Ferdi Sabit Soyer

Ferdi Sabit Soyer

OH, BİTTİ!

A+A-

UBP Kurultayı sonuçlandı. Demokratik süreçte bu gerçekleşen, bunca tantanadan sonra önemli bir olaydır. Bu yüzden UBP'yi kutlamak gerekir.

Sayın Hüseyin Özgürgün'e başarılar dilerken, diğer adaylara da saygı duyduğumu belirtmek isterim.
Kurultay sürecinde  UBP ile ilgili bir şey yazmak istemedim. Çünkü bir partinin iç demokratik işleyişine müdahil olmak, bence demokratik gelişmeye fayda sağlamaz.

Ancak, UBP'de, toplumdaki   genel yapısal sıkıntılara bağlı ciddi olumsuz bir gelişme oldu. Çünkü UBP kendi iç Kurultay  yarışını 2012'deki gibi yine ülke çapına taşıdı.

Yani, kendi eli ile isteyenin kendi içini kaşımasına zemin sağladı. Buna karşın karışmamak en doğrusu idi. Bunu yüzümüzün akı ile yerine getirdik.

Doğrusunu söylemek gerekirse Kurultay yarışını genel kamuoyuna  taşıma işinde, en az gayret, UBP Genel Başkanlığına yeniden seçilen Sayın Hüseyin Özgürgün'den geldi. Çok sorumlu davrandı. Tüm tahrik ve suçlamalara, çamur atmalara karşın soğukkanlılığını gösterdi.

Zaten sonuçta, bir bakıma bunun yansıması oldu. UBP üyelerinin büyük çoğunluğu kendi iç meselelerini dışa taşıyanlara dönük tepkilerini ilk ve ikinci tur oylamada gösterdi.

Diğer adayların çoğu, sanki seçim ülke çapında olacakmış gibi UBP üyeleri dışında tüm yurttaşa seslenen propagandalar yaptılar.

Hayretler içinde gördük.

Billboardlarda aday afişlerini. Cep telefonlarına adayların propaganda mesajları düştü. Gazete reklamları, TV reklamları aldı başını gitti.

Araştırma şirketlerinin kamuoyu anketleri, bunların sonuçları. Vay be vay. Bir Kurultay için bunca reklam, bunca para ve lakırdı...

Epeyi para da harcandı.

Kaynak falan sormayacağım. Ama şunu sormak hakkım.

Bu yaygın propaganda da ülke ve insan yaşamına dair ne üretildi? Hangi fikir, ya da program insanlara iletildi?

Bir bakarsanız, kocaman bir hiç.

Bakın bu gelişme yalnız siyasi partilerde oluşan bir yanlışlık değildir. Anlı şanlı sendikaların, sivil toplum örgütlerinin, Kongre veya Kurultaylarında benzerleri başka açılardan da yaşanıyor.

UBP Kurultayı'nın ilk günü, katılımın azlığından şikayet edildi. 500 kişiye yakın üye Kurultaya katıldı ve adayların konuşmalarını izledi. Ama iş, ertesi günkü seçime gelince, 6 bin üyenin, saat 22'ye kadar oy kullandığını gördük.

Bunun üzerine bir hafta yazıldı, konuşuldu. Peki ayni hal, sendikalarımızda da yok mu?

Evet var. Kongre veya Kurultayın açılışında 50 bilemediniz 100 kişi katılır. Faaliyet ve mali rapor görüşülür. Ama akşam 6'ya kadar 600 veya 1000 kişi oy kullanır.

İşte bu, ülkenin içine düştüğü halin en büyük göstergesidir. İdeolojiler bitti diye ahkam eksenler, sonuç itibarı ile düşünce dünyasını çölleştirdiler.

İş, basit propaganda ve imaj  çalışmasına döndü.

Yani cilalama ile sonuç alma.

Bu da, insanların arasında düşünce temelli değil, şahıs temelli, çamur atma, bol vaat ve boş hayallerle dolu söylemlerle konum alma noktasına ulaştı...

Temel sorunlar nasıl aşılacak? Hangi düşünce veya bakış açısı ile bunlar ele alınmalı? Bu konu hepten ortadan kalktı.

Şimdi UBP'de vesayet bitti dediler. Kimisi de vesayet başladı dedi. Peki kimin vesayeti vardı? Bu evet biliniyor, ama bununla ilgili konuşanda yok.

Bir şeyin bitmesi çok önemlidir. Ama onun kadar önemli olan bitenin, hangi usulle bittiğidir.

Demokratik, katılımcı yolla mı?
İ
şte mesele buradadır. Yani biteni nasıl, hangi usul ve yöntemle bitirdiğiniz ve yerine neyi koyduğunuz önemlidir.

Kim ve kimlerle ikinci sorudur.

Ama vesayeti nasıl ve hangi yöntem ve kurallarla bitirdiğiniz açık, net, demokratik katılımcı değilse, bilin ki o zaman ikinci soru, birinci belirleyen olur.

Yani kim ve kimler ve ne niyetle!

Bu açık değilse, işte o zaman, biten vesayet yerini; yeni bir güçle, kişi ve "o" merkezli bir başka vesayete bırakır.

Bunun burada da böyle mi olacağını, zaman içinde göreceğiz.

Ancak ülkenin acil bir hayli sorunu var.

UBP Kurultayını bitirdiğine göre, şimdi CTP- UBP Hükümetinin hızla iş başı yapma zamanıdır.
Ülke, toplum, insan, şimdi," oh be, bu da bitti" dedi.. Neden böyle dedi? Çünkü iş başı istiyor insanlar. Sorunların çözümü için iş üremesini istiyor da ondan.

Bilinsin ki eğer CTP-UBP hükümeti programındaki hedeflerine bağlı, sağlıklı iş üretemezse, bu iki geleneksel parti ve ülke çok şey kaybedecektir.

Bu yazı toplam 2186 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar