Okullar Açılırken...
Okullar, nihayet bin bir sorunla güçlükle açıldı gibi...
Açılamayanlar da önümüzdeki günlerde açılacak ya da kapanacak.
Ne ilginç ve düşündürücüdür ki sıradan idari işler; okula öğretmen, kitap, defter göndermek, kapıyı pencereyi tamir etmek, kırılan camları değiştirmek, sınıfları boyamak... eğitim adına bir başarı öyküsüne dönüşüyor. Eğitimin kendisi oluyor.
Sınıfın kapısının koluyla, menteşesiyle, vidasıyla uğraşmaktan eğitimi göremiyoruz. Okumayı, yazmayı, ezberlemeyi öğretiyoruz ama “Geleceğin cahili okuma yazma bilmeyen kişi olmayacağını, nasıl öğreneceğini bilmeyen kişi olacağını (Alvin Toffler)” da bilmemiz gerekir.
Yeni bir öğretim yılının başındayız tablo üzücü ve bir o kadar ürkütücü...
Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi’nin yayımladığı “2012-2013 Eğitim İstatistikleri Yıllığı” kitabında eğitimin durumu gözler önüne serilmektedir.
Ülke genelindeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin %67,71 KKTC, %29,16’sı TC ve %3,13 ise 3. ülke vatandaşı.
Bu oranın devlet ve özel okullara dağılımı ise şöyle olmaktadır: Devlet okullarında öğrenim görmekte olan öğrencilerin %64.48’i KKTC, %33,23’ü TC ve %2,28’, 3.ülke vatandaşıdır. Özel okullarda öğrenim görenlerin %84.91’i KKTC, %7,48’i TC ve %7,61’i 3. ülke vatandaşıdır. Devlet kolejlerine giden öğrencilerin %86,6’sı KKTC, %10,3’ü TC ve %3,1’i 3. ülke vatandaşıdır. İlkokul sonrası kolejlerin orta kısımlarına girebilen öğrencilerin %87’si KKTC, %10’u TC ve %3’ü de 3. ülke vatandaşıdır.
Meslek okullarına giden öğrencilerin durumu ise şöyle: %74,33 KKTC, %24,8’i TC ve %0.87’si 3. ülke vatandaşıdır.
Bu veriler ışığında öğrencilerin eğitime erişiminde, eğitim olanaklarından yararlanmalarında sosyal, kültürel, ekeonomik geçmişleri daha fazla belirleyici olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan özel okullara devam eden öğrenci oranı artmaktadır. Devlet okullarından kaçış sürmektedir.Örgün eğitimdeki öğrencilerin %18’i özel, %82’si devlet okullarına gitmektedirler. Eğitim basamaklarına göre özel söktörün öğrenci payı şöyle: Dört yaş %48.39, beş yaş %25,43, ilkokul %17,19, ortaokul %13,78 ve lise %13,29’dur.
İstatistiklerde bu oranlar artma eğilimi göstermektedir.
Devlet okullarında öğretmen başına düşen öğrenci oranları, okulöncesinde ortalama olarak 18’dir. Ne ki bu oran Güzelyurt bölgesindeki bazı anasınıflarında 9’a, 7’ye kadar düşmektedir.
Bu örnek siyasetin, siyasetçinin eğitimi kendi çıkarları için nasıl kullanabileceğini gösteren güzel bir örnektir.
Bunların yanı sıra nitelikle ilgili kaygı veren gelişmeler de olmaktadır. İki bine yakın öğrenci bir üst sınıfa geçebilecek yeterliliğe ulaşamadı. Bir o kadar da sınırda olanlar var. Bunlara ek bütünleme verilerek bir üst sınıfa geçirilmesi isteniyor. Öğrenme ikinci planda kalıyor.
Üniversite giriş sınavlarında öğrencilerimiz sonlarda... %10 civarı bir oran iyi veya iyiye yakın üniversitelere gidebilmektedir.
Bu akademik yön, ya sosyal, kültürel yönler.
Okullardan mezun ettiğimiz kaç öğrencide çevre duyarlılığı, bilinci, saygısı istenilen düzeydedir. Sanattan, sanat eserlerinden hoşlanmaktadır. Kitap okuma alışkanlığı kaçında var.
Kaçı bilgiye ulaşmayı bilmektedir?
Eğitim okula öğretmen, kitap, defter göndermek değildir. Kapısını, penceresini onarmak değildir. Bunlar rutin idari işlerdir.
Bugün ülkemizde eğitimin ana sorunları arasında fırsat eşitliğinden gittikce uzaklaşılması, devlet okullarının daha az tercih edilir hale gelmesi, eğitimin siyasi amaçlarla kullanılması, nitelik gibi sorunları bulunmaktadır.
Artık eğitime, sorduğumuz zaman söyleyen değil, bilgiye ulaşmasını bilen öğrenciler yetiştirmesi gerektiği anlayışıyla bakmamız gerekir.
Tüm öğrenci, öğretmen ve velilere 2013-14 öğretim yılının hayırlı olmasını dilerim.