1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Öğretmenler ve Diplomalı İşsizler
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Öğretmenler ve Diplomalı İşsizler

A+A-

Eğitim sistemimiz birçok açıdan eleştiri almaktadır. Eğitime hangi pencereden bakarsanız bakın, bu eleştirilerin temelinde çağdaş eğitim kuramlarını içeren nitelikli bir eğitim politikasının eksikliği yatmaktadır. Bu politika yoksunluğu, eğitimin en önemli unsurlarından biri olan öğretmenlik mesleğine yönelik çok ciddi düzeyde olumsuz yansımalar yaratmaktadır.

İyi eğitim almış, nitelikli özelliklere sahip genç öğretmen adaylarımız var. Dahası sadece öğretmen adayı değil, neredeyse her alanda iyi eğitim almış genç değerlerimiz var. Ne var ki yukarıda anlatmaya çalıştığım politika yoksunluğu; iyi yetişmiş insan kaynağımızın diplomalı işsizler ordusuna dönüşmesinin de temelini oluşturmaktadır. Genç değerlerimiz her geçen gün biraz daha fazla oranda heba olup gidiyor.

Dahası öğretmenlik alanları dışında nitelikli eğitim almış birçok gencimiz; kısa yoldan kamuya girme gailesiyle, öğretmenlik dışında bir alanda eğitim almış olmasına rağmen kendini öğretmen olmak isteyenler arasında bulabiliyor.

En değerli varlıklarımız çocuklarımızı, toplumsal yaşamımızı, geleceğimizi teslim edeceğimiz öğretmen adaylarının aslında diplomalı işsizler ordusundan kurtulma gibi devasa bir sorunla mücadele ettiğini fark etmeliyiz. Belki de bunun için, ivedilikle oluşturulması gereken eğitim politikasının en önemli boyutunun “öğretmen yetiştirme” olması gerekliliği vardır.

Kaliteli bir eğitim sisteminin en temel özelliği öğretmenlerin entelektüel birikimleridir. Çünkü eğitim sistemini güçlü kılan bu birikimlerdir. Ne var ki politikasızlığın toplumsal hafızadaki yansıması öğretmeni ve öğretmenlik mesleğini sıradanlaştırmaktadır. Çünkü öğretmenlik; meslek olarak münhali doldurulması gereken bir kadro; görev olarak ise sadece müfredattakini öğretme olarak algılanıyor. Ve işte o andan itibaren onu sıradanlaşma başlıyor...

Oysa öğretmenin, müfredatta yazmayan ama öğrencilerinin gelişimlerinde ve kişiliklerinin oluşmasında müfredatta yazanlardan daha önemi olan bir öğesi var. O da öğretmenlerin kendi entelektüel kişiliğidir. Yani öğretmenin kendi gelişim serüvenin kendisine kazandırdıklarıdır… Zaten bu gelişim serüvenini sürekli kılamayan bir öğretmenin; teknolojinin hızla geliştiği, bilgi üretiminin katlanarak arttığı, yeni mesleklerin ortaya çıktığı, değişiminin ve kültürel rekabetin küresel ölçekte yaşandığı günümüzde, ne kültürel kimliği ne de bir mesleği tam olarak öğretmesi mümkün değildir.

Öte yandan öğretmenlik mesleği ilgili en önemli sorun; okullardaki öğretmen eksikliği olarak konuşuluyor, yazılıyor, tartışılıyor… Belki de öğretmenlik sorunu; öğretmenin eksik olması değil, öğretmenin yetiştirilmesi, göreve alınması, hizmet içindeki eğitimi, yükselmesi gibi birçok unsuru içeren yeni anlayış ve yaklaşımlarla belirlenmiş bir “öğretmen yetiştirme politikasının” eksik olmasıdır. Ne dersiniz!


 Yeni Nesil Öğrenme

Yapay Duygusal Zeka

Bilgisayarlar; yüz ifadeleri, jestler, ses tonu, tuş vuruşlarının gücü ve daha fazlası gibi verileri analiz ederek bir kişinin duygusal durumunu belirlemek ve daha sonra buna tepki vermek için duyguları okuyabilmesine yapay duygusal zekâ deniyor. Bilim insanları bu yeteneğin; insanların ve makinelerin çok daha doğal bir şekilde etkileşime girmesini ve insandan insana etkileşimin nasıl çalıştığına çok benzer olmasını sağlayacağını söylüyor.

Duygusal hesaplama, kameralar, mikrofonlar ve fizyolojik sensörlerin duyguları tanımlamak için duygusal tepkiler topladığı ve daha sonra makinelerin bu duygulara cevap verdiği Çalışmalar MIT laboratuvarlarında başladı. Bilgisayar sensörler ve kameralar aracılığıyla gerçek dünyadaki verilerden ses tonu, korku ve neşe mimiklerini algılayarak derin öğrenme algoritmalarının bir araya gelmesiyle, yapay duygusal zeka sistemleriyle elde ettiği verileri işleyip karşılaştırır. Kısacası artık bir makinenin verileri değerlendirme konusundaki ustalığı, bazı insanların kaçıracağı ince duygusal nüansları yakalamasına yardımcı olabileceği düşünülüyor.


Bir Resim - Bir Mesaj

Ne Yapacağını Bilmek

karikatur-007.jpg

Albert Einstein’a göre “aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar beklemek aptallıktır.” Bu yüzden ne yapacağını bilmek önemlidir.

Bu yazı toplam 2353 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar