Okul mu dediniz?
Literatürdeki birçok kaynakta “okul” sözcüğünün, Fransızca “ecole (ekol)” sözcüğüne benzetilerek "okumak" kökünden türetildiğine dair ifadelere rastlarız. Bununla beraber “okul” kelimesinin Fransızcadaki “ecole” ve İngilizcedeki “school” sözcüklerinin kökeni "felsefe ve ders yeri" anlamına gelen Yunanca “σχολή (skhole)” kelimesinden türediği de söylenmektedir.
Okul sadece eğitim-öğretim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği bir yer değildir. Okul, gelecekteki eşimizle, en yakın arkadaşlarımızla, kader ortaklığı yapacağımız dostlarımızla tanıştığımız yerdir. Okul; sanatın, sporun, yaratıcı fikirlerin ve kültürün tüm unsurlarının ortaya çıktığı yerdir. Kısacası eğitim sisteminde asıl üretimin yapıldığı yerdir. Bu nedenle de okul, eğitimin stratejik ve vazgeçilmez öğesidir.
Başka bir ifadeyle eğitim sistemlerinde okul, temel sistemdir. O halde eğitim sisteminin başarılı olabilmesi için okulun başarılı olması koşuldur. Biliyoruz ki başarısızlığın nedeni çoğu zaman vizyonsuzluktur. Ve eğer ortada okul yoksa eğitim adına herhangi bir başarı da yok demektir.
Peki, Ama Neden Okul Yok?
Okul yok, çünkü Covid-19 salgını dünyada görülmemiş bir hızla ülkemizde artmaya başladı. Bugün itibariyle takip edilen vaka sayısı 500’ün üzerinde, salgının yayılma hızının ise 1,4’ü geçtiği söyleniyor. Bu nedenle de okullarımızı açamadık.
Dünya Ne Yaptı?
Dünyadaki çağdaş eğitim sistemlerine baktığımız şunu görüyoruz: sağlımızdan taviz vermemeliyiz ama eğitimden de taviz veremeyiz. Bu ilkeden yola çıkarak okulları Covid-19 açısından salgınla mücadeledeki tüm tedbirler (hijyen, fiziksel mesafe, maske, vb.) eksiksiz alınarak okullar en güvenli mekanlar haline getirildi. Böylelikle hem çocukları için salgınla karşılaşma riskinin minimum olduğu mekanlar yaratıldı hem de eğitimden de taviz verilmediğini, en az kayıpla eğitim sistemlerinin çarklarının dönmesi sağlandı.
Peki, Ya Bizde?
Bizde ise nitelikli hiçbir hazırlık yapılmadığı için okulların güvenli ortam olarak algılanması sağlanamadı. Yani anne-babalar, çocuklarına okula gönderip-göndermeme konusunda büyük kaygılar yaşadı ve yaşıyorlar. Bu nedenle okul dediğimiz şey kendiliğinden ortadan kalktı.
Eğitim?
Eğitim, kendimizi bir anda içinde bulduğumuz acayip bir hale dönüştü: Bu dönüşüme de “uzaktan eğitim” dedik. Oysa uzaktan eğitim dediğimiz şey de, böyle bir şey değil…
Uzaktan Eğitim; zamandan ve mekandan bağımsız olarak öğrencinin ve öğretmenin bilişim teknolojileri yoluyla ile senkron ya da asenkron olarak derslerin görüntülü, sesli veya yazılı biçimde işlendiği, öğrencinin istediği zaman bunları tekrar izleyebileceği ve görüntüleyebileceği, günümüz şartlarında eğitim ve öğretimin hızla bilgisayar ortamında geçtiği akılcı, çağdaş, yenilikçi bir eğitim sistemidir. Uzaktan eğitim;
- Öğrenci merkezlidir.
- Fiziksel engelli öğrencilere eğitim olanağı sağlar.
- Geniş öğrenci kitlesine eğitim hizmeti sunabilen bir eğitim sistemidir.
- Zaman ve mekandan bağımsızdır. Coğrafi ve bölgesel engelleri ortadan kaldırır.
- Eğitim ve öğretim ortamına 7/24 erişim olanağı sağlar.
- Her bir öğrencinin kendi öğrenme hızında öğrenim görmesine imkan sağlar.
- Bilgiye hızlı ve kolay bir şekilde erişme imkanı sağlar.
Peki bizde uzaktan eğitim böyle mi? Ne yazık ki hayır…
Oysa birçok öğretmen, mesleğinin kendisine verdiği sorumlulukla, kişisel imkanlarıyla ve tüm öğrencilerine ulaşmaya çalışarak senkron bir eğitime lokal ölçülerde de olsa şartlarını zorlayarak insan üstü bir çaba ortaya koyuyor.
Ne var ki bu büyük çaba, sistemin bütününe yetmiyor. Çünkü merkezi anlamda işe koşulması gereken esaslar adına henüz anlamlı bir adım atılmış değil:
- Her şeye rağmen içinde bulunduğu koşullar nedeniyle uzaktan eğitime erişemeyen, erişme imkânı olsa bile yine içinde bulunduğu koşullar nedeniyle uzaktan eğitim araçlarını etkin izleyemeyen öğrenciler var. Eğitimde fırsat eşitliğine büyük bir darbe vurduk.
- Öğrencilere, okulda olmanız gereken saatlerde evinizde kalın ve ekranın karşısına geçin dedik. Bunun pedagojik olmadığından bir haberiz. Öğrencinin 6 saat boyunca ekran karşısında kalmasının nasıl sonuçlar doğuracağını düşünmeden, onların sadece bilgileri bir kaynaktan almak değil, tutum ve değerlerini, psiko-motor davranışlarını, bilimsel süreç becerilerini de geliştirmeye ihtiyaçları olduğunu görmezden geldik. Dahası uzaktan eğitimin en önemli özelliği olan zengin veri kaynakları arasında doğru bilgiye ulaşma yollarını öğretmeyi dikkate almadık.
Keşke okullar yerine, ülkeyi kapatsaydık. Bu toplum Covid-19 mücadelesinden sıfır vakaya ulaştıktan sonra ülkeye girişleri kontrollü yapmayı becerebilseydik de eğitimdeki bu büyük kaosu yaşamasaydık… Yazık, çok yazık…