1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Okul Müdürü Olmak
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Okul Müdürü Olmak

A+A-

Eğitim yönetimiyle ilgili araştırmalarının neredeyse tamamında; öğrenci başarısı üzerinde bireysel yeteneklerin ötesinde, okul örgütünün özelliklerinin de etkili olduğu ortaya konmaktadır. Başka bir ifadeyle, öğrencilerin başarılı olmasında okul yöneticilerinin eğitim liderliği yeteneklerine sahip olması kritik bir önem taşır…

Ne yazık ki okullarımızda, kendini mesleğine adamış olsa bile öğretim liderliği özelliği taşımamasından dolayı verimli olamayan okul yöneticisi sayısı hiç de az değil… Bir de bunlara okullardaki örgütsel kapasite yetersizliğini eklerseniz ortaya çıkan sorunun ne denli derin olduğu rahatlıkla anlaşılabilir.

Okul yöneticisinin işini; öğrencinin, öğretmenin ve diğer personelin devam/devamsızlığını kontrol etmek, disiplin olayları ile ilgilenmek, kırılan camın, bozulan kilidin tamiri ile uğraşmasını olarak algılarsak verimden bahsetmemiz söz konusu bile değildir… Peki, ne olmalı? Okul yöneticisi nasıl olunmalı?

Bu sorulara verilen yanıtlar, eğitime hangi pencereden baktığınızla yakından ilişkilidir. Ancak eğitimde yeniden yapılanma çalışmalarında eğitim yöneticisinin bir “öğretim lideri” olma özelliklerini göstermesi beklenmektedir. Öğretim lideri, tüm enerjisini okulun varlık nedeni olan öğrenme ve öğretme süreçleri üzerinde kullanmalıdır…

Biz de ise bu anlayışı ara ki bulasın… Dahası bu anlayışın uygulamasını imkansız kılan ciddi bir yapılaşma var… Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından 9 Ağustos’ta yapılacak ilkokul müdürlüğü sınavı bu yapılaşmanın tüm olumsuz örneklerini gösteriyor gibi…

Her şeyden önce sınav başvuru süresinin tam 4 kez uzatılması, sınava duyulan güvensizliği en üst düzeye çıkarmış durumdadır. Milli Eğitim Bakanı Sayın Mustafa Arabacıoğlu da bu durumdan rahatsızlığını gizlememiş ve ilgili daireye son başvuru uzatma döneminde başvuruların kabul edilmemesini söylemiştir…

Öte yandan geçmiş sınavlarda olduğu gibi “kriter puan” , “sınav puanı” tartışması artarak devam ediyor… Bu konudaki tüzüğün, günün koşullarına göre güncellenmesi gerekliliği bir yana, kriter puanı yüksek olan azımsanmayacak sayıdaki adayların sınav puanlarının düşük olması önemli bir soruyu ortaya çıkartıyor: Öğretmenin gelişimini gösteren kriter puanları, onları okul yönetici olma yollunda geliştirmiyor mu? Yoksa bu müdürlük sınavlarının içeriği okul yöneticiliği özelliklerini mi taşımıyor?

Bana göre yukarıdaki her iki soruya da “evet” yanıtını verebiliriz… Öğretmenlerimizi okul yönetici yapacak kriterleri daha anlamlı bir şekilde yeniden belirlemeyiz. Ancak bu yeterli değildir. Çünkü temel sorun 350 puan değerindeki okul müdürlüğü sınavının kapsamındadır…

“Ezber bilgisi”, “soru çözme hızı” ve “dikkatten” daha fazlasını ölçemeyen bu sınav kapsamları terk edilmeli, girişimcilik, sosyal ve kültürel katılım, eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme gibi üst düzey düşünme becerilerini, yazılı kaynakları bulma, kullanma ve değerlendirme becerilerini ölçmeyi sağlayabilmeliyiz.

------------

Aklınızda Bulunsun

Sağlıklı Kişisel Gelişim

Ağustos ayının ilk haftasındayız. Yani tatil dönemini yarıladık… Kuşkusuz yeni bir eğitim dönemine hazır olmak iyi bir tatile başlar… Bu nedenle tatilinizi mümkün olan en sağlıklı ve aynı zamanda en çok keyif alacağınız biçimde geçiriniz. Ancak sağlık bir kişisel gelişim için iyi bir tatil yeterli değildir. Bunun için işte size 20 önemli ilkle… Sağlıklı bir kişisel gelişim için bunları yapmayı unutmayın…
1. Çok su için.
2. Kahvaltıyı kral, öğle yemeğini prens ve akşam yemeğini de dilenci gibi yiyin.
3.  Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok ve fabrikalar da üretilen yiyecekleri daha az yiyin.
4. Yaşamınızda enerji, heyecan eksik bırakmayın ama karşınızdakini her zaman anlamaya çalışın.
5. Kendinize zaman ayırın
6. Daha çok oyun oynayın.
7. Daha çok okuyun: Kitap okuyun, dergi okuyun, gazete okuyun…
8. Tembellik yapmayı unutmayın. Günün bazı anlarında sadece oturup kendinizi dinleyin.
9. Spor yapmayı ihmal etmeyin. Hiçbir şey yapamıyorsanız, en azından her gün 5-10 dakika yürüyün.
10. Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın.
11. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere veya şeylere sahip olmayın. Bunun yerine enerjinizi olumlu şekilde şu an için harcayın.
12. Sınırlarınızı bilin.
13. Kıymetli enerjinizi gevezelikle, dedikoduyla boşa harcamayın.
14. Uyanık iken daha fazla hayal kurun.
15. Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için çok kısadır. Kimseden nefret etmeyin.
16. Senden başka hiç kimse senin mutluluğundan sorumlu değildir.
17. Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada olduğumuzu unutmayın.
18. Problemler, matematik dersi gibi gelip giden, ancak aldığımız derslerin bir ömür boyu devam ettiği eğitim programının bir parçası olduğunu bilin.
19. Daha fazla gülümseyin ve gülümsetin.
20. Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Aynı fikirde olmamak için anlaşın.

----------

Anlayana - Gülmece

CIA Ajanı

ABD Rusya'ya göndermek için gazete ilanı ile ajan aramaya başlamış. Gelen adaylar arasından elemeler sonunda 3 kişiyi eğitmeye karar vermişler. Tüm savaş sporlarını, Rusça'yı, ve aklınıza gelebilecek her türlü sırları öğretmişler. Ve en sonunda bu üç ajandan birisi Rusya'ya gitmeye hak kazanmış. Ajan gece vakti Rusya'ya paraşütle indirilmiş. Ajan indikten sonra paraşütünü saklayıp Rus köylüsü kılığında en yakın köye doğru yola koyulmuş. Köye giderken yolda bir çobanla karşılaşmış. Çobanla muhabbet ederken çoban bir ara sormuş:
- "Arkadaş Amerika'dan ne zaman geldin?"
Ajan şok olmuş, reddetmesine rağmen bakmış ki çoban onun Amerikalı değil de Rus olduğuna inanmamış. Dayanamayıp sormuş:
- "Nereden anladın?" Çoban cevap vermiş:
-  "Bizim buralarda pek zenci bulunmaz da!.."

Bu yazı toplam 3126 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar