Öğretmen Kimdir? Ne İş Yapar?
Tanım 1: Öğretmen, özel ve resmi eğitim kurumlarında çalışan, ulusal eğitim müfredatına uygun olarak öğrencilere ders veren kişidir. Öğretmenler, eğitim programı kapsamında öğrencilere düzenli ders verir. Öğrencilerin bilgi seviyesini ve ilerlemelerini ölçmek için sınav yapar ve not verir.
Tanım 2: Öğretmen, eğitim sisteminin en temel öğesidir. Bir bilimi, sanatı, sporu, tekniği ve düşünmeyi öğreten kişidir. Bir ülkenin nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde, toplumdaki sosyal yaşamın ve barışın sağlanmasında, bireylerin sosyalleşmesi ve toplumsal hayata hazırlanmasında, toplumun kültür ve değerlerinin genç kuşaklara aktarılmasındaki kısacası entelektüel birikimin kuşaklar arasında aktarılmasında ve çoğaltılmasındaki olmazsa olmaz kişidir. Yani sadece öğretim değil aynı zamanda öğrencilerine eğitim verendir.
Yukarıda okuduğunu her iki tanım da öğretmenlik mesleğini anlatmaktadır. Bir ülkenin eğitim sisteminin kalitesi, o ülkedeki öğretmenleri yukarıdaki tanımlardan hangisini yansıttığı ile yakından ilişkilidir.
Hafta sonu 5 Ekim Dünya Öğretmen Günü idi. Bu özel günde bile öğretmenlik mesleğinin statüsü üzerinde yeniden düşünmek, tartışmak hiç akıllara gelmedi. Her zaman olduğu gibi süslü laflar ve kutlamalar kâfi geldi.
Öğretmenlik bir meslek alanından fazlasıdır. Öğretmen güvenilir kişi, veli, öğrencinin ilk başvuru kaynağı, toplumun en aktif ve aydın yurttaşıdır.
Öğretmenlerimiz özellikle son yıllarda ciddi duygusal yıkım ve tükenmişlik yaşıyorlar.
Bir yandan herkesin öğretmen olabileceği bir yapıyla karşı karşıya kalan ülkemizdeki öğretmenlik mesleği, diğer yandan da yazın başında okuduğunuz tanımlardan sadece birincisini anlat bir meslek grubu olma yolunda hızla ilerliyor.
- Çünkü öğretmenlerimiz; ışığın, temiz havanın hatta öğrencilerin bile rahatlıkla girip çıkamadıkları konteyner sınıflarda bir şeyler öğretmek için canını dişine takan kişidir.
- Olması gerekenden 2 katı bazen 3 katı kalabalık sınıflarda davranış sorunları yaşayan, küfürlü konuşan, argo ve kaba dil kullanan öğrencilere doğru davranışı kazandırmak için canla başla uğraşandır.
- Bütün bunlara karşın demokratik olmayan, hiyerarşik ve merkeziyetçi bir yönetim tarzı ile karşı karşıya kalandır.
- Ülkemizdeki Öğretmen; mesleki geleceği konusunda güvensizdir. Partizanlığı ve adam kayırmacılığını sonuna kadar yaşayan bir mesleğin içinde olduğunu iliklerine kadar hisseden kişidir.
Bütün bunlardan daha kötü olanı ise eğitimi yönetenlerin bu durumun farkında olmamaları, farkındaysalar bile görmemezlikten geliyor olmalarıdır. Çünkü eğitim sistemimizde yaşananlara rağmen hâlâ öğretmene değer vermemek, eğitim sorunlarının tüm kabahatini öğretmene çıkarmak ve öğretmen tasarrufu politikasında ısrar etmek başka türlü açıklanamaz diye düşünüyorum.
Öğretmenlik mesleğinin “meslek statüsünün” yükseltilmesinin, bir toplumun statüsünü yükseltmek demek olduğunu anlamalıyız. Eğitim yönetiminin temel uğraşı; öğretmenin mesaisi üzerinden hesap-kitap yapıp öğretmenliği zapturapt altına almak değil, tam aksine öğretmene yatırım yapmak olmalıdır. Çünkü kaliteli bir eğitim sistemi kurmanın yolu nitelik bir öğretmen kadrosu yaratmaktan geçmektedir.
Nitelikli bir öğretmen kadrosunu; öğretmenlik mesleğini nasıl tanımladığınıza bağlıdır. Öğretmene verdiğiniz itibar, meslek statüsüne verdiğiniz değerle kurulur. Hizmet öncesinde de hizmet içinde de… Hizmete istihdam ederken de hizmet içinde yükselmesini sağlarken de…
Anlayana Gülmece
Geçerli Bir Sebep
Annesi oğlunu kaldırmak için yanına giderek seslenir :
- Hadi kalk okula geç kalıyorsun!
- Anne ben bugün okula gitmek istemiyorum.
Anne biraz öfkelenerek:
- Bana okula gitmemen için geçerli bir sebep söyle.
- Hemen söyleyeyim öğretmenler de öğrenciler de beni sevmiyor. Şimdi okula gitmem için sen bana geçerli bir sebep söyle bakalım.
Anne kararlı bir ses tonuyla yanıtlar:
- 45 yaşında koskocaman bir okul müdürüsün, hadi şimdi hemen hazırlan bakalım.
Okumuş muydunuz?
Eğer bir ülkede cücelerin gölgeleri uzamaya başlamışsa güneş batıyor demektir.
Çin Atasözü