Öğretmenler Sendikası Tatar için "uluslararası tutuklama emri" istedi
Sendika, pasaport iptali kararına katılmadığını duyurdu, Ersin Tatar için "Yapılması gereken, anayasayı çiğneme ve devleti yıkma suçlamasını ileri taşıyarak, uluslararası tutuklama emri çıkarmaktır" dedi.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası, Garanti ve İttifak Antlaşmalarının 1. Maddesinin “Taksim”i ve “İlhak”ı yasakladığını anımsattı, taksim siyaseti yapan Ersin Tatar'a yönelik gerekli adımların atılmasını istedi.
Sendika, pasaport iptali kararına katılmadığını duyurdu, Ersin Tatar için "Yapılması gereken, anayasayı çiğneme ve devleti yıkma suçlamasını ileri taşıyarak, uluslararası tutuklama emri çıkarmaktır" dedi.
"Demokratik devletler suçluları korumaz" diyen KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, "Taksim isteyenleri yargı önüne çıkarırken, enosis söylemi ile 'Kıbrıs Yunandır' söylemi yapanları da yargı önüne çıkarmak şarttır" görüşünü ortaya koydu.
İşte KTÖS'ün açıklaması
4 Mart 1964’te Türkiye’nin de onay verdiği, 186 sayılı Birleşmiş Milletler kararı çerçevesinde Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarında oturan Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü, anayasası ile vatandaşlarının haklarını korumakla yükümlüdürler.
Demokratik devletler anayasa, yasalar ve yürürlükteki hukuk kuralları çerçevesinde hareket eder ve vatandaşları arasında ayrım yapmaz. Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarının adanın kuzeyindeki TC işbirlikçisi ayrılıkçı 14 kişiye dönük aldığı pasaport sürelerini dondurma kararının yetersiz bir yaptırım olduğunu ve kuzeydeki ayrılıkçılara propaganda malzemesi vererek New York’ta öngörülen görüşme sürecini dinamitleme anlamı taşıdığını vurgulamak isteriz.
Bilindiği üzere Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının 185. Maddesi ile Garanti ve İttifak Antlaşmalarının 1. Maddesi, “Taksim”i ve “İlhak”ı (Enosis) yasaklamaktadır.
Kıbrıs Cumhuriyeti makamları, taksim söylemi yapıp, bunu siyasi bir talep olarak masaya getiren Sn. Tatar ve arkadaşlarının “devleti yıkma” misyonuna karşı gerekli adımı atmalıdır.
Bunu, pasaportların sürelerinin dondurulması adımı gibi gülünç bir girişimle yapmak, mümkün değildir.
Bu girişim, Kıbrıs Rum kamuoyuna verilen bir seçim rüşvetidir. Yapılması gereken, anayasayı çiğneme ve devleti yıkma suçlamasını ileri taşıyarak, uluslararası tutuklama emri çıkarmaktır.
Geçmişte yaşanan çatışmalarda rol alan katillerin yargı önüne çıkarılmaması ile ilgili izlenen siyaseti bu olayda da görmekteyiz. Demokratik devletler suçluları korumaz. Bu olayda da, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına aykırı olarak taksim isteyenleri yargı önüne çıkarırken, enosis söylemi ile “Kıbrıs Yunandır” söylemi yapanları da yargı önüne çıkarmak şarttır.