1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. "Önce aşı, sonra eğitim"
"Önce aşı, sonra eğitim"

"Önce aşı, sonra eğitim"

Öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının aşılanması gerektiğini belirten Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu, okulların açılmasını aşılama takvimine bağladı, “Önce aşı, sonra eğitim” dedi.

A+A-

YENİDÜZEN’ konuşan Amcaoğlu:  “Öncelikle ilk, orta ve lisedeki öğretmenler aşılanacak, ardından üniversiteler. Toplamda 20 bin 500 kişinin eğitim sektöründe aşı olacak ve bu sayede 155 bin 500 kişi sokağa inecek”

 Eğitim bilimciler ise online eğitime rağmen geride büyük bir kaybın olduğunu dikkat çekti


Fehime ALASYA

Öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının aşılanması gerektiğini belirten Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu, okulların açılmasını aşılama takvimine bağladı.

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu,  öğretmen ve eğitim alanındaki çalışanların aşılanmasıyla yüz yüze eğitime başlanacağını açıkladı. Eğitim bilimciler ise açılım olsa dahi online eğitime rağmen geride kalan kayıp bir yıl olduğuna dikkat çekti.

Eğitimdeki aşılanma sürecinin detaylarına değinen Bakan Amcaoğlu, “Öğretmen ve eğitim çalışanlarına aşılama olmadan okulları açmayacağız.” dedi. Tüm öğretmen ve görevlileri aşılayarak ardından okulları açacaklarını ifade etti. Aşı için Sağlık Bankalığı ile de görüştüklerini, konuyla ilgili olumlu yanıt aldıklarını kaydeden Amcaoğlu, öncelikle ilk, orta ve lisedeki öğretmenlerin aşılanarak üniversiteler için de Nisan ayında aşılama yapılacağını belirtti.

Bu sayede toplamda 20 bin 500 kişinin eğitim sektöründe aşılanacağını kaydeden Amcaoğlu, “Bu aşılamalar olursa risk en aşağıya çekilecek ve 155 bin 500 kişi sokağa inecek” dedi. 

“Vakit kaybedilmeden aşılanma başlamalı, 2. Dozun ardından okullar açılmalı”

Amcaoğlu, ilköğretim, ortaöğretim ve lisede toplamda 4 bin 500’e yakın öğretmenin aşılanacağı, Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan aşılama listesinde öğretmenlerin ikinci aşamada ilk sıraya konulduğunu dile getirdi.

“Bir aya kalmaz yeniden yüksek dozda aşı adaya getirilecek, Türkiye’den bu yönde ifadeler var.” diyen Amcaoğlu, vakit kaybetmeden öğretmenlerin aşılanması gerektiğine vurgu yaptı.

Amcaoğlu, “Bu aşılanma süreci yaklaşık 3 haftalık bir süre, hemen şimdi öğretmenler aşılansa, 3 hafta sonra,  2.dozdan sonra okullar açılsın. Hem de tam zamanlı yüz yüze, kesintisiz.” şeklinde konuştu.  

Eğitim yaz aylarına sarkabilir

Kayıpların telafisi için ise eğitimin yaz aylarına da sarkabileceğini anlatan Amcaoğlu, “Eksiklerimizi gidermek için çalışacağız. 11. ve 12. Sınıfları yaz aylarına sarkası mümkün olmayabilir ama diğer sınıflar belki yaz aylarına sarkabilir. Bazı dersler tam zamanlı açılım olsa bile yine online sürecek, kayıplar telafi edilecektir. Öğretmenlerimizle de bu eksikleri kapatmak için çabalıyoruz.

“Var olan eksiklikler giderilmeye devam edecek”

Online eğitimle ilgili de var olan eksikliklerin giderilmeye devam edeceğini ifade eden Amcaoğlu, “Bu eksikliklerin de temini sürecek. Bugün (dün) 250 tablet daha dağıtacağız. Bir yardımsever vatandaşımız bu tabletleri bize bağış yapıyor.” dedi.

Kolej sınavı da belirsiz

30 Ocak tarihinde yapılması planlanan ve 20 Şubat’a ertelenen Kolejlere Giriş Sınavı (KGS) ile ilgili de bilinmezlik sürüyor. Sınavın ne zaman yapılacağına dair henüz bir netlik bulunmazken, hangi tarihe erteleneceği de henüz bilinmiyor.

Bakan Amcaoğlu, “20 Şubat’ta bu sınavın yapılması günümüz şartlarında olası değil. Yine de Üst Komite’nin kararlarını bekliyoruz” dedi.

Yarıyıl tatilinden sonra neler yaşanmıştı?

4 - 15 Ocak tarihlerinde yarıyıl tatiline çıkan öğrenciler, ikinci dönemde sadece 5 gün okula gidebildi. Akabinde Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, 22 Ocak tarihine dek tatilin bir hafta daha uzatıldığını açıklamış, Girne bölgesi dışındaki okullar 25 Ocak’ta açılmıştı. Buna karşın okullardaki vaka artışlarıyla bir gün sonra yani 26 Ocak tarihinde tüm okullarda online eğitime geçilmişti. Öğrenciler, yılbaşından sonra sadece bir gün okula gitmişti.

 


 

Eğitim Bilimci - Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten:

“Eğitim online, sınavlar yüz yüze olmamalı”

“Eğitim online, sınavlar yüz yüze olmamalı. Tüm eğitim yılını online yapan bir çocuğun bilgilerini yüz yüze sınavla ölçemezsiniz”

Geçtiğimiz yıldan bu yana öğrencilerin online ders yaptığını ifade eden Eğitim Bilimci - Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten, eğitim sistemindeki kademeler arasındaki geçişlerin sınavla olduğunu anımsatarak, sınavların yüz yüze eğitim konseptiyle yapılmasının yanlış olduğunu belirtti.

Sarpten, uzun süreli online derslerin verimliliğinin de bilimsel verilerle tartışılması gerektiğini anlattı.

Online eğitimin çalışmasının kendine ait birçok hassas nokta gerektiren durum olduğuna değinen Sarpten, yüz yüze düşünülen ve tasarlanan müfredatın online eğitimde kullanılamaması gerektiğini kaydetti. “Bunlar çok farklı çalışmalardır.” diyen Sarpten, online derslerdeki verimin de tartışılabilineceğini işaret etti.

Sarpten, Öğrencilerin yıl sonunda değerlendirildiği karnelerde de online hassasiyeti güdülmesi gerektiği belirtildi.

Ülkedeki online eğitimin tek merkezden ve bütünlüklü uygulanmamasının en büyük sorun olduğuna değinen Sarpten, tüm programların tek noktadan öğrenciye ulaştırıldığı bir sistem olmamasını ve bunun geçen aylar içinde yapılmamasını eleştirdi.

Kamuda eğitimin öğretmen ve yönetimin inisiyatifine kaldığını kaydeden Sarpten, “Tüm öğretmenler kendi imkanlarını kullanarak öğrencisine yapabildiği ölçüde kendi ulaşmaya çalışıyor. Bu birçok konuda sıkıntı doğuruyor.” dedi.

“Taş taş üstüne, satır satır üstüne eklenmedi”

Online eğitimin verimliliğiyle ilgili görüşlerini paylaşan Sarpten, şöyle devam etti:

“Her kademede online eğitim bireysel inisiyatiflerle ölçülüyor ve Bakanlık sadece ‘kaç kişi katılıyor’ verisi istiyor, bu rakamın yüzdeliğinin sürekli artması hedefleniyor. Herhangi bir yeni destekler verilmezse bu oran artmaz. Kaldı ki bu oran da bir ölçü değildir.

Öğrencilerin %100’ü de katılım sağlasa verimi ne kadardır tartışılır. Ön görülen hedeflere öğrenci ulaşıyor mu buna bakmak gerek.

Bunların tümü için bütünlüklü bir çalışama isteniyor. Mart 2020’de durum neyse Mart 2021’de de bu durum hala aynı. Ama aradan geçen bu sürede satır satır üstüne eklenmedi, taş taş üstüne konmadı.”

“Tüm eğitim yılını online yapan bir çocuğun bilgilerini yüz yüze sınavla ölçemezsiniz”

Eğitim sistemindeki kademeler arasındaki geçişlerin sınavla olduğunu anımsatan Sarpten, buna karşın söz konusu sınavların sınavlar yüz yüze eğitime göre olduğunu savundu.

KGS özelinde bu tarz sınavlara değinen Sarpten, şu yorumda bulundu:

“Geçmiş yarı dönemi ve tüm eğitim yılını online yapan bir çocuğun bilgilerini yüz yüze sınavla ölçemezsiniz. Bu pedagojik olarak da uygun değil.

Pedagoji ilkeleriyle bunlar uymuyor. Bundan verim beklemek anlamsız. Çünkü bundan zaten verim alamazsınız. Bu ikisi çok ayrı bir durumdur. Bu süreçte hem mezuniyetler, hem kademeler arası geçiş sınavlarının tümü bu biçimde düzenlenmiş değildir. Zaten mevcut hali büyük bir sorun olan KGS, bu yarayı derinleştirmiştir.”

“Kayıplar için alternatif bir program yaratılmalı”

Geçen yılın ikinci dönemi ciddi eğitim kayıpları yaşandığını ifade eden Sarpten, bu süreçteki ders kayıpları için de alternatif bir program yaratılması gerektiğini anlattı. Sarpten, “Şu anki göstergeleri, karne notları, sınıf geçmeler, sınav notları göz önünde bulundurulmalıdır. Kocaman bir kayıp dönemimiz var. Bu dönemdeki performanslarına bakıp bununla değerlendirme yapılmalı.” şeklinde konuştu.


Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman:

“Koleje Giriş Sınavı’nın (KGS) yapılmamalı”

“Bu yıl bir ilk olarak Koleje Giriş Sınavı da yapılmayıp, öğrenciler, aileler, öğretmenler, müdürlerin ortak yapacakları değerlendirme ile koleje alınacak öğrenciler belirlenmeli.”

Uzun süreli online derslerin çocukların kaldıramayacağı bir yük olduğuna değinen Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman, bu yılki Koleje Giriş Sınavı’nın (KGS)  yapılmaması gerektiğinin altını çizdi.

Batman, buna paralel koleje alınacak olan öğrencilerin, aileler, öğretmenler ve müdürlerin ortak yapacakları değerlendirme ile belirlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Online eğitim ve bu süreçte yaşanan birçok konuya değinen Batman, hem öğretmen hem aileler hem de öğrencilerin zor günler geçirdiğini belirtti.

Online eğitimin ne kadar etkili olduğunu süreç içerisinde anlayacağız diyen Batman, online eğitimin her öğretim kademsinde farklı etkiler yaptığını ancak değer olarak etki derecesinin bilimsel çalışmalarla ortaya konabileceğine değindi.

Şu ana kadar ülkede bu tür bilimsel çalışmalar olmadığını ifade eden Batman, online eğitimin, yüz yüze eğitimden çok farklı bir olgu olduğuna vurgu yaptı.

Batman, ülkedeki bu süreci şöyle değerlendirdi:

“Öğretmenler hazırlıksız yakalandı. Alt yapı, araç-gereç ve donanım problemleri, öğrencilerin önemli bir bölümünü çok etkiledi; örneğin akıllı telefon, bilgisayar, internet erişimi gibi. Bunun yanında yüz yüze eğitimde bile bazı okullarda velilerin okuma- yazma bilmedikleri için evde çocuklarına yardım edemedikleri gerçeğinden hareketle online eğitimde ailelerinden akademik destek alamayan öğrenciler için olumsuz bir durum ortaya çıktığı herkes tarafından rahatlıkla kabul edilecektir.”

“KGS eski ezber nitelikli sorulardan kurtarılmalı”

Koleje Giriş Sınavı (KGS) ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Batman, özetle şunları ifade etti:

“KGS zaten pandemi öncesi de ‘sorunlu’ bir sınavdı. Ezberleyen çocukları seçen bir sınavdı. Üst düzey düşünme becerileri olan problem çözme, yaratıcı düşünme eleştirel düşünmeyi zaten ölçmüyordu. Online eğitimde konular daraltıldı öğrencilerin öğretmenle yüz yüze eğitimdeki süreden daha kısıtlı sürelerle öğretim yaptı. Bu nedenle ezberleneceklerin neler olduğu, ezberlemek için hem okulda hem dershanede hem de özel derste çok tekrar yapılamadı. Bu nedenle KGS eski ezber nitelikli sorulardan kurtarılmadı. Konu değil düşünme becerisi ile çözülecek sorulardan oluşturulmadı. Böylece ezberlemeye vakit bulamayan ve ezberi değil düşünme becerisi yüksek olan öğrenciler kolejli olur ki zaten böyle olmalıydı ama KKTC bu tür öğrencileri hiç istemiyor.”

“Sosyo-kültürel olarak fakir çevreler için daha çok kayıp bir yıl”

 Pandeminin kayıplarının bir yıl değil daha uzun süre pek çok düzeydeki öğrencilerde problem oluşturacağını savunan Batman, sosyo-kültürel olarak zengin çevrelerden gelen öğrencilerin bu süreçte daha az kayıplar yaşayacağına vurgu yaptı. Batman, bu konuyu şu örneklemler ile anlattı:

. Örneğin ilkokul bu yıl 1. Sınıfta okuma-yazmayı öğrenemeyen öğrenciler gelecek yıl 2. Sınıfta bu kaybı gidermekle uğraşacak ancak ilkokul 2. Sınıfta matematik, hayat bilgisi gibi derslerdeki konuları öğrenmede zorluk yaşayacak. Böylece katlanarak giderecek. Bu etki 2 veya 3 yıl sürecek bir dönemi kapsayabilir. Ancak şu bir gerçektir sosyo-kültürel olarak zengin çevrelerden gelen öğrenciler bu süreçte daha az kayıplar yaşayacağı da ayır bir gerçektir. Bu nedenle bilimsel çalışmalarla kayıpların hangi sosyal tabaklardaki öğrencilerde daha çok etkili olduğunu gösterebilir.

“Karne yerine pandemiye özel belgeler düzenlenmeli”

Pandemiyle birlikte geleneksel öğretimin durduğunu ifade den Batman, karne yerine pandemiye özel belgeler düzenlenmesinin daha yararlı olacağını işaret etti.

“Öğrencilerin akademik benlik kavramlarını zedelememek için onları motive edici ‘Başarı Belgeleri’ düzenlenebilir. Öğrencilerin çabaları, öğretmenlerin senkron ya asenkron olarak verdikleri proje başarıları bu belgelerde gösterilebilir.” diyen Batman, öğrencilerin öğrenme çabalarını takdir etmek amacı güdülmesi gerektiğini kaydetti.

Batman, “Çünkü olağan üstü bir durumda kendi çabalarının en yoğun olduğu bir eğitimden geçmekteler. Bu çabaların desteklenmesi en doğrusu olur.” dedi.

“Uzun süreli online dersler çocukların kaldıramayacağı yüktür”

Online eğitim adına uzun süre telefon veya tablet başında geçen zamanların çok da etkili olmadığını savunan Batman, “Öğrencilerin hem ruhsal hem de fiziksel olarak gerginlikleri ancak resim, müzik, beden eğitimi gibi derslere daha fazla yönelmesi doğru olur.

Akademik derslerin sürelerinin azaltılması yerinde olur. Senkron derslerin 20 dakika civarında olması önerilir, doğrusu da bu. Yüz yüze eğitimde bile ilkokul öğrencileri bir sunu en fazla 10 dakika canlı, dikkati dağılmadan dinleyebilir. Sonrasında öğretmenlere farklı bir etkinlik yaparak, öğrencilerin dağıtılan dikkatlerinin yeniden ders odaklanmasını sağlamaları önerilir. Özel okullarda 9’dan 15:30 sonra da 17:00’dan 19:00’a kadar dershaneye online da olsa devam etmek çocukların kaldıramayacağı yüktür. O nedenle resim, spor etkinliklerinin önerileceği beden eğitimi gibi derslere her zamankinden daha çok ihtiyaç var.”

“Bu yıl bir ilk olarak KGS sınavı da yapılmamalı”

İçinde olunan pandemi döneminin herkes açısından zor olduğunun altını çizen Batman, bu yıl KGS sınavının yapılmaması gerektiğini kaydetti.

Farklı bir uygulama ile koleje öğrenci alımı yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Batman, konuyla ilgili şunları dile getirdi:

“Unutmamak lazım 100 yılda bir olan bir durum pandemi. Öğrencilerin ruhsal ve fiziksel sağlıklarının akademik başarılarından daha önemli olunan bir süreçten geçiyoruz. Öğretmenler olarak bizler onlar ‘biz buradayız ve sizlerin için varız, siz merak etmeyin’ tepkisini zaten veriyoruz, aileler de bu tepkileri vermeli. Bu bağlamda bu yıl bir ilk olarak KGS sınavı da yapılmayıp, öğrenciler, aileler, öğretmenler, müdürlerin ortak yapacakları değerlendirme ile koleje alınacak öğrenciler belirlenmeli. İnanırım ki gelenekselciler hemen bu fikre eleştiri yapacaklardır ama doğru olan da bu.”

145641006-3986853818015427-5101570938840474278-o.jpg

 

 

Bu haber toplam 2671 defa okunmuştur
İlgili Haberler