1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Okullar Neden Açılamadı?
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Okullar Neden Açılamadı?

A+A-

Kıbrıs Türk Toplumu; en değerli varlıkları olan çocuklarına, gençlerine bu ülkenin geleceğine okullarını açamadı.

Okulların neden açılamadığı çok belli ama yine de eğitim sisteminin geldiği tabloyu kısaca özetleyim:

  • Kullanım dışı binası olan okul sayısı 20’nin, tadilatı devam eden okul sayısı 10’un üzerinde.
  • İlköğretimde Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından mülakatı tamamlanmayıp atanamayan öğretmen sayısı 30’un, mülakata bile çağrılmayan özel eğitim öğretmenleri 10’un üzerinde.
  • Öğretmenler Yasası’nda İlkokullara da Rehber Öğretmen alınabilmesi için yasal değişiklik yapıldı ama atama tüzüğü güncellenmediği için bu konudaki belirsizlik hâlâ ortada.
  • Ortaöğretim kademesinde 250’nin üzerinde olan öğretmen ihtiyacı bakanlığın “öğretmen tasarrufu” politikası nedeniyle 100 civarlarına çekildi.
  • Ortaöğretimde okul müdürü, müdür muavini olmayan okullar var.
  • Yolu, bahçesi, elektriği, temiz içme suyu, interneti, tuvalet kağıdı, temizlik-hijyen malzemeleri olmayan okullar var.
  • Ve hepsinden önemlisi ilköğretimde 240, ortaöğretimde de farklı alanlarda ortaya çıkacak çok sayıda “geçici öğretmenlerin” nasıl belirleneceği ile ilgili bir kriter yok, ilke yok, pedagojik anlayış yok.

Peki Ne Var?

  • Yukarıda saydığım bütün bu yokluklara karşın, tıklım tıkış sınıflar var. Hangi öğrencinin hangi okula kayıt yaptıracağı konusunda ciddi bir karmaşa var.
  • Ve tabi yine hepsinden önemlisi; “geçici öğretmen” olarak görev alabilmek için Bakanlığın koridorlarını dolduran siyasi yandaşlar var.

 

Bir Hafta Sonra Ne Değişecek?

  • Yarım inşaat halindeki okulların tadilatı bir hafta sonra tamamlanacak mı?
  • Kamu ataması bekleyen tüm öğretmenlerin mülakatları tamamlanacak mı?
  • Bir yıldır çözülmeyen ilköğretimdeki Rehber Öğretmen sorunu çözülecek mi?
  • Ortaöğretimde münhali ilan edilmemiş birçok alanın öğretmen ihtiyacı giderilecek mi?
  • Eksik okul müdürü, müdür muavinleri tamamlanacak mı?

Yukarıdaki soruların tamamının yanıtı “hayır” olduğuna göre, bir hafta sonra ne değişecek de okulların açılması için tüm engeller ortadan kalmış olacak!

Toplumun tamamı bu hafta sonunda ne olacağını biliyor. Neden eğitimi, pedagojik ilkelere göre değil de siyasi kararlara göre yönettiğinizi çok iyi anlıyor.

Yazık. Çok yazık. Siyasi kavgalar, iç çekişmeler uğruna kamusal eğitim yok olma noktasına geldi. Öğretmenin itibarı yerle bir edildi.

Çocuklarımız perişan oldu. Özel okul ile kamu okuluna giden öğrencin arasındaki fark daha da açıldı. Üstelik bu yetmezmiş gibi;

  • Konteyner sınıfta olanla olmayan,
  • Kalabalık sınıfta olanla olmayan
  • Öğretmeni atanan sınıfta olanla olmayan gibi yeni farklar yaratıldı.

Eğitim; Cicero’ya göre insanlaşma süreci, Platon’a göre ruhsal bir yükseliş, Aristo’ya göre tamamlanma süreci, Rousseau’ya göre evreni tanıma, doğaya ve doğasına hazırlanmadır.

Rus edebiyatçı Tolstoy, tam bir asır önce şu soruyu sormuş: “İnsan Neyle Yaşar?” Tolstoy’un bu eserinde yer alan tüm hikâyeler insanın özündeki iyilik-kötülük, açgözlülük-kanaatkarlık, hırsın getirdiği insan olmaktan uzaklaşmayı ve yaşamı anlamlandıran sevgi kavramlarını ele alır.

Şimdi ben sorayım: Sevgisizliği, çocukları ve gençleri düşünmeyen, bir şey olma hırsı ile alınmış siyasi kararlar ne işe yarar? Siyaseti bir istismar aracı olarak kullanan bu siyasiler neyle yaşar?

egitim-005.png


Anlayana Gülmece

Siyasi yandaş ve yalakalık yüzünden ülkede her şey çirkef kokusuna bulanmış durumda.

Yalaka Çavuş

Padişah bir saray yaptıracak. Yalaka çavuş durur mu? Hemen talip olmuş saray inşaatına. Tez elden bitirmiş işleri. Teslim edecek. Padişah almış vezirini sarayı geziyor. Yalaka çavuşla çok iyi anlaşamayan vezir, sarayın tuvaletinin olmadığını fark eder ve bu durumu padişaha hissettirmeye uğraşır.  Hemen söze başlar.

  • Hünkarım! Sayın ki çişiniz geldi. Nasıl gidereceksiniz? Nereye edeceksiniz?
     

Yalaka çavuş fırsat verir mi? hemen atılmış söze. Vezire dönerek;

  • Sana ne… Koskoca padişah! Sana mı soracak nereye edeceğini? Nereye isterse oraya eder!

Okumuş muydunuz?

Büyük beyinlerin, büyük hedefleri vardır.

Küçük beyinler ise sadece hırsları.

Washington Irving

Bu yazı toplam 790 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar