1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Öğrencileri aşırı sağın etkilerinden koruyamayan sistemden, iktidardakiler sorumludur…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Öğrencileri aşırı sağın etkilerinden koruyamayan sistemden, iktidardakiler sorumludur…”

A+A-

Kıbrıs’ın güneyinde son günlerde Petrakis Kiprianu Ortaokulu’nda bazı öğrencilerin Nazi selamı vererek çektiği fotoğrafları sosyal medyada yayımlamaları üzerine Kıbrıs Birleşik Öğrenciler Örgütü ve AKEL bu durumu kınadı. “Öğrencileri aşırı sağın etkilerinden koruyamayan sistemden iktidardakiler sorumludur” denilen açıklamayla ilgili olarak AKEL Türkçe sayfasında yer alan haberde şöyle denildi:

“Faşizm sıradan bir görüş değil, dünyayı kana bulamış cani bir ideolojidir…

Son günlerde Petrakis Kiprianu Ortaokulu’nda bazı öğrencilerin Nazi selamı vererek çektikleri fotoğrafları sosyal medyada yayınlamalarını Kıbrıs Birleşik Öğrenciler Örgütü PEOM’un Larnaka İlçe Örgütü kınadı ve kimi öğrencilerin Nazi selamı vermelerinin veya okul duvarlarına ve sıralarına faşist semboller çizmelerinin masum ya da “şaka” olarak görülemeyeceğinin altını çizdi. PEOM Larnaka İlçe Örgütü yaptığı açıklamada, okullarda faşizmi ve ırkçılığı sanki normal bir şeymiş gibi göstermeye çalışarak gençlerin bilincini zehirleyen bu tür hareketlerin tehlikeli olduğunu vurguladı.”

“ÖĞRENCİLERİ AŞIRI SAĞIN ETKİLERİNDEN KORUMAYAN BİR SİSTEM VAR…”

PEOM Larnaka İlçe Örgütü yayınladığı açıklamada şunlar kaydetti:

“Faşizm yalnızca sıradan bir görüş değildir; milliyetinden, ideolojisinden veya farklılığından dolayı milyonlarca insanı katletmiş, dünyayı kana bulamış cani bir ideolojidir. Okulların içinde ve dışında her türlü faşist ifadeyi teşhir ve tecrit ederek, faşizme karşı mücadele etmek görevimizdir.

Eğitim sistemi demokratik bilince sahip, dayanışmacı, insan haklarına saygılı yurttaşlar yetiştirmelidir. Bunun yerine aşırı ve hoşgörüsüz algılara yer açarak, öğrencileri aşırı sağın etkilerinden koruyamayan bir sistem görüyoruz. Bu yaşananlarda iktidardakilerin çok büyük sorumluluğu vardır, zira faşizme karşı hoşgörü gösterilmesi faşizmin beslenmesine ve gençliğin bilincinde kök salmasına yol açmaktadır.”

sayfa-17-resim-a.jpg

“EĞİTİM, FAŞİZM KARŞISINDA TARAFSIZ OLAMAZ…”

“Eğitim Bakanlığı ve okul camiasından böyle bir olayın cezasız kalmaması için acilen ve sert bir şekilde tepki göstermesini talep ediyoruz. Eğitim faşizm karşısında tarafsız olamaz. Faşizme karşı mücadele edilir ya da faşizme katlanılır; faşizme karşı katlanmanın nelere yol açtığını tarih göstermektedir.

Kıbrıs Birleşik Öğrenci Örgütü PEOM olarak, demokratik ve ilerici okul arkadaşlarımızla birlikte anti-faşist eylemi yoğunlaştırmakta, nefret ve yıkımdan başka hiçbir şey getirmeyen faşizm canavarına karşı örgütlü mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız.  Faşizm karşısında tek bir geri adım dahi atmayacağız!”

AKEL’DEN SORU ÖNERGESİ…

Öte yandan AKEL Larnaka Milletvekili Andreas Paşurtidis de Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi’ne bir soru önergesi verdi. “Nazi ideolojilerinin okullarımıza nüfuz etme iğrençliğini devlet görmezden gelmemelidir” denilen açıklamayla ilgili olarak AKEL Türkçe sosyal medya sayfasında yer alan haberde şöyle denildi:

“Petrakis Kiprianu Ortaokulu’nda bazı öğrencilerin Nazi selamı verdikleri görülen ve sosyal medyada yayınlanan fotoğraf üzerine AKEL Larnaka Milletvekili Andreas Paşurtidis Temsilciler Meclisi’ne sunduğu soru önergesiyle, bu vakanın soruşturulması için Eğitim Bakanlığı'nın ne gibi adımlar attığı, eğer bir soruşturma yapılmış ise soruşturmanın sonuçlarının ne olduğu, bu vakayla ilgili disiplin veya başka sorumluluklar hakkında nelerin yapılacağı sorularının cevaplandırılmasını talep etti.”


GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEYE DAİR YAZILAR….

“Kırmızı kutulardan çıkan Gazze…”

sayfa-16-cegalyanin-gazzede-cektigi-bir-resim.jpeg

Çeğalyan'ın Gazze'de çektiği bir resim...

Norayr Olgar/AGOS

Gazze'nin ilk fotoğraf stüdyosunu açan Keğam Ceğalyan, Gazzeliler için bir fotoğrafçıdan öte, Gazze’nin tarihini belgeleyen bir arşivci, tüm koşullara rağmen hayata tutunmayı başarmış bir direnişçi ve kültürel belleği geleceğe taşıyan bir sanatçıydı…

FİLİSTİN’DE BİR ERMENİ YETİM…

Keğam Ceğalyan soykırımdan kurtulan bir Ermeni. Aile fertlerinin çoğu soykırımda katledilirken, o, kız çocuğu gibi giydirilmesi sayesinde sağ kalır ve annesiyle Suriye’ye kaçar. Annesini kaybettikten sonra pek çok Ermeni yetim gibi, Beyrut yakınlarındaki Biblos’ta (Cübeyl) bulunan ‘Kuş Yuvası’ yetimhanesine yerleştirilir. 1930’ların başında İngiliz mandası olan Filistin’e taşınır; pek çok işte çalışır, fotoğrafçılığı da burada, çıraklık yaparak öğrenir.

Kudüs’te tanıştığı Zıvart Nakaşyan’la 1944’te evlenir, Gazze’ye taşınıp Eski Şehir bölgesindeki Zeytun mahallesine yerleşirler. Ceğalyan’ın 1947’de Ömer Muhtar Caddesi üzerinde açtığı, şehrin ilk fotoğraf stüdyosu “Foto Keğam” kısa süre içinde Gazze’nin toplumsal hafızasını belgeleyen bir mekâna dönüşür. Yerel halk düğün, kutlama, cenaze ve aile fotoğrafları için Keğam’a gelirken, o objektifiyle şehrin gündelik yaşamını ve tarihin dönüm noktalarını kaydeder. İngiliz mandası döneminden Mısır yönetimine, İsrail işgali altındaki yıllardan Nakba (Büyük Felaket) sonrasında kurulan mülteci kamplarına kadar, Gazze’nin tarihindeki birçok dönüşümü fotoğraflar. Çektiği karelerde yalnızca günlük hayata dair ayrıntılar değil, dönemin binaları, altyapı projeleri ve artık var olmayan Yafa-Kudüs demiryolu hattı üzerindeki Gazze İstasyonu da yer alır.

sayfa-16-cegalyanin-kendiyle-ayni-ismi-tasiyan-torunu.jpg

Çeğalyan'ın kendiyle aynı ismi taşıyan torunu...

“GERİLLA FOTOĞRAFÇI…”

Ceğalyan, sık sık krizler ve katliamlarla gündeme gelen, işgal ve abluka altındaki bu şehirde sıradan anların yanı sıra, Han Yunis Katliamı ve Naksa gibi trajik olayları ve Gazze’yi ziyaret eden önemli isimleri de fotoğraflamıştır – 1959’da Gazze’yi ziyaret eden Che Guevara, kamplardaki çocukları ziyaret eden aktör Yul Brynner, Mısır Arap Cumhuriyeti’nin ilk iki cumhurbaşkanı Muhammed Necib ve Cemal Abdünnâsır, Gazze’deki BM Gücü’nü ziyaret eden Hindistan Başbakanı Nehru, Fransız düşünür ve yazar Jean-Paul Sartre...

Bu onun için ‘profesyonel’ bir iş değildir; herhangi bir yayın için çalışmaz. 1956’da, Süveyş Krizi sırasında İsrail Gazze Şeridi’ni ve Sina Yarımadası’nı işgal ettiğinde, ailesini çatışmalardan uzaklaştırmak için, ortağı Morris’in, kentin görece güvenli bir bölgesinde, daha çok Rumların yaşadığı Aziz Porfirios Kilisesi’nin hemen yanında bulunan evine götürür; kendisi ise çatışmaları fotoğraflamak için merkezde kalır. 1957’de Birleşmiş Milletler'in gelmesiyle hareketlenen Gazze’de, fotoğraf kâğıdı ve film dağıtımcılığı yapmaya başlar. Daha önce onun yanında çalışan pek çok insan da yavaş yavaş kendi fotoğraf stüdyolarını açar.

1967 Altı Gün Savaşı sırasında ailesi Mısır’a taşınırken, Keğam yine Gazze’de kalmayı seçer. Onun için Gazze yalnızca bir şehir değil, evi ve yaşam kaynağıdır. Bu dönemde Batı Şeria’daki diğer fotoğrafçılarla iş birliği yapıp Mısır’a negatifler göndererek, Filistin direnişinin dünyada duyulmasına katkıda bulunur. Filistinliler arasında ‘Al Musawer al Fedai’ (Gerilla Fotoğrafçı) olarak tanınır.

GÜNLÜK HAYATIN VE DİRENİŞİN BELGELERİ…

Ceğalyan’ın Ermeni kimliği, onun sanatını ve bakış açısını şekillendiren temel unsurlardan biriydi. Hem Ermeni diasporasının travmalarını hem de dönemin Gazze’sinin çok-etnikli yapısının getirdiği kültürel zenginliği fotoğraflarına yansıttı. Gazze’nin hızla değişen sosyal ve siyasi ortamını belgeledi. 1948 Arap-İsrail Savaşı’nın ardından Gazze’ye sığınan mültecilerin kamplardaki yaşamlarını, gündelik mücadelelerini ve dayanışmalarını gözler önüne seren kareler çekti. Objektifini sokaklara, pazarlara, zanaatkârlara, kadınların ve çocukların günlük yaşamlarına çevirdi – piknik yapan aileler, güneşlenenler, yüzenler, sebze ayıklayan kadınlar, atölyeler, kumsalda yürüyenler... Normal bir yaşamın keyifli ve hüzünlü anlarında, düğünlerde, kutlamalarda, cenazelerde, aile portrelerinde, bir halk onunu objektifine bakarak güldü ve ağladı.

Ceğalyan, diğer yandan direnişi de fotoğrafladı, dünyaya duyurmak için meslektaşlarını örgütledi. Salt sanatsal kaygılarla çekilmiş manzaralar ya da herhangi bir stüdyo fotoğrafçısının çekebileceği portreler değil, bir toplumun ve bir bölgenin tarihine ışık tutan belgeler üretti. Bu kareler, Gazze’yi hem bir çatışma bölgesi hem de canlı ve direnen bir topluluk olarak anlamamızı ve hatırlamamızı sağlıyor.

BAMBAŞKA BİR GAZZE…

2018 yılında, Keğam Ceğalyan’ın –kendisiyle aynı ismi taşıyan– sanatçı ve akademisyen torunu, babasının evindeki bir dolabın derinliklerinde, dedesine ait fotoğraflar, negatifler, kartpostallar, makbuzlar ve zarflarla dolu üç kırmızı kutu bulmuş. Bu malzemelerle, 2021’de Kahire’de ‘Photo Kegham of Gazza: Unboxing’ (Gazze’nin Foto Keğam’ı: Kutuları Boşaltmak) başlıklı bir sergi açmış. Başka bir Gazze’nin mümkün olduğunu gözler önüne seren bu sergi, bir tarihin nasıl ‘bozulduğuna’ ve Gazze’de kalan mirasın kaybolması tehlikesine de işaret ediyor.

1981 yılında hayatını kaybeden Ceğalyan’ın stüdyosu, önce ortağı Morris Tarazi’ye, sonra onun kardeşi Marwan Tarazi’ye devredilmiş. Torun Ceğalyan, Tarazi’yi, arşivin dijital ortama aktarılıp Gazze dışında korunması için ikna etmeye çalışsa da sonuç alamamış. 2021’in Ocak ayında onunla yaptığı Zoom görüşmesinde, dedesinin çektiği birçok fotoğraf görmüş. “Bu fotoğraflar onlarca yıl benden ve ailemden esirgenmişti. O görüşme esnasında kaydını aldığım ekran görüntüleri, bunlara dair elimdeki tek izler” diyor. Marwan Tarazi, 19 Ekim 2023’te, İsrail Gazze’deki Aziz Porfirios Kilisesi’ni bombaladığında eşi ve torunuyla birlikte ölmüş; saldırıda Ceğalyan’ın arşivi de yok olmuş.

Torun Ceğalyan, 2021’den bu yana, kendisine sosyal medyadan birçok kişinin ulaşıp, dedesinin çektiği fotoğraflar ve onunla ilgili anlatılar yolladığını söylüyor. Bu hafızanın yaşaması için Gazzeli kişiler ve topluluklarla iş birliği yaparak, görsel ve sözlü tarih çalışmalarından oluşan, kolektif bir arşiv kurmak istiyor. Amacı, bu malzemeler ve Keğam’ın fotoğrafları aracılığıyla, Gazze halkının zorla yer değiştirmesinin izini süren, interaktif bir dijital harita oluşturmak. Bunun, soykırım karşısında Gazze’nin varlığını ve hafızasını korumak için bir yöntem olabileceğini düşünüyor.

Yazının tümü için link:

https://www.agos.com.tr/tr/yazi/32013/kirmizi-kutulardan-cikan-gazze

(AGOS – Norayr OLGAR – 2.3.2025)

Bu yazı toplam 660 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar