“Öğretmen itibarsızlaştırılmayı, emeğinin hiçleştirilmesini, aşağılanmayı hak etmez”
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası, “Öğretmen asla takdir edilmeyi beklemez ama gölge edilmeyi, itibarsızlaştırılmayı, emeğinin hiçleştirilmesini, aşağılanmayı da hak etmez” açıklamasında bulundu.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), “Öğretmen asla takdir edilmeyi beklemez ama gölge edilmeyi, itibarsızlaştırılmayı, emeğinin hiçleştirilmesini, aşağılanmayı da hak etmez” açıklamasında bulundu.
Öğretmen sendikaları, öğretmenin, “özgürlüğün, bilimin, ilerlemenin, insani değerlerin, emeğin, yurtseverliğin temsilcisi” olduğuna vurgu yaparak, saldırı kampanyalarının nerden, nasıl gelirse gelsin dik duracağını ve asla boyun eğmeyeceğini kaydetti.
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil ve KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ortak yaptıkları yazılı açıklamada, Covid-19 salgınının ortaya çıkmasıyla eğitimin; sağlık ve güvenlik tedbirlerinden taviz verilmeden, yüz yüze yapılabilmesi için hep mücadele ettiklerini kaydetti.
Bazı kesimlere taviz verdiği savunulan dönemin hükümetinin, karantinasız, şaibeli girişlerde ısrar ederek, ülkede bulaşın, toplum sağlığını tehdit eder boyuta gelmesine neden olduğu öne sürülen açıklamada, eğitimde kayıpların giderilmesi için okul idareleri, öğretmenler ve sendikalar olarak canla başla katkı yaptıkları ve yapmaya devam ettikleri belirtildi.
Sendikalar bu süreçte; resmi tatil olmasına rağmen 24 Ağustos 2020’den itibaren öğretmenler ve okul idarelerinin görevleri başında olduğunu, birçok yeni sorunla, büyük risk altında çalışmaya başladıklarını ve çalışmaya devam ettiklerini kaydetti.
Öğretmenlerin “altyapının tamamen yetersiz olması, uzaktan eğitimin hiçbir hazırlığının yapılmamasına, hizmet içi eğitimde yeterli destek verilmemesine rağmen” gece yarılarına kadar önce öğrenip sonra öğrencilerle kendi insiyatifleri ile “whatsapp, zoom, Google, meet, teams” gibi grupları oluşturup öğrencileri kaydettiklerini ve ders yaptıklarını belirten sendikalar, şöyle devam etti:
“İnternet ortamında derslerin, müfredatların hazırlanması ayrı bir teknik mesele iken bakanlıkta, okullarda gece- gündüz çalışılarak Eğitim Bakanlığımıza tüm dersleri, müfredatları dijital ortamda ders anlatımına dönüştüren ‘KKTC Moodle Sisteminin’ kurulmasını denetmenler ve bakanlık görevlileri ile birlikte sağlamışlardır.
Bu süreçte sendikalarımız teknik kurul çalışmalarına Eğitim Bakanlığını yazılı çağırmış yapılan katkılarla okulların sağlık ve güvenliği için gerekli kriterlerin belirlenmesi, yazılı halde basılmasını sağlamıştır.
Oluşturulmayan okul bütçeleri, online alt yapı eksiklikleri , çalışılmayan müfredat ve materyaller, sağlanmayan destek ve imkansızlıklardan dolayı doğru dürüst yapılamayan temizlik-hijyen çalışmaları, belirsizlikler, yüksek oranda bulaş riski, stres ve tedirginlik içerisinde günlerce çabalayan, bu süreçte bahane üretmeden, yapılan haksızlıklara rağmen, eylem düşünmeden çocuklarımızı eğitim içerisinde, yaşam içerisinde tutmak için olağanüstü çalışılmış, halen çalışılmaktadır.”
Bakanlığa sorular
Sendikalar, “toplumumuz, geleceğimiz, eğitimimiz için soruyoruz” ifadelerini de kullanarak, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na şu soruları sordu:
“Eğitim Bakanlığı uzaktan eğitim için hazırlıklarını tamamladı mı? Binbir emekle, karşılıksız, öğretmenler ve bakanlık görevlileri tarafından hazırlanan Eğitim Bakanlığına ait moodle sisteminin gelişmesine bütçe ayrılmazken Türkiye’den getirilen ve orada birçok sorun yaşayan EBA sistemi için bir şirkete 9,700,000 TL ödendi mi? Bu şirkete ödenen para aynen Portal ve Smart School’da olduğu gibi her yıl okullar tarafından olmayan okul bütçelerine rağmen ailelerin katkılarıyla mı ödenecek? Bu güne kadar uzaktan eğitim için yeterli serverleri kuramayan, yatırımı tamamlamayan Eğitim Bakanlığı bu yabancı Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği destekli şirkete bütün bakanlık, öğretmen, öğrenci bilgilerini de içeren 60 tane serveri kurması onayını ve parasını verdi mi? E-devlet adı altında kurulması düşünülen okul portalları da bu ithal şirket tarafından mı kurulacak? Eğitimin salgın döneminde bile teknolojik yatırım bütçesi 2 milyonu geçmez iken her yıl 10 milyondan fazla ödemeye imza koymak yeni ‘AKSA şirketi’ yaratmak demek değil midir? Öğretmenlerimizin katkısı, emeği, alın teri yurdumuz için akıtılırken Kıbrıs Türk toplumunun geleceğini kâr amaçlı ithal şirketlere ideolojik tarikatlara, derneklere, vakıflara vs. devredilmeye mi karar verilmiştir? Bu ülkenin kendi öz kaynaklarına rağmen elektrik ve suda yaptığı gibi eğitimde de özel şirketlere rant sağlama planı mı vardır?”