KTOEÖS, bütünlemede de başarılı olmayan öğrencilere tanınan ek sınav hakkıyla ilgili açıklama yaptı ve her yıl tekrarlandığını savunduğu sistemsizliğin devamına karşı, köklü, kalıcı, bir çözüm bulmak amacıyla üyelerinin ek sınavlara katılmaması kararı aldığını duyurdu.

KTOEÖS, Bakanlar Kurulu’nun artık her yeri yöneten bir kurul durumuna dönüştüğünü savunarak, yasanın emrettiği ‘sendikayla istişare ve teknik kurulla tüzük çalışma’ maddelerini ihlal edilerek karar alındığını açıkladı.

Sendikada bugün düzenlenen basın toplantısında konuşan KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın eğitim konusunda kaygı duyması ve yapılacak değişikliklerden doğacak anomalileri görmesi gerektiğini söyleyerek, “ama belli ki anlayış rüşvetçi, adam kayıran, siyaset yapılarak eğitimi yönlendiren bir anlayış var” ifadesini kullandı.

Bakanlar Kurulu’nun tek başına oturarak ‘ek sınav hakkı verdim’ deyip seçmenine selam gönderdiğini savunan Gökçebel, alınan bu kararın mağdur olan 600 civarı öğrencinin sadece yüzde 5’ine sınav hakkı tanıdığını belirtti.

Gökçebel, sistemde tıkanma sıkıntı varsa kalıcı bir şekilde değiştirmek istediklerini ifade ederek, “yoksa her yıl rüşvet anlayışını çağrıştıracak şekilde Bakanlar Kurulu değişiklikleriyle bir kısım öğrenciyi tamamen sistemin dışına atan diğerlerini de zorunlu olarak başka kulvarlara sokan anlayışı reddediyoruz” dedi.

Okul yöneticilerinin ve öğretmenlerinin özverili çalışmalarıyla sürdürmeye çalıştığı eğitimde, siyasilerin aldığı kararlar sayesinde her eğitim yılında sorunların artarak devam ettiğini savunan Gökçebel, “yıllardır siyasilerin almış olduğu hangi karar eğitimi iyileştirmiştir?” diye sordu.

Bakanlığın yasal olarak takip etmesi gereken prosedürü dahi takip etmediğini, “ben istedim yaparım” anlayışı içinde hareket ettiğini ileri süren Gökçebel, Bakanlar Kurulu kararıyla bazı çocuklara verilen ek sınav hakkının sistemin yarattığı eşitsizliği derinleştirdiğini söyledi.

“EK SINAV UYGULAMASI ÇÖZÜM ÜRETMİYOR”

Gökçebel, 2000’li yıllardan beri uygulanan ek sınav uygulamasının çözüm üretmediğini dile getirerek, “Sınıf Geçme Tüzüğü 1997’den sonra 15 kez değiştirilmiş ancak hala sorunlar devam etmektedir. Eğitim sistemimiz siyasilerin sınav rüşveti durumuna dönmüştür. Öğretmen ve öğrencilerin verdikleri emekler hiçe sayılmakta ve siyasilerin yarattığı bu sistemin başarısızlığı öğretmenlerin üzerine yıkılmaya çalışılıp öğretmenler hedef gösterilmektedir” görüşlerini ileri sürdü.

Bazı öğrencilere yıl sonunda sınav hakkı verilirken bazılarına verilmediğini ifade eden ve “Yani tüzük değişikliği bazı öğrenciler için yapılmış, adaleti de ortadan kaldırmıştır” diyen Gökçebel, Bakanlar Kurulu’nun günün sonunda öğretmenin ölçme değerlendirmesini hiç kimseye danışmadan değiştirme yetkisine sahip olmasının öğretmenin yetkisinin elinden alındığı anlamına geldiğini söyledi.

Gökçebel, okullarda yaratılan sistemin sonuçlarının, daha sonra ek sınav verilerek geçiştirilmek istendiğini savunarak, feodal bir zihniyetle sistemin içinde yavaş öğrenen çocuklara öğrenmelerini ve gelişmelerini sağlayacak daha hetorejen ve çocukları kucaklayacak müfredat programı geliştirme sistemi yerine, hem öğrenciyi hem de öğretmeni helak eden sınavlarla okul yaşamının berbat edildiğini öne sürdü.

Gökçebel, öğretmenlerin eğitimi iyiye götürme çabası dikkate alınmadan günü kurtarmak için alınan her kararın eğitimde sorunları arttırdığını, bu sorunların giderilmesi yerine öğretmen ve velilerin karşı karşıya bırakılmak istendiğini de savundu