Öğretmen Olmak Hangisinde Daha Zor?
Eski Romalılarda ilginç bir uygulama vardı. Bir kemerin yapımı bitirildiğinde, iskele kaldırılır ve o kemerden sorumlu olan mühendis kemerin altında beklerdi. Eğer kemer dayanıklı olmamışsa bunu ilk öğrenecek olan yine kendisi olurdu. Belki de hayatı pahasına… O kemere bu kadar önem verilmesinin nedeni Roma’nın büyüyüp güçlenmesinin ona bağlı olmasına duyulan inançtı. Çünkü o kemerden geçen ordular savaşa gider, o kemerden geçen insanlar sosyal yaşamlarını geliştirirlerdi.
Günümüzde ise ülkelerin büyüyüp güçlenmesi eğitime bağlıdır. Yani kemerin altında durma görevini artık öğretmenlerindir. Bu yüzden sanıldığından daha zordur öğretmen olmak.
Son yıllarda kamuya girişin kestirme yolu olarak görülse de "sınıfa girdiğinde ayağa kalktığımız kişidir öğretmen", çünkü önemlidir öğretmen olmak… Ne var ki akıl tutulması yaratan uygulamalar, tutarsız politikalar "öğretmenlik" mesleğinin statüsü yerle bir olmaya doğru hızla sürükleniyor.
Eğitim kayıpları her geçen gün katlanarak artıyor. Üstelik herkes bu durumun farkında… Bununla kalsak iyi, eğitimde kaotik ortam da her geçen gün büyüyor. Ve ne yazık ki herkes bu durumun da farkında… Çözüm önerisi olarak ortaya konan her şey; yeni bir soruna, kaotik ortamın ateşini büyütün yeni bir yakıta dönüşüyor.
Alın size ülke eğitimi için nur topu gibi bir sorun daha: Lise son (12.) sınıfların yüz yüze eğitime başlaması ya da daha doğru bir ifadeyle “başlayamaması” tam bir karmaşaya dönüşmüş durumda.
Bugün yaşadıklarımız, eğitime ve öğretmenlik mesleğine hangi pencereden bakıldığı, hangi anlayış ve yaklaşımla hareket edildiği ile yakından ilişkilidir. Hiç kuşku yok ki bütün meslekler önemli ve vazgeçilmezdir. Ancak Sağlık Bakanı Ünal Üstel’in öğretmenlik mesleğine yönelik ifadeleri, sahip olduğu bakış açısını da gözler önüne sermektedir. Ve ne yazık ki bu bakış açısıyla ne eğitimde kalite getirmeye yönelik bir adım atılır ne de yaşanan bu kaotik ortama çözüm bulunur. Oysa Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu’nun “öğretmen aşılanmadan yüz yüze eğitime başlanmayacak” politikası ne çok destek almıştı…
Belki de yapılması gereken şey, bugüne kadar yapılanların tam tersini yapmaktır. Yani öğretmen gerçekten yatırım yapmaktır. Öğretmenlik meslek statüsünü güçlendirmek, topluma yön verecek aydın bireyler yaratmanın önünü açmaktır. Pandemi dönemlerinde bile…
İşte size bugün yaşadıklarımızla ilgili dünyadan birkaç örnek:
- Unicef, aşılamanın başladığı Aralık’ta ülkelere çağırıda bulunarak yüz yüze eğitime geçebilmek için öğretmenlerin öncelikle aşılanması gereken gruba alınmasını istedi.
- Birkaç ay içinde nüfusunun tamamını aşılamayı hedefleyen ve bunun olanaklarına sahip birkaç İskandinav ülkesi (Norveç, Finlandiya, İsveç) dışındaki ülkeler, eğitim çalışanlarını 2. grupta aşılanması gereken ilk meslek saydı.
- Meksika, öğretmenleri sağlık çalışanlarıyla birlikte aşılayan ilk ülke oldu.
- Avusturya; üniversite personelleriyle birlikti öğretmenleri aşılamaya 3 Mart’ta başladı.
- Endonezya; 24 Şubat’ta başladı. 5 milyon öğretmenin aşılanmasını Haziran’da tamamlayacak.
- ABD; aşı sırasını eyaletlerin belirlediği ABD’de Cumhuriyetçi eyaletlerde öğretmenler öncelikli değildi. Ancak devlet başkanı Joe Biden müdahale ederek öğretmen aşılarının Mart sonuna kadar tamamlanmasını istedi.
- Mısır; Eğitim Bakanı öğretmen aşılarının Mart’ta tamamlanacağını taahhüt etti.
- Arjantin; Meksika gibi birinci grupla birlikte öğretmenleri aşıladı.
- İspanya; okulları hiç kapatmadı, öğretmenler 2. Grupta ve aşılama bu ay bitecek.
- İtalya; öğretmenler sağlık görevlileriyle aynı önceliğe sahip, birinci doz aşılama bitti.
- Şili; Öğretmenleri aşılamaya Şubat’ta başladı ve bitirdi.
- Portekiz; öğretmenler öncelikli listede değil ancak aşılama başladı.
- Yunanistan; eğitim sendikalarıyla görüşen bakan, eğitim çalışanlarının aşısını Mart’ta bitireceği sözünü verdi.
Şimdi siz karar verin öğretmen olmak hangisinde daha zor: Pandemide mi? KKTC’de mi?
Aklınızda Bulunsun
Okullar Kime Ait?
Hiç düşündünüz mü, okullar kime ait?
Sanılanın aksine okullar ne devletin ne de özeldeki sermaye sahiplerinindir. “Okullar; öğrencilere, öğretmenlere, topluma ve gelecek nesillere aittir.” Bu nedenle herhangi bir okul için yapılacak herhangi bir değerlendirme bu olguların tamamını düşünme gerekliliği vardır.
Anlayana Gülmece
Balık Baştan Kokar
Balık pazarından geçen yaşlı bir adam, balıkları tek tek eline alıp kuyruklarını kokluyor… Bunu göre balıkçı adama sesleniyor…
- “Amca, nedir yaptığın… Balık baştan kokar, kuyruğundan değil”
Yaşlı adam, iç çekerek, yanıt verir:
- “Biliyorum oğlum, etrafı koku sardı zaten… acaba kuyruğa kadar kokmayan balık var mı diye bakıyorum”