paralar talep edilmeye başlandı. Sizin de bu konuyla ilgili itirazlarınız olduğunu biliyorum. Biraz bundan bahsedelim.

E.SB.: Öğrenci İnisiyatifinin içerisinde üniversiteler dışında liseli arkadaşlar da var. İnisiyatif’in orta ve lise dereceli okullarda, para toplanmasına karşı itirazları olmuştu. Bildiri yayınlandı, eylemler yapıldı, tavır kondu. Hatta sendikalarla da konuyla ilgili görüşülmüş ve destek istenmişti.  Okullarda para toplanması belli dönemlerde gündeme gelen bir konu…

Okullarda para toplanması, neoliberalizmin Kıbrıs’ın kuzeyine dayatılmasına doğrudan bağlantılı olan bir durumdur. Neoliberal mantık, insanların yaşam alanlarını ticarileştirme kaygısına dayalı bir mantıktır ve eğitim de toplumda en önemli yaşam alanlarından birisidir. Yüksek Öğretim boyutunda, bunun adamızda ne kadar karşılığını bulduğunu adada tek bir devlet üniversitesinin olmamasından görüyoruz. Öğrenci İnisiyatifi, parasız, kamusal, bilimsel ve halk için eğitimi savunan bir örgüt. Dolayısıyla, eğitimin piyasalaştırılması ya da öğrencinin müşterileştirilmesi bizim karşısında durmaya çalıştığımız en temel unsurdur. Bunun liselerdeki boyutu biraz farklı. Liselerdeki öznelerimiz okul yönetimleriyle konuştuklarında ve okullarında para toplanmasının anayasaya aykırı olduğunu söylediklerinde aldıkları cevap eğitim bakanlığının bütçe ayırmadığı ve bazı şeyleri kendilerinin finanse etmek durumunda kaldığı oluyor. Para toplanmasını yasaklayan anayasada bir yasa var. O yasa maddesi az önce bahsettiğimiz neoliberal mantıkla çelişiyor, dolayısıyla uygulanmıyor. Kıbrıs’ın Kuzeyindeki düzenden de bahsetmeye çok fazla gerek yok, herkes biliyor. Ama toplumsal olarak bunun farkında olmamız gerekli. Okullarda para toplanması gayri hukuki ve gayri meşrudur. Bize göre eğitim temel bir haktır. Ne ki öğrenci inisiyatifini de tarif eden temel özelliklerden biridir bunu savunmak.

 

“HAYATIMIZ ÜZERİNDE SÖZ SAHİBİYİZ”

 

Adres: Ülkede yaşanan pek çok süreçte, Öğrenci İnisiyatifi’nin bazen özne olarak bazen de destek amaçlı hazır bulunduğuna şahit oldum. Öğrenci mücadelesi –Eğer şu an ülkede demokratik bir mücadeleden söz edebileceksek- bu mücadelenin neresinde duruyor?

E.S.B.: Toplumda öğrenciler için ya da gençlik için sürekli “Geleceğimiz” olarak bahsedilir. Bu dar bir anlamda doğrudur. Bu günün gençliği yeni bir kuşak oluşturacaktır. Ancak bu söylemin toplumsallaştırılması, özellikle medya ve eğitim sisteminde bu söylemin kutsallaştırılması bizim ret ettiğimiz bir şeydir çünkü öğrenciler bugün de hayatın, toplumun, halkın bir parçasıdır. Ve bugün sürmekte olan hayatın bir öznesidir. Sistemin öğrenciyi gençliği ya da genel olarak toplumu depolitize etmek kaygılarının bir getirisi olarak gelecek söylemi bir erteleme kaygısı ile sarf edilmektedir. Çünkü bu söylemi bu manada kavramsallaştıranlara göre, öğrenci ya da gençlik boyun eğmeli, büyük sözü dinlemelidir, tek tip olmalıdır ve karşı çıkmamalıdır. Biz öğrenci inisiyatifi olarak bunu ret ediyoruz ve kendi eğitimimizde, hayatımızda, toplumsal yaşamımızda hayatımız üzerinde söz sahibi olduğumuzu savunuyoruz. Başka bir deyişle, öğrencilerin de politik birer özne olması gerektiğini savunuyoruz ve hem kendimiz üzerinde ve hem de kendi alanımız olan öğrenci tabanı üzerinde politikleşme mücadelesi vermekteyiz.

Adres: Yılan hikâyesine dönen burslar?

E.S.B.: Burs veren odaklar, bursu bir sadaka bir lütuf olarak görüyor. Bu bizce bu konu üzerinde olabilecek en sakat tavırdır. İsterseniz Kıbrıs’ın Kuzeyindeki halkların eğitim alternatiflerine göz atalım. Adada tek bir devlet üniversitesi bile yok. Öğrenciler ya özel üniversitelere mahkum ya da yurt dışına gitmek durumunda (Eğer para vermeden okumak istiyorsa). Ki yurtdışına gitmenin de, çok ciddi yaşamsal giderleri var ve kendi halkına kamusal eğitim sağlayamayan bir bürokrasinin paralı eğitim ya da yurtdışında eğitim giderlerine katkı sağlaması yapması gerekenler karşılaştırıldığında devede kulak kalıyor. Bu koşullara göre burs temel bir haktır ancak yetersizdir ve biz böyle düşünürken karşımızdaki bürokratlar bizim burs hakkımıza bir lütuf olarak bakıyor ve her bütçe düzenlendiğinde burs mevzusu ikinci ya da üçüncü planda gündeme geliyor. Dolayısıyla burslar aylarca gecikmeli olarak yatırılıyor. Dar ya da orta gelirli bir öğrenci düşünün ki temel gelir kaynağının büyük çoğunluğunu bu burslar oluşturmasına rağmen bundan yoksun kalsın. Artık o öğrencinin nasıl geçindiğini varın siz düşünün. Öğrenci İnisiyatifi Maliye Bakanlığı önünde, ADT ve Akademi öğrencileri olarak geçtiğimiz ay bir burs eylemi düzenledi. Daha önce de benzer eylemlerimiz olmuştu. Tabii ki karşımızda her zamanki gibi bize kulaklarını tıkayan bir Eğitim ve Maliye Bakanı gördük.  Ancak adı üstünde biz hak mücadelesi veriyoruz ve burs bizim için temel bir haktır hatta yetersizdir ve genişletilmesi gereken bir haktır. Ve bu hak gasp edildiği sürece bizde bu işin peşini bırakmamaya devam edeceğiz.

 

“KALİFİYE MODERN KÖLE”

 

Adres: Bologna Süreci’nin KKTC’de uygulanmasıyla ile ilgili düşünceleriniz nedir?

E.S.B.: Bologna Süreci bildiğiniz gibi, özet olarak Avrupa’da yüksek lisans eğitimi ve akademik konularda standartların geliştirilmesini ve tam uyumlu yükseköğretim alanı yaratmayı amaçlayan bir programdır. Bu gün 49 ülke dahil buna. Tabiİ KKTC uluslararası arenada ehliyeti olan bir ülke olmadığından bu süreç bize TC üzerinden yansıyor. Bologna Süreci bizim için, Yüksek Öğretimde üniversitelerin sermayenin finansmanlığıyla, sermayenin ihtiyaçlarına yönelik kalifiye eleman bizim deyişimizle “sistemin çarkına dişli” üretme araçları haline getirilmesi sistemini ifade ediyor. Bunun neoliberal yıkım sisteminin lehine birkaç yan getirisi de var. Bunlardan biri rekabet kültürünün ve benmerkezciliğin toplum nezdinde körüklenmesidir. Şayet öğrencilerin tek şansının kendisini sisteme kanıtlamak olduğu bir durumda, sınıfsal bir okumanın yapılamayacağı, yani birlik olmak, hak aramak gibi unsurların insanların vizyonundan ya da tarzından düşürüleceği bir hareket alanı açıyor bu süreç sermayeye. Bu süreç Kıbrıs’ın Kuzeyine 1998 yılında, eğitim bakanlığı ile YÖK arasında kurulan Yüksek Öğretimde İşbirliği Anlaşmasıyla yansıyor. Somut olarak bize yansıyışı son gelen Ankara kaynaklı neoliberal yıkım paketi antlaşmasındaki “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Matrisi” adlı paketteki 11 sayılı amaç, yani eğitim planlamasında özel sektörün iş gücü ihtiyacının ana kriter olarak alınması ifadesi, sürecin bize de getirilmeye çalışıldığını gösteriyor. Tabii Kıbrıs’ın kuzeyinde zaten eğitim büyük oranda piyasalaşmış vaziyette. Ancak bu piyasalaşma özel üniversite mantığına dayalı ve herhangi bir eğitim planına tabi değil. “Müşteri velinimetimdir” mantığı var. Ama şöyle olacağını ön görüyoruz; sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda paralı üniversitelerin öğrenciyi finanse etmesinin daha rahat bir hareket alanı var ki kamu üniversitelerinin de piyasalaştırılmasında bu mantık yatıyor. Kıbrıs’ın Kuzeyinde, daha rahat uygulanacak bir süreç gün be gün benzeri paketlerle yaşam standartlarını geriletilen bir ülkede artık o paralı eğitimi alamayacak hale getirilmekte olan sınıflar arasından Bologna Antlaşmasına dayalı olarak “Kalifiye modern köle” ayıklaması yapılmaya başlanacaktır. Bununla ilgili öğrenci inisiyatifi hemen her öğrenci tabanında farkındalık yaratma gibi bir kaygısı var ve sürece yönelik güçlü bir muhalefet örme kaygısı var. Ne ki, önümüzdeki günlerde, Kıbrıs’ta öğrenci mücadelesinin temel hareket alanını, bu sürece karşı örülen muhalif duruş belirlemeye başlayacak.

 

GENÇLİK FİLMLERİ FESTİVALİ

 

Adres: İnisiyatifin önümüzdeki günlerde yapmayı hedeflediği eylem ve etkinlikler…

E.S.B.: Öğrenci İnisiyatifi ilk amaç olarak öğrenci alanındaki ve öğrenci kitlesini ilgilendiren sorunlarla mücadele etmeyi yeğlemiş bir örgüttür ancak toplumun bütününü ilgilendiren konularda da gücü ve emeği yettiğince tavır koymaya çalışan bir örgüttür. Dolayısıyla eylemliliklerini büyük oranda güncel zıtlaşmalar oluşturmaktadır. Bunun yanında kendi tabanı üzerinde örgütlenme, fikirlerini yayma, tartıştırma, özetle öğrenci tabanına bir politikleşme üretme kaygısındadır. Buna yönelik en somut iş Türkiye’de öğrenci kolektifleri tarafından iki yıldır gerçekleştirilmekte olan uluslararası gençlik filmleri festivalini Kıbrıs’a taşımak. Dünyada var olan, başta gençlik ve öğrenci hareketleri olmak üzere, toplumsal mücadeleyi ya da sistemsel sakatlıkları açık eden ya da farklı alanlarda farklı mücadele çeşitlerini paylaşan kısa ya da uzun metrajlı filmlerin gösterileceği bir festival olacak bu. Gösterimleri ücretsiz olacak ve son gününe de bir forum koymayı planlıyoruz. Organizasyonla ilgili işler hızla sürmekte tabii tek organizatör de biz değiliz. İnisiyatif’in yanı sıra ADT, DAÜ Öğrenci İnisiyatifi ve AÖA Sinema Kulübü de etkinliğin organizatörleri arasında. Festival 4-12 Şubat tarihleri arasında, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Lefkoşa Lokali’nde gerçekleştirilecek. Festivalin içeriği ve programı ile ilgili detaylı bilgiler organizasyonun tamamlanmasıyla birlikte önümüzdeki hafta içerisinde duyurulacak. Bu festivali Kıbrıs’ta düzenleyen örgütlerin kolektif sinemacılık anlamında pek bir birikimi yok! Ne ki, tabana ulaşma ya da fikirlerimiz, savunularımız, değerlerimiz ve sloganlarımızı paylaşma hususunda, bu görsel bir materyaldir. Kendine has bir estetiği vardır. Bunun da yanında “Sanat halk için, halkla birlikte” anlayışına dayalı olarak yapılmakta olan bir festivaldir bu. Bizim bu işe kalkışma cüretimizi belirleyen de bu anlayıştır. Dileriz ki ulaşabildiğimiz kadar insana ulaşır ve bu festivali paylaşırız.

Adres: Son olarak…

E.S.B.: Son olarak, bugün herkes bir şeylerden şikâyetçi. Sistem tarafından toplum üzerindeki yıkım herkesin diline bir küfür yüklüyor. Biz bu bireysel hayıflanmanın yerini örgütlü bir mücadeleye ve sınıfsal bir meydan okumaya bırakması gerektiğini düşünüyoruz. Bizler için mücadele bir tercih değildir. İçinde bulunduğumuz yaşam koşullarının kaçınılmaz bir sonucudur. Diğer tüm ezilen kesimler için de bu geçerlidir. Öğrenci İnisiyatifi örgütlü mücadelesine devam edecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1067 defa okunmuştur